Translations:On Altıncı Söz/90/tr

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    08.09, 2 Aralık 2023 tarihinde FuzzyBot (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 44262 numaralı sürüm (Dış bir kaynaktan yeni bir sürüm içe aktarılıyor)
    (fark) ← Önceki sürüm | Güncel sürüm (fark) | Sonraki sürüm → (fark)

    İkincisi: Maddî nuraninin akisleridir. Şu akis ayn değil fakat gayr da değil. Mahiyeti tutmuyor fakat o nuraninin ekser hâsiyetlerine mâliktir. Onun gibi hay sayılıyor. Mesela, şems dünyaya girdi. Her bir âyinede aksini gösterdi. O akislerin her birinde, güneşin hâssaları hükmünde olan ziya ve ziyadaki elvan-ı seb’a bulunuyor. Eğer faraza güneş zîşuur olsa idi, harareti ayn-ı kudreti, ziyası ayn-ı ilmi, elvan-ı seb’ası sıfât-ı seb’ası olsa idi; o vakit o tek ve yekta bir güneş, bir anda her bir âyinede bulunur, her birisini kendine bir arş ve bir çeşit telefon yapabilirdi. Birbirine mani olmazdı. Her birimizle âyinemiz vasıtasıyla görüşebilirdi. Biz ondan uzak iken o bize bizden daha yakın olurdu.