Emirdağ Lahikası 2. Kitap 44. Mektup
Aziz, sıddık kardeşlerim!
Evvela: Seyyid Salih’in Halep ve havalisindeki çok ehemmiyetli İhvan-ı Müslimîn Cemiyeti için sizden istediği Nur mecmualarından, kendime mahsus mecmualardan on tanesini ona gönderdim ki onlara versin.
Sâniyen: Denizli hem Denizli’deki Nur kardeşlerimizle ziyade alâkadarım. Merhum Hasan Feyzi’nin arkadaşları ne vaziyette olduklarını ve Yakub Cemal eski kardeşimiz ne halde ve nerede olduğunu merak ederken, aynı vakitte Yakub Cemal’in Denizli Nurcuları namına güzel bayram tebriği beni çok sevindirdi. Mütehassirane ve müştakane hayalen beni Denizli’de gezdirdi “Mâşâallah, bârekellah!” dedim.
Sâlisen: Nurcuları yirmi seneden beri tazip eden ve hapislere sokan bedbahtlardan bazıları, her günde bir ay bize verdikleri sıkıntılar kadar manevî azap çekiyorlar. Biz o zalimleri cehenneme havale edip sabrederdik. Fakat hizmet-i imaniye kudsiyeti, o bedbahtlara dünyada da bir nevi cehennemi adalet-i İlahiyeden istemiş ki bazıları bir senede istibdad-ı mutlakadan aldığı lezzeti hiçe indiriyor gördük, zaman gösterdi. Demek, adalet ve inayet-i İlahiyenin himayeti bize kâfidir.
Râbian: Ali Osman’ın vefatıyla hem akrabasını hem Medresetü’z-Zehra ve Nur dairesini taziye ediyorum. Ve onu da tebrik ediyorum ki vazifesini tam yapmış ve şimdi de Nur kahramanları Hâfız Ali ve Hâfız Mustafa yanında duama dâhildir.
Umum kardeşlerime binler selâm…
اَل۟بَاقٖى هُوَ ال۟بَاقٖى
Said Nursî