Translations:On Üçüncü Söz/182/tr
Hem âyet-i وَمَا يَن۟بَغٖى لَهُ sırrını da bununla anla ki şiirin şe’ni; küçük ve sönük hakikatleri, büyük ve parlak hayallerle süslendirip beğendirmek ister. Halbuki Kur’an’ın hakikatleri o kadar büyük, âlî, parlak ve revnaktardır ki en büyük ve parlak hayal, o hakikatlere nisbet edilse gayet küçük ve sönük kalır. Mesela يَو۟مَ نَط۟وِى السَّمَٓاءَ كَطَىِّ السِّجِلِّ لِل۟كُتُبِ يُغ۟شِى الَّي۟لَ النَّهَارَ يَط۟لُبُهُ حَثٖيثًا اِن۟ كَانَت۟ اِلَّا صَي۟حَةً وَاحِدَةً فَاِذَاهُم۟ جَمٖيعٌ لَدَي۟نَا مُح۟ضَرُونَ gibi hadsiz hakikatleri buna şahittir.