Translations:On Dokuzuncu Mektup/71/tr: Revizyonlar arasındaki fark
(Dış bir kaynaktan yeni bir sürüm içe aktarılıyor) |
(Dış bir kaynaktan yeni bir sürüm içe aktarılıyor) |
||
1. satır: | 1. satır: | ||
İşte hikmet-i Rabbaniye ve rahmet-i İlahiye böyle iktiza ettiği için Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın ümmetine karşı ziyade hassas merhametini ziyade rencide etmemek ve âl ü ashabına karşı şedit şefkatini fazla incitmemek için vefat-ı Nebevî’den sonra, âl ü ashabının ve ümmetinin başlarına gelen müthiş hâdisatı, umumiyetle ve tafsilatıyla göstermemek '''(Hâşiye<ref>'''(Hâşiye):''' Zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm'a, Âişe-i Sıddıka'ya karşı ziyâde muhabbet ve şefkatini rencîde etmemek için, vak'a-i Cemel hâdisesinde o bulunacağı kat'î gösterilmediğine delil ise, Ezvâc-ı Tâhirâta fermân etmiş ki: “Keşke bilseydim hanginiz o vak'ada bulunacak?” Fakat sonra, hafif bir sûrette bildirilmiş ki, Hazret-i Ali'ye (R.A.) fermân etmiş “Senin ile Âişe beyninde bir hâdise olsa... | İşte hikmet-i Rabbaniye ve rahmet-i İlahiye böyle iktiza ettiği için Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın ümmetine karşı ziyade hassas merhametini ziyade rencide etmemek ve âl ü ashabına karşı şedit şefkatini fazla incitmemek için vefat-ı Nebevî’den sonra, âl ü ashabının ve ümmetinin başlarına gelen müthiş hâdisatı, umumiyetle ve tafsilatıyla göstermemek '''(Hâşiye<ref>'''(Hâşiye):''' Zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm'a, Âişe-i Sıddıka'ya karşı ziyâde muhabbet ve şefkatini rencîde etmemek için, vak'a-i Cemel hâdisesinde o bulunacağı kat'î gösterilmediğine delil ise, Ezvâc-ı Tâhirâta fermân etmiş ki: “Keşke bilseydim hanginiz o vak'ada bulunacak?” Fakat sonra, hafif bir sûrette bildirilmiş ki, Hazret-i Ali'ye (R.A.) fermân etmiş “Senin ile Âişe beyninde bir hâdise olsa... <br> ”فَارْفَقْ وَبَلِّغْهَا مَاْمَنَهَا</ref>)''' mukteza-yı hikmet ve rahmettir. Fakat yine bazı hikmetler için mühim hâdisatı –fakat dehşetli bir surette değil– ona talim etmiş. O da ihbar etmiş. | ||
<br> |
10.01, 29 Ocak 2024 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
İşte hikmet-i Rabbaniye ve rahmet-i İlahiye böyle iktiza ettiği için Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın ümmetine karşı ziyade hassas merhametini ziyade rencide etmemek ve âl ü ashabına karşı şedit şefkatini fazla incitmemek için vefat-ı Nebevî’den sonra, âl ü ashabının ve ümmetinin başlarına gelen müthiş hâdisatı, umumiyetle ve tafsilatıyla göstermemek (Hâşiye[1]) mukteza-yı hikmet ve rahmettir. Fakat yine bazı hikmetler için mühim hâdisatı –fakat dehşetli bir surette değil– ona talim etmiş. O da ihbar etmiş.
- ↑ (Hâşiye): Zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm'a, Âişe-i Sıddıka'ya karşı ziyâde muhabbet ve şefkatini rencîde etmemek için, vak'a-i Cemel hâdisesinde o bulunacağı kat'î gösterilmediğine delil ise, Ezvâc-ı Tâhirâta fermân etmiş ki: “Keşke bilseydim hanginiz o vak'ada bulunacak?” Fakat sonra, hafif bir sûrette bildirilmiş ki, Hazret-i Ali'ye (R.A.) fermân etmiş “Senin ile Âişe beyninde bir hâdise olsa...
”فَارْفَقْ وَبَلِّغْهَا مَاْمَنَهَا