Translations:Otuz Birinci Söz/347/tr
İşte böyle bir zat ki اَلسَّبَبُ كَال۟فَاعِلِ sırrınca bütün ümmetin işlediği hasenatın bir misli, onun kefe-i mizanında bulunan ve umum ümmetinin salavatı, onun manevî kemalâtına imdat veren ve risaletinde gördüğü vezaifin netaicini ve manevî ücretleriyle beraber rahmet ve muhabbet-i İlahiyenin nihayetsiz feyzine mazhar olan bir zat, elbette mi’rac merdiveniyle cennete, Sidretü’l-münteha’ya, arşa ve Kab-ı Kavseyn’e kadar gitmek, ayn-ı hak, nefs-i hakikat ve mahz-ı hikmettir.