Translations:Yirmi Dördüncü Söz/323/tr
Elcevap: Hakikati şudur ki: Kur’an-ı Hakîm’in her bir harfinin bir sevabı var, bir hasenedir. Fazl-ı İlahîden o harflerin sevabı sümbüllenir, bazen on tane verir, bazen yetmiş, bazen yedi yüz (Âyetü’l-Kürsî harfleri gibi), bazen bin beş yüz (Sure-i İhlas’ın harfleri gibi), bazen on bin (Leyle-i Beratta okunan âyetler ve makbul vakitlere tesadüf edenler gibi) ve bazen otuz bin (mesela, haşhaş tohumunun kesreti misillü, Leyle-i Kadirde okunan âyetler gibi). Ve o gece bin aya mukabil işaretiyle, bir harfinin o gecede otuz bin sevabı olur anlaşılır. İşte Kur’an-ı Hakîm, tezauf-u sevabıyla beraber elbette muvazeneye gelmez ve gelemiyor. Belki asıl sevap ile bazı surelerle muvazeneye gelebilir.