Barla Lahikası 272. Mektup

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    Diğer diller:
    • Türkçe

    بِاس۟مِهٖ وَ اِن۟ مِن۟ شَى۟ءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَم۟دِهٖ

    اَلسَّلَامُ عَلَي۟كُم۟ وَ رَح۟مَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ

    Aziz, sıddık, müdakkik kardeşim Re’fet Bey!

    Sorduğun suale en kolay ve ruhsatlı cevap senin cevabındır. Mülteka Şerhi Damad’ın ve Merakı’l-Felâh ikisi demişler: İki ramazan için bir keffaret kâfidir. Müteaddid vakıalara bir keffaret kifayet eder. Çünkü tedahül vardır. Ve هُوَ الصَّحٖيحُ demişler.

    Hakikat nokta-i nazarında bu meselede azîmet var, ruhsat var. Azîmet hali, kuvveti müsait ise her ramazan için ayrı bir keffaret var. Fakat ruhsat ciheti, tedahül sırrına binaen müteaddid ramazan için bir keffaret farz, ayrı ayrı keffaret müstehab derecesinde kalır. Bu keffarette mana-yı ukubetle mana-yı ibadet ikisi dahi münderic olduğu için hem kerhen icbar edilmeyecek hem tedahül eder.

    Aziz kardeşim! Fıkhü’l-ekber olan esasat-ı imaniye ile meşgul olduğumuz için nakle ve ehl-i içtihadın medarikine ve meâhizine bakan dekaik-i mesail-i fer’iyeye zihnim şimdilik ciddi müteveccih olamıyor. Zaten yanımda da kitaplar olmadığı gibi vaktim de yoktur ki müracaat edeyim. Hem ulema-yı İslâm o kadar tetkikat-ı sâibe yapmışlar ki füruata dair tetkikat-ı amîkaya ihtiyaçları kalmamış. Eğer hakiki ihtiyaç hissetseydim böyle füruata dair müçtehidînin derin me’hazlerine gidip bazı beyanatta bulunacaktım. Belki de daha o nevi hakaike meşguliyet zamanları gelmemiş. Her ne ise…

    Size bu defa Sure-i Feth’in âhirine ait ve onun münasebetiyle اُولٰٓئِكَ مَعَ الَّذٖينَ اَن۟عَمَ اللّٰهُ عَلَي۟هِم۟ مِنَ النَّبِيّٖنَ وَ الصِّدّٖيقٖينَ وَ الشُّهَدَٓاءِ وَ الصَّالِحٖينَ âyetine dair beyanatı ve Minhac-ı Sünnet namındaki Lem’a’da اِلَّا ال۟مَوَدَّةَ فِى ال۟قُر۟بٰى sırrına dair muhakematı, nasıl buluyorsunuz? Kardeşin Hüsrev ile sen, Şeyh-i Geylanî’nin keramat-ı gaybiyesinin bütün parçalarıyla bir nüsha yazıp Hulusi Bey’e gönderseniz iyi olur. Âsım Bey’e de onlar bütün gitmelidir.

    Başta (Gavs-ı A’zam’ın tabiriyle Bekir Bey) bizim tabirimizle Bekir Ağa, Ahmed Hüsrev, Lütfü, Rüşdü, Hâfız Ahmed, kayınpederin Hacı İbrahim Bey ve Sezai Bey olarak umum kardeşlerinize selâm, dua ediyorum. Ve mübarek ve bahtiyar Bedreddin’in başından öperim. O, Kur’an’ı okudukça bana dua etsin. Öyle masumun duası inşâallah hakkımızda makbuldür. Onun validesi olan âhiret hemşireme ayrıca dua ediyorum. Bedreddin gibi bir evlat sahibesi olduğundan tebrike şâyandır. Bedreddin’in okuduğu her bir harf-i Kur’an’ın, on sevaptan tut tâ bine kadar uhrevî meyveleri vardır. Hem validesinin defter-i a’maline hem hoca ve üstadının defter-i a’maline dahi o sevaplar kaydolunur.

    اَل۟بَاقٖى هُوَ ال۟بَاقٖى

    Kardeşiniz

    Said Nursî



    Barla Lahikası 271. Mektup ⇐ | Barla Lahikası | ⇒ Barla Lahikası 273. Mektup