Kastamonu Lahikası 136. Mektup
Aziz, sıddık kardeşlerim!
Nur Fabrikasının sahibi ile kahraman Tahirî bizi gayet mesrur eden müjdeler veriyorlar hem bazı meseleleri soruyorlar. Sizlerdeki erkânın verdikleri karar ve münasip gördüğü tarzlar, benim reyimin fevkinde inşâallah isabet ederler. Madem benim reyimi de almak istiyorlar. Şimdilik, evvelce nazlanan matbaacılara lüzum yok. Hem mesleğimize muhalif yeni hurufa, Risale-i Nur’un bir nevi müsaadesi hükmüne geçtiği için lâzım değil. Sizler, el makinesiyle yazdığınız miktar yeter. Zaten Nazif de el makinesiyle bir derece çalışıyor. Tashihine çok dikkat etmek lâzım. Eski hurufla elmas kalemli kardeşlerim matbaaya ihtiyaç bırakmıyor. Bize yardım etsinler.
Sorduğunuz ikinci cihet ise Hâfız Mustafa’ya verdiğim yeni hurufla iki risale, çoğu ayrı ayrı olsun, bazı da beraber olsun. Gençlere ait risaleciğin başında isim olarak “Siracü’l-Gafilîn” veyahut “Gençlik Rehberi” namı, tevhide ait risaleye “Hüccetullahi’l-Bâliğa” namını veyahut “Misbahu’l-İman”, keramet mecmuasının ismi ise “Sikke-i Tasdik-i Gaybî” veya “Tasdik-i Gaybînin Hâtemi” namını başında yazarsınız.
Arabî “Virdü’l-Ekber-i Nuriye” tabedilmişse Arabî bilmeyen Risale-i Nur şakirdlerine bir teshilat olmak için Yedinci Şuâ Âyetü’l-Kübra ve Yirminci Mektup’ta izah ve tercüme edilen sahifelerinin numaraları, Virdü’l-Ekber’in kenarlarına rakamla bir hâşiyecik gibi yazılsa iyi olur. Yani “Bu Arabî makam, filan risalede, filan sahifede izahı var.” diye işaret edilse ve elmas kalemli kardeşlerimiz bunu tevzi edip her biri bazı nüshaları böyle işaretlerle kaydetse ve hem el makinesiyle yaptığınız veya matbaadan gelen risalelerden numune için bir iki nüshasını bize gönderseniz iyi olur.