64.902
düzenleme
Değişiklik özeti yok |
(Bu sürüm çeviri için işaretlendi) |
||
1. satır: | 1. satır: | ||
<languages/> | <languages/> | ||
<translate> | <translate> | ||
<!--T:1--> | |||
''(Yirmi İkinci Mektup’un Hâtime’sindeki bahse bir zeyldir.)'' | ''(Yirmi İkinci Mektup’un Hâtime’sindeki bahse bir zeyldir.)'' | ||
<!--T:2--> | |||
اَيُحِبُّ اَحَدُكُم۟ اَن۟ يَا۟كُلَ لَح۟مَ اَخٖيهِ مَي۟تًا فَكَرِه۟تُمُوهُ ... الخ | اَيُحِبُّ اَحَدُكُم۟ اَن۟ يَا۟كُلَ لَح۟مَ اَخٖيهِ مَي۟تًا فَكَرِه۟تُمُوهُ ... الخ | ||
<!--T:3--> | |||
Gıybet, şu âyetin kat’î hükmüyle nazar-ı Kur’an’da gayet menfur ve ehl-i gıybet gayet fena ve alçaktırlar. Gıybetin en fena ve en şenîi ve en zalimane kısmı, kazf-ı muhsanat nev’idir. Yani gözüyle görmüş dört şahidi gösteremeyen bir insan, bir erkek veya kadın hakkında zina isnad etmek; en şenî bir günah-ı kebair ve en zalimane bir cinayettir, hayat-ı içtimaiye-i ehl-i imanı zehirlendirir bir hıyanettir, mesud bir ailenin hayatını mahveden bir gadirdir. | Gıybet, şu âyetin kat’î hükmüyle nazar-ı Kur’an’da gayet menfur ve ehl-i gıybet gayet fena ve alçaktırlar. Gıybetin en fena ve en şenîi ve en zalimane kısmı, kazf-ı muhsanat nev’idir. Yani gözüyle görmüş dört şahidi gösteremeyen bir insan, bir erkek veya kadın hakkında zina isnad etmek; en şenî bir günah-ı kebair ve en zalimane bir cinayettir, hayat-ı içtimaiye-i ehl-i imanı zehirlendirir bir hıyanettir, mesud bir ailenin hayatını mahveden bir gadirdir. | ||
<!--T:4--> | |||
Evet Sure-i Nur, bu hakikati o kadar şiddetle göstermiş ki vicdan sahibini titrettiriyor ve tüylerini ürpertiyor. | Evet Sure-i Nur, bu hakikati o kadar şiddetle göstermiş ki vicdan sahibini titrettiriyor ve tüylerini ürpertiyor. | ||
<!--T:5--> | |||
لَو۟لَٓا اِذ۟ سَمِع۟تُمُوهُ قُل۟تُم۟ مَا يَكُونُ لَنَٓا اَن۟ نَتَكَلَّمَ بِهٰذَا سُب۟حَانَكَ هٰذَا بُه۟تَانٌ عَظٖيمٌ şiddetle ferman ediyor ve diyor ki: Gözüyle görmüş dört şahidi gösteremeyen, merdudü’ş-şehadettir. Ebedî şehadetlerini kabul etmeyiniz. Çünkü yalancıdırlar. | لَو۟لَٓا اِذ۟ سَمِع۟تُمُوهُ قُل۟تُم۟ مَا يَكُونُ لَنَٓا اَن۟ نَتَكَلَّمَ بِهٰذَا سُب۟حَانَكَ هٰذَا بُه۟تَانٌ عَظٖيمٌ şiddetle ferman ediyor ve diyor ki: Gözüyle görmüş dört şahidi gösteremeyen, merdudü’ş-şehadettir. Ebedî şehadetlerini kabul etmeyiniz. Çünkü yalancıdırlar. | ||
<!--T:6--> | |||
Acaba böyle kazfe cesaret eden hangi adam var ki gözüyle görmüş dört şahidi gösterebilir. Kur’an-ı Hakîm bu şartı koşturmakla, böyle şeylerde şakk-ı şefe etmeyiniz, bu kapıyı kapayınız demektir. | Acaba böyle kazfe cesaret eden hangi adam var ki gözüyle görmüş dört şahidi gösterebilir. Kur’an-ı Hakîm bu şartı koşturmakla, böyle şeylerde şakk-ı şefe etmeyiniz, bu kapıyı kapayınız demektir. | ||
<!--T:7--> | |||
'''Said Nursî''' | '''Said Nursî''' | ||
<!--T:8--> | |||
------ | ------ | ||
<center> [[Barla Lahikası 216. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 218. Mektup]] </center> | <center> [[Barla Lahikası 216. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 218. Mektup]] </center> | ||
------ | ------ | ||
</translate> | </translate> |
düzenleme