İçeriğe atla

Emirdağ Lahikası 1. Kitap 214. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark

düzenleme özeti yok
("'''Kanunca ifademi almak lâzımken ifademi almadılar. Ben de ifademi şimdi adliyenin şahs-ı manevîsine ve dâhiliye vekiline beray-ı malûmat beyan ediyorum:''' Bu kırk sene zarfında bu vatana ve millete hiç zarar etmeyip pek çok menfaati dokunan; ezcümle Mart İhtilali’nde isyan eden sekiz taburu bir nutukla itaate getiren ve çok zabitleri kurtaran ve harekât-ı milliyede Hutuvat-ı Sitte Risalesi ile ulemayı ve Şeyhülislâmı, İsta..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
 
Değişiklik özeti yok
16. satır: 16. satır:


'''Dördüncüsü:''' Eskişehir Mahkemesinde altı ay tetkikten sonra ve sebebi de cemiyetçilik, tarîkatçılık olduğu, o evham bahanesiyle büyük bir reisin ona şahsî garazı ile onun aleyhinde bazı adliyecileri teşvik ettiği halde cemiyetçilik, tarîkatçılık ve Risale-i Nur cihetinde beraet ettirip yalnız Risale-i Nur’un bir küçük parçası olan Tesettür Risalesi’ni bahane ederek kanunen değil de kanaat-i vicdaniye ile yüz şakird içinde beş on şakirde altı ay ceza verdiler ki tetkik zamanına kadar dört ay mevkuf, yani bir buçuk ay hapis kaldıkları ve on sene sonra Denizli Mahkemesi yine dokuz ay cemiyetçilik ve tarîkatçılık gibi birkaç bahane ile yirmi senelik bütün mektubat ve telifatlarını inceden inceye tetkik ile beraber, Ankara ve Denizli Mahkemesinde tetkikte kaldıkları halde, o mahkemeler ittifakla cemiyetçilik ve tarîkatçılık '''(Hâşiye'''<ref>'''Hâşiye:''' Nurların esası ve hedefi, iman-ı tahkikî ve hakikat-i Kur’aniyedir. Onun için üç mahkeme tarîkat noktasında beraet vermişler. Hem yirmi senede hiçbir adam dememiş ki bana tarîkat vermiş. Hem bin seneden beri bu milletin ekser ecdadı bağlandığı bir meslek, sebeb-i mes’uliyet olamaz. Hem gizli münafıklar hakikat-i İslâmiyet’e tarîkat namını takıp bu milletin dinine taarruz ettiklerine karşı mukabele edenler, tarîkatla ittiham edilmez.  
'''Dördüncüsü:''' Eskişehir Mahkemesinde altı ay tetkikten sonra ve sebebi de cemiyetçilik, tarîkatçılık olduğu, o evham bahanesiyle büyük bir reisin ona şahsî garazı ile onun aleyhinde bazı adliyecileri teşvik ettiği halde cemiyetçilik, tarîkatçılık ve Risale-i Nur cihetinde beraet ettirip yalnız Risale-i Nur’un bir küçük parçası olan Tesettür Risalesi’ni bahane ederek kanunen değil de kanaat-i vicdaniye ile yüz şakird içinde beş on şakirde altı ay ceza verdiler ki tetkik zamanına kadar dört ay mevkuf, yani bir buçuk ay hapis kaldıkları ve on sene sonra Denizli Mahkemesi yine dokuz ay cemiyetçilik ve tarîkatçılık gibi birkaç bahane ile yirmi senelik bütün mektubat ve telifatlarını inceden inceye tetkik ile beraber, Ankara ve Denizli Mahkemesinde tetkikte kaldıkları halde, o mahkemeler ittifakla cemiyetçilik ve tarîkatçılık '''(Hâşiye'''<ref>'''Hâşiye:''' Nurların esası ve hedefi, iman-ı tahkikî ve hakikat-i Kur’aniyedir. Onun için üç mahkeme tarîkat noktasında beraet vermişler. Hem yirmi senede hiçbir adam dememiş ki bana tarîkat vermiş. Hem bin seneden beri bu milletin ekser ecdadı bağlandığı bir meslek, sebeb-i mes’uliyet olamaz. Hem gizli münafıklar hakikat-i İslâmiyet’e tarîkat namını takıp bu milletin dinine taarruz ettiklerine karşı mukabele edenler, tarîkatla ittiham edilmez.  
 
<br>
Cemiyet ise uhuvvet-i İslâmiye cihetinde bir uhrevî kardeşliktir. Yoksa siyasî cemiyet olmadığına üç mahkeme hüküm vermişler.</ref>''')''' vesair bahaneleri cihetinde beraet kararı verip o kitap ve mektupları aynen sahiplerine iade ve Said’i arkadaşlarıyla beraber beraet ettirdikleri halde “bir siyasî cemiyetçi” nazarıyla ve “entrikacı bir siyasî adam” tarzında onu ittiham etmek ve adliye memurlarını onun aleyhinde cemiyetçilik ve tarîkatçılık noktasında sevk etmek, ne kadar kanunsuz olduğunu insaniyeti sukut etmeyenler bilir.
Cemiyet ise uhuvvet-i İslâmiye cihetinde bir uhrevî kardeşliktir. Yoksa siyasî cemiyet olmadığına üç mahkeme hüküm vermişler.</ref>''')''' vesair bahaneleri cihetinde beraet kararı verip o kitap ve mektupları aynen sahiplerine iade ve Said’i arkadaşlarıyla beraber beraet ettirdikleri halde “bir siyasî cemiyetçi” nazarıyla ve “entrikacı bir siyasî adam” tarzında onu ittiham etmek ve adliye memurlarını onun aleyhinde cemiyetçilik ve tarîkatçılık noktasında sevk etmek, ne kadar kanunsuz olduğunu insaniyeti sukut etmeyenler bilir.