Barla Lahikası 222. Mektup

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    Diğer diller:
    • Türkçe

    (Hüsrev’e hitaben yazılan bir mektuptur.)

    بِاس۟مِهٖ سُب۟حَانَهُ وَ اِن۟ مِن۟ شَى۟ءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَم۟دِهٖ

    اَلسَّلَامُ عَلَي۟كُم۟ وَ رَح۟مَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ

    اَلسَّلَامُ عَلَي۟كَ وَ عَلٰى وَالِدَتِكَ وَ عَلٰى اَخٖيكَ وَ عَلٰى اِخ۟وَانِكَ وَ رَح۟مَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ

    Aziz, mübarek, sıddık kardeşim!

    Evvela: Sözler’e başlamadan iki ay evvel gördüğün mübarek rüya çok güzeldir hem hakikattir. Evet kardeşim, sen bir bahçe-i ebedî olan Kur’an-ı Hakîm’in cennetinden, gül-ü Muhammedî (asm) namında, hadsiz nurani hakikatlerin fabrikası hükmünde, tefsir-i hakaik-i Kur’aniye etrafında halka tutan ve sizin gibi çarklardan mürekkeb olan bir cemaat-i mübareke içinde en has ve en yüksek mertebeye kâtip tayin edildiğine o rüya beşaret verdiği gibi biz de beşaret ediyoruz.

    Sâniyen: Bu defa bize yazdığın Mu’cizat-ı Ahmediye (asm) Risalesi çok hârika düşmüş. Kim ona bakıyor, bir zevk-i hakiki hisseder. Demek oluyor ki manevî, hâlis, samimi hisler; maddî nakışlar suretinde kendini hissettiriyor. Bu sırra ben muttali olduğum vakit, kardeşim Galib dahi aynı hisse iştirak etti. Evet, bunun altında manevî tebessüm var diye senin hattını kendi hattına tercihle mukabele etti.

    O yazdığın risale vasıtasıyla pek çok insanlar imanlarını kuvvetleştiriyorlar. Muhabbet-i Ahmediye (asm) kalplerinde ziyadeleşiyor. İşaret-i gaybiye hakkında şüpheleri kalmıyor. O sevap da senin defter-i a’maline geçiyor. Kur’an ve Resul-i Ekrem (asm) kelimesinden başka, işaret ettiğin kelimat çok manidardır hem bir temeldir. O iki kelimenin mübarek tevafukuna bir hüccettir. Hem gösteriyor ki bütün o tevafukatı dahi riayet etmeyen, o iki kelimenin tevafukuna kalem karıştıramaz. Zannediyoruz ki o risalelerin hatt-ı hakikisini sen buldun veyahut yakınlaştın.

    Sâlisen: Mabeynimizde münasebet manevî, ruhî, hakiki olduğu için zaman ve mekân müdahale etmez. Dergâh-ı İlahîye müteveccih olduğumuz vakit günde belki kaç defa, Hüsrev yanımda bir cihette hazır olmakla beraber, senin o şirin yazıların, hususan On Dokuzuncu Mektup’taki mübarek hattın göründükçe seni hayalimizce hazır ediyoruz. Ben ve buradaki arkadaşlar dahi seni burada görmek çok arzuluyoruz. Fakat Isparta sana çok muhtaçtır. Hem de şimdi hal ve mevsim pek müsait görünmüyor. Onun için kardeşimi bir miktar yanımda bulundurmak ile sana zahmet vermek istemiyorum. Yoksa sen bize çok lâzımsın. İnşâallah bir vakit kaza edeceğiz.

    Râbian: Şu mübarek şehr-i ramazan, Leyle-i Kadri ihata ettiği için kendisi de ömür içinde bir Leyle-i Kadirdir ki muvaffak olanın ömrüne bin ömür katar. Dakikası bir gündür. Saati iki ay, günü birkaç sene hükmünde bir ömr-ü bâkidir. Senden ve âhiret hemşirem yani ikinci validem ve kardeşimin muhterem validesinden duanızı istiyorum. Madem duada sizi şerik ediyorum, siz de benim duama âmin hükmünde olarak dua ediniz.

    Kardeşimiz Ali Efendi’ye dahi çok selâm ve dua ediyorum. İnşâallah tam Hüsrev’e lâyık bir kardeş oluyor. Sair kardeşlere seni tevkil ediyorum, selâm ve dua ediyorum. Bu eyyam-ı mübarekede bana dua etsinler. Galib der: “Hüsrev’le manevî bir irtibat hissediyorum.” Çok selâm ediyor. Ve bilhassa saatçi Lütfü Efendi’ye pek çok selâm ve dua ederim. Cenab-ı Hak ona, o bana yazdığı Pencere Risalesi’nin hurufu adedince ruhuna rahmet, kalbine nur, aklına hakikat, malına bereket ihsan eylesin, âmin âmin âmin! Maksadım, ona o risaleyi yazdırmak, onu has talebeler dairesine idhal etmekti. Yoksa ona o zahmeti vermezdim.

    Mâşâallah, hâtem-i Mu’cizat-ı Ahmediye’yi (asm) çok güzel tersim etmişsiniz. Sözler ile alâkadarlar içinde, bu hâteme tam kanaati olanların isimlerini bana yazsınlar, onları ikinci dairede yazacağız tâ o nura hissedar olsunlar.

    Şükre dair nüshanız Kuleönlü Mustafa bir adama verip o da muhafaza edememiş. Yağmur bir parça bozduğu için mahcup olarak, sana göndermeyip bana gönderdi. Benim de güzel yazılmış bir nüsham var, sana gönderiyorum. Ona göre yeni bir nüsha kendinize yazarsınız. Sen bana şükre dair yazdığın mübarek nüshayı, bir ay evvel Atabey tarafına göndermiştim. Kim aldığını bilmiyorum, elime geçmedi.

    Hem size Yirmi Sekizinci Mektup’un Yedinci Mesele’sinin Hâtime’sini gönderiyorum. O Hâtime, hâtem-i i’caza gelen tenkidatı reddediyor ve parlak bir mühr-ü tasdik olduğunu gösteriyor. O hâtemlerin bir nüshasını sana gönderdik. Orada hâtemi gören ve kabul eden ve Sözler’le alâkadar olan zatlardan münasip gördüklerini, boş kalan gözlere kaydedebilirsin.

    اَل۟بَاقٖى هُوَ ال۟بَاقٖى

    Mirzazade Said Nursî



    Barla Lahikası 221. Mektup ⇐ | Barla Lahikası | ⇒ Barla Lahikası 223. Mektup