Translations:On Dördüncü Söz/98/tr

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    07.53, 2 Aralık 2023 tarihinde FuzzyBot (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 44049 numaralı sürüm (Dış bir kaynaktan yeni bir sürüm içe aktarılıyor)
    (fark) ← Önceki sürüm | Güncel sürüm (fark) | Sonraki sürüm → (fark)

    İkincisi: Mesela وَلَا رَط۟بٍ وَلَا يَابِسٍ اِلَّا فٖى كِتَابٍ مُبٖينٍ ۝ وَكُلَّ شَى۟ءٍ اَح۟صَي۟نَاهُ فٖٓى اِمَامٍ مُبٖينٍ ۝ لَا يَع۟زُبُ عَن۟هُ مِث۟قَالُ ذَرَّةٍ فِى السَّمٰوَاتِ وَلَا فِى ال۟اَر۟ضِ وَلَٓا اَص۟غَرُ مِن۟ ذٰلِكَ وَلَٓا اَك۟بَرُ اِلَّا فٖى كِتَابٍ مُبٖينٍ gibi âyetlerin ifade ettikleri ki: “Bütün eşya, bütün ahvaliyle vücuda gelmeden ve geldikten sonra ve gittikten sonra yazılıdır ve yazılır ve yazılıyor.” demek olan hakikat-i âliyesine kanaat getirmek için Nakkaş-ı Zülcelal, rûy-i zeminin sahifesinde, her mevsimde, bâhusus baharda değiştirdiği nihayetsiz muntazam mahlukatın fihriste-i vücudlarını, tarihçe-i hayatlarını, desatir-i hareketlerini; çekirdeklerinde, tohumlarında, köklerinde manevî bir surette derc ve muhafaza ettiğini ve zevalden sonra semerelerinde aynen kalem-i kaderiyle, manevî bir tarzda basit tohumcuklarında yazdığını, hattâ her geçici baharda, yaş kuru ne varsa mahdud zerrecikler ve kemikler hükmünde olan tohumlarda, ölmüş odunlarda, kemal-i intizam ile muhafaza ettiğini nazar-ı şuhuda gösteriyoruz. Güya her bir bahar, bir tek çiçek gibi gayet muntazam ve mevzun olarak zeminin yüzüne bir Cemil ve Celil’in eliyle takılıp koparılıyor, konup kaldırılıyor.