Translations:Yirmi Dokuzuncu Lem'a/4/tr

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    09.33, 10 Kasım 2023 tarihinde FuzzyBot (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 16177 numaralı sürüm (Dış bir kaynaktan yeni bir sürüm içe aktarılıyor)
    (fark) ← Önceki sürüm | Güncel sürüm (fark) | Sonraki sürüm → (fark)

    On üç seneden beri kalbim, aklım ile imtizaç edip Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın لَعَلَّكُم۟ تَتَفَكَّرُونَ ۝ لَعَلَّهُم۟ يَتَفَكَّرُونَ ۝ اَوَلَم۟ يَتَفَكَّرُوا فٖٓى اَن۟فُسِهِم۟ مَا خَلَقَ اللّٰهُ السَّمٰوَاتِ وَ ال۟اَر۟ضَ ۝ لَاٰيَاتٍ لِقَو۟مٍ يَتَفَكَّرُونَ gibi âyetler ile emrettiği tefekkür mesleğine teşvik ettiği ve تَفَكُّرُ سَاعَةٍ خَي۟رٌ مِن۟ عِبَادَةِ سَنَةٍ hadîs-i şerifi bazen bir saat tefekkür bir sene ibadet hükmünde olduğunu beyan edip, tefekküre azîm teşvikat yaptığı cihetle, ben de bu on üç seneden beri meslek-i tefekkürde akıl ve kalbime tezahür eden büyük nurları ve uzun hakikatleri kendime muhafaza etmek için işarat nevinden bazı kelimatı o envara delâlet etmek için değil belki vücudlarına işaret ve tefekkürü teshil ve intizamı muhafaza için vaz’ettim. Gayet muhtelif Arabî ibarelerle kendi kendime o tefekkürde gittiğim zaman, o kelimatı lisanen zikrediyordum.