Hakikat Işıkları/tr: Revizyonlar arasındaki fark

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    (Kaynak sayfanın yeni sürümü ile eşleme için güncelleniyor)
     
    (Kaynak sayfanın yeni sürümü ile eşleme için güncelleniyor)
     
    1. satır: 1. satır:
    <languages/>
    <languages/>
    = Hakikat Işıkları =


    Herkes bilmez gökte ne var
    Herkes bilmez gökte ne var

    14.08, 12 Mayıs 2024 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

    Diğer diller:

    Herkes bilmez gökte ne var

    Görür onu göz sahibi

    Parıldıyor güneş kadar

    Hakikati umman gibi

    İster gönül elbet huzur

    Âhir demde etmiş zuhur

    Âlemlere doğmuş o nur

    Gökten inen ferman gibi

    Ferdiyeti elhak ayân

    Odur gönüllere sultan

    Var mı bilmem ulu bürhan

    Bu Bediüzzaman gibi

    Lisanından saçılır nur

    Cinnî okur, insan okur

    Hûr-u cennet işte bu “Nur”

    Gönüllerde canan gibi

    Âhir zaman esrarını

    İhbar-ı gayb envarını

    Attı âlem ekdarını

    Doğdu şems-i tâbân gibi

    Semavattan rahmet indi

    Akan gözyaşları dindi

    Küfr ü dalal yıldı, sindi

    Görünmeyen şeytan gibi

    Söndü hain faaliyet

    Yıkıldı o deccaliyet

    Halâs buldu İslâmiyet

    Tahta çıkan hakan gibi

    Ey yâreli şîr-i jiyan

    Bu hâb-ı gafletten uyan

    Âlemlere devr-i ümran

    Asr-ı nüzul-ü Furkan gibi

    İklimlerde iman yeli

    Eser, gönüller neşeli

    Öpsem o gül kokan eli

    O bülbül-ü handan gibi

    Âdemoğlu necat arar

    Hak daveti Nurlarda var

    Ey şehriyar-ı şehriyar

    Sensin bize sultan gibi

    Arşa çıkan feryadımız

    Alındı şimdi dâdımız

    O sevgili üstadımız

    Gönülde Süleyman gibi

    Ey ekmel-i âhir zaman

    Sensin mahbub-u Müstean

    Feda sana bu cism ü can

    Hak yolunda kurban gibi

    Said’i beklerdi yıllar

    Sensin gönülde muntazar

    Peygamberim vermiş haber

    Olma bize pinhan gibi

    Perdelenmişse zuhurun

    Gizlenmez haşmetli nurun

    Gölgesi olmaz ki nurun

    Firdevs’teki canan gibi

    Ey hatib-i devr-i zaman

    Sürur buldu kevn ü mekân

    Seni bekler gizli ayân

    Hep hastalar Lokman gibi

    Nur yolunun kurbanıyız

    Kehkeşan’ın sâmânıyız

    O ateşin dumanıyız

    Ateş yanan külhan gibi

    Rânâ rengin güle benzer

    Revh üfürür, kokun eser

    Ufkumuzda oldun seher

    Tam ağaran bir tan gibi

    Ey cilvesi zâhir rahmet

    Bâri bizlere imdat et

    Kulun olmak diler elbet

    Bahçenizde fidan gibi

    Pes gönlümüz hep daim pes

    Ey ağlayan, feryadı kes

    Boş geçmesin hiçbir nefes

    “Allah bes, gayrı heves.”

    Mehmed Kayalar



    Fihriste-i Mektubat ⇐ | Mektubat | ⇒ Hz. Üstadın Nâşirlere Duası