İçeriğe atla

Yirmi Dokuzuncu Mektup/en: Revizyonlar arasındaki fark

"Glory be unto You! We have no knowledge save that which you have taught us; indeed, You are All-Knowing, All-Wise!(2:32)" içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu
("Underlying the terms Sufism, path, sainthood, and spiritual journeying is an agreeable, luminous, joyful, and spiritual sacred truth. This truth has been proclaimed, taught, and described in thousands of books written by authoritative scholars among the people of illumination and unveiling, who have told the Muslim community and us about it." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği
("Glory be unto You! We have no knowledge save that which you have taught us; indeed, You are All-Knowing, All-Wise!(2:32)" içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
948. satır: 948. satır:
Although this vast mystery holds such importance, certain deviant sects have tended to  deny it. They have been deprived of those lights and they have caused others to be deprived.
Although this vast mystery holds such importance, certain deviant sects have tended to  deny it. They have been deprived of those lights and they have caused others to be deprived.


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
The most regretable thing is that making a pretext of abuses and faults they have seen  committed by the followers of the Sufi path, some literalist Sunni scholars and some neglectful politicians who are also Sunnis are trying to close up that supreme treasury, indeed, to destroy it, and to dry up that source of Kawthar which distributes a sort of water of life.
En ziyade medar-ı teessüf şudur ki: Ehl-i Sünnet ve Cemaat’in bir kısım zâhirî uleması ve Ehl-i Sünnet ve Cemaat’e mensup bir kısım ehl-i siyaset gafil insanlar; ehl-i tarîkatın içinde gördükleri bazı sû-i istimalatı ve bir kısım hatîatı bahane ederek o hazine-i uzmayı kapatmak, belki tahrip etmek ve bir nevi âb-ı hayatı dağıtan o kevser menbaını kurutmak için çalışıyorlar.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
However, there are few things and ways and paths that are without fault and are good in every respect. They are bound to contain some faults and abuses. For if the uninitiated embark on something, they are sure to misuse  it. But  as  with  the  accounting  of  deeds  in  the  hereafter, Almighty  God demonstrates His dominical justice through the weighing up of good deeds and bad deeds. That is to say, if good deeds preponderate and weigh heavier, He accepts them and grants reward; whereas if evil deeds preponderate, he punishes for them  and rejects them. The  balancing  of  good  and  evil  deeds  looks  to  quality  rather  than quantity. It sometimes happens that a single good deed will weigh heavier than a thousand evils, and cause them to be forgiven.
Halbuki eşyada, kusursuz ve her ciheti hayırlı şeyler, meşrepler, meslekler az bulunur. Alâküllihal bazı kusurlar ve sû-i istimalat olacak. Çünkü ehil olmayanlar bir işe girseler elbette sû-i istimal ederler. Fakat Cenab-ı Hak âhirette muhasebe-i a’mal düsturuyla, adalet-i Rabbaniyesini, hasenat ve seyyiatın muvazenesiyle gösteriyor. Yani hasenat râcih ve ağır gelse mükâfatlandırır, kabul eder; seyyiat râcih gelse cezalandırır, reddeder. Hasenat ve seyyiatın muvazenesi, kemiyete bakmaz, keyfiyete bakar. Bazı olur, bir tek hasene bin seyyiata tereccuh eder, affettirir.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
Divine justice judges thus and reality too considers it right. Thus, the evidence that the good deeds of the Sufi path – that is, paths within the bounds of the Prophet’s (UWBP) practices – definitely preponderate over their evils is that those who follow them preserve their belief when attacked by the people of misguidance. A sincere  ordinary follower of the Sufi path preserves himself  better  than  a  superficial, apparent  Muslim  with  a  modern, scientific background. Through the illumination of the Sufi path and the love of the saints, he saves  his  faith. If  he  commits  grievous  sins, he  becomes  a  sinner  but  not  an unbeliever; he is not easily drawn into atheism. No power at all can refute the chain of shaikhs he accepts, with a strong love and firm belief, to be spiritual poles.
Madem adalet-i İlahiye böyle hükmeder ve hakikat dahi bunu hak görür; tarîkat, yani sünnet-i seniye dairesinde tarîkatın hasenatı, seyyiatına kat’iyen müreccah olduğuna delil; ehl-i tarîkat, ehl-i dalaletin hücumu zamanında imanlarını muhafaza etmesidir. Âdi bir samimi ehl-i tarîkat; surî, zâhirî bir mütefenninden daha ziyade kendini muhafaza eder. O zevk-i tarîkat vasıtasıyla ve o muhabbet-i evliya cihetiyle imanını kurtarır. Kebairle fâsık olur fakat kâfir olmaz, kolaylıkla zındıkaya sokulmaz. Şedit bir muhabbet ve metin bir itikad ile aktab kabul ettiği bir silsile-i meşayihi, onun nazarında hiçbir kuvvet çürütemez. Çürütmediği için onlardan itimadını kesemez. Onlardan itimadı kesilmezse zındıkaya giremez. Tarîkatta hissesi olmayan ve kalbi harekete gelmeyen, bir muhakkik âlim zat da olsa şimdiki zındıkların desiselerine karşı kendini tam muhafaza etmesi müşkülleşmiştir.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">