Translations:Yirmi Dördüncü Söz/251/tr

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    08.51, 3 Aralık 2023 tarihinde FuzzyBot (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 45425 numaralı sürüm (Dış bir kaynaktan yeni bir sürüm içe aktarılıyor)
    (fark) ← Önceki sürüm | Güncel sürüm (fark) | Sonraki sürüm → (fark)

    İnsan çendan bütün esmaya mazhar ve bütün kemalâta müstaiddir. Lâkin iktidarı cüz’î, ihtiyarı cüz’î, istidadı muhtelif, arzuları mütefavit olduğu halde binler perdeler, berzahlar içinde hakikati taharri eder. Onun için hakikatin keşfinde ve hakkın şuhudunda berzahlar ortaya düşüyor. Bazılar berzahtan geçemiyorlar. Kabiliyetler başka başka oluyor. Bazıların kabiliyeti, bazı erkân-ı imaniyenin inkişafına menşe olamıyor. Hem esmanın cilvelerinin renkleri, mazhara göre tenevvü ediyor, ayrı ayrı oluyor. Bazı mazhar olan zat, bir ismin tam cilvesine medar olamıyor. Hem külliyet ve cüz’iyet ve zılliyet ve asliyet itibarıyla cilve-i esma, başka başka suret alıyor. Bazı istidat, cüz’iyetten geçemiyor ve gölgeden çıkamıyor. Ve istidada göre bazen bir isim galip oluyor, yalnız kendi hükmünü icra ediyor. O istidatta onun hükmü hükümran oluyor. İşte şu derin sırra ve şu geniş hikmete esrarlı, geniş ve hakikat ile bir derece karışık bir temsil ile bazı işaretler ederiz.