Translations:On Dördüncü Söz/111/tr
Beşincisi: "وَمَا قَدَرُوا اللّٰهَ حَقَّ قَد۟رِهٖ وَال۟اَر۟ضُ جَمٖيعًا قَب۟ضَتُهُ يَو۟مَ ال۟قِيَامَةِ وَالسَّمٰوَاتُ مَط۟وِيَّاتٌ بِيَمٖينِهٖ den tut, tâ وَاع۟لَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ يَحُولُ بَي۟نَ ال۟مَر۟ءِ وَقَل۟بِهٖ ye kadar… Hem اَللّٰهُ خَالِقُ كُلِّ شَى۟ءٍ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَى۟ءٍ وَكٖيلٌ den tut, tâ يَع۟لَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُع۟لِنُونَ e kadar… Hem خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَال۟اَر۟ضَ dan tut, tâ خَلَقَكُم۟ وَمَا تَع۟مَلُونَ e kadar… Hem مَا شَٓاءَ اللّٰهُ لَا قُوَّةَ اِلَّا بِاللّٰهِ den tut, tâ وَمَا تَشَٓاؤُنَ اِلَّٓا اَن۟ يَشَٓاءَ اللّٰهُ ya kadar hudud-u azamet-i rububiyeti ve kibriya-i uluhiyeti tutmuş olan ezel ve ebed Sultanı, şu âciz ve nihayetsiz zayıf ve nihayetsiz fakir ve nihayetsiz muhtaç ve yalnız cüz’î bir ihtiyar ile icada kabiliyeti olmayan zayıf bir kesb ile mücehhez benî-Âdem’e karşı şedit şikayat-ı Kur’aniyesi ve azîm tehdidatı ve müthiş vaîdleri ne hikmete binaendir ve ne vecihle tevfik edilir? Ne suretle münasip düşer?” demek olan derin ve yüksek hakikate kanaat getirmek için şu gelecek iki temsile bak: