İçeriğe atla

Kastamonu Lahikası 66. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark

Bu sürüm çeviri için işaretlendi
Değişiklik özeti yok
(Bu sürüm çeviri için işaretlendi)
 
1. satır: 1. satır:
<languages/>
<languages/>
<translate>
<translate>
<!--T:1-->
'''Aziz, sıddık kardeşlerim!'''
'''Aziz, sıddık kardeşlerim!'''


<!--T:2-->
Sizi tebrik ediyoruz, hakikaten müdakkik hâfızlarsınız. Hüsrev’in yazdığı Kur’an’da incecik sehivlerini bulmanız, hıfzınızın kuvvetine tam delâlet ediyor. Bizler size minnettar olduk ve teşekkür ediyoruz. Cenab-ı Hak sizlerden ebeden razı olsun. Bu münasebetle Risale-i Nur’un kahramanı olan Hüsrev, Risale-i Nur’un hizmetinde gösterdiği hârikaları, numune olmak için bir kısmını beyan edeceğiz. Şöyle ki:
Sizi tebrik ediyoruz, hakikaten müdakkik hâfızlarsınız. Hüsrev’in yazdığı Kur’an’da incecik sehivlerini bulmanız, hıfzınızın kuvvetine tam delâlet ediyor. Bizler size minnettar olduk ve teşekkür ediyoruz. Cenab-ı Hak sizlerden ebeden razı olsun. Bu münasebetle Risale-i Nur’un kahramanı olan Hüsrev, Risale-i Nur’un hizmetinde gösterdiği hârikaları, numune olmak için bir kısmını beyan edeceğiz. Şöyle ki:


<!--T:3-->
Bu zat, dokuz on sene zarfında dört yüz risale kadar dikkatli ve tevafuklu olarak Risale-i Nur’dan yazdığı gibi; hâfız olmadığı halde yazdığı iki mükemmel Kur’an ile ve üçüncüsü –müteferrik surette– gözle görünür bir nevi i’caz-ı Kur’an’ı gösterir bir tarzda üç Kur’an’ı yazmış, tam mukabele edilmeden bize gelmiş, biz de mukabele etmeden size göndermiştik. Sizler de kemal-i dikkatle hareke ve harflerde gördüğünüz kırk elli sehiv, Hüsrev’in kaleminin ne derece hârika olduğunu gösterir. Çünkü her Kur’an’ın üç yüz bin altı yüz yirmi harfinde, o kadar hareke ve sükûnlarında yalnız kırk elli sehiv bulunması, o kalemin isabette hârika olduğunu gösterir.
Bu zat, dokuz on sene zarfında dört yüz risale kadar dikkatli ve tevafuklu olarak Risale-i Nur’dan yazdığı gibi; hâfız olmadığı halde yazdığı iki mükemmel Kur’an ile ve üçüncüsü –müteferrik surette– gözle görünür bir nevi i’caz-ı Kur’an’ı gösterir bir tarzda üç Kur’an’ı yazmış, tam mukabele edilmeden bize gelmiş, biz de mukabele etmeden size göndermiştik. Sizler de kemal-i dikkatle hareke ve harflerde gördüğünüz kırk elli sehiv, Hüsrev’in kaleminin ne derece hârika olduğunu gösterir. Çünkü her Kur’an’ın üç yüz bin altı yüz yirmi harfinde, o kadar hareke ve sükûnlarında yalnız kırk elli sehiv bulunması, o kalemin isabette hârika olduğunu gösterir.


<!--T:4-->
Latîftir ki Hüsrev’in sehvini bulan bir zat, iki harfte bir sehiv etmiş. Hüsrev yüz bin harfte bir sehiv etmiş. Tashih eden, iki harfte noktayı bırakıp sehiv etmiş. Demek o dikkatli hâfızın o sehvi, Hüsrev’in o sehvini affettiriyor.
Latîftir ki Hüsrev’in sehvini bulan bir zat, iki harfte bir sehiv etmiş. Hüsrev yüz bin harfte bir sehiv etmiş. Tashih eden, iki harfte noktayı bırakıp sehiv etmiş. Demek o dikkatli hâfızın o sehvi, Hüsrev’in o sehvini affettiriyor.


<!--T:5-->
Hem bu Hüsrev’in kalemi gibi; fikri, kalbi de o nisbette hârika diyebiliriz. Risale-i Nur’a karşı irtibatı ve iştiyakı ve kanaati gittikçe terakki ve inkişaf ediyor. Hiçbir hâdise onu sarsmıyor, fütur vermiyor.
Hem bu Hüsrev’in kalemi gibi; fikri, kalbi de o nisbette hârika diyebiliriz. Risale-i Nur’a karşı irtibatı ve iştiyakı ve kanaati gittikçe terakki ve inkişaf ediyor. Hiçbir hâdise onu sarsmıyor, fütur vermiyor.


<!--T:6-->
Hem onun bir hârikası odur ki Risale-i Nur’a beş sene yabani kaldığı halde birden intisap edip bir ay zarfında on dört risaleyi Risale-i Nur’dan yazmış.
Hem onun bir hârikası odur ki Risale-i Nur’a beş sene yabani kaldığı halde birden intisap edip bir ay zarfında on dört risaleyi Risale-i Nur’dan yazmış.


<!--T:7-->
Hem Kur’an’ın gözle görülen bir nevi lem’a-i i’caziyeyi, beş altı mushafta işaretler yaptım, hatt-ı Arabî-i Kur’anîleri mükemmel olan kardeşlerime taksim ettim. Bunların içinde hatt-ı Arabî-i Kur’an’da Hüsrev onlara yetişemediği halde, birden umum o kâtiplere ve hatt-ı Arabî muallimine tefevvuk eyledi. Ve hatt-ı Arabîde, en mümtaz kardeşlerimizden on derece geçti. Umumen onlar tasdik edip: “Evet, bizden geçti, biz ona yetişemiyoruz.” dediler. Demek Hüsrev’in kalemi, Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın ve Risale-i Nur’un mu’cizevari kerametleri ve hârikalarıdır.
Hem Kur’an’ın gözle görülen bir nevi lem’a-i i’caziyeyi, beş altı mushafta işaretler yaptım, hatt-ı Arabî-i Kur’anîleri mükemmel olan kardeşlerime taksim ettim. Bunların içinde hatt-ı Arabî-i Kur’an’da Hüsrev onlara yetişemediği halde, birden umum o kâtiplere ve hatt-ı Arabî muallimine tefevvuk eyledi. Ve hatt-ı Arabîde, en mümtaz kardeşlerimizden on derece geçti. Umumen onlar tasdik edip: “Evet, bizden geçti, biz ona yetişemiyoruz.” dediler. Demek Hüsrev’in kalemi, Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın ve Risale-i Nur’un mu’cizevari kerametleri ve hârikalarıdır.


<!--T:8-->
Kardeşiniz
Kardeşiniz


<!--T:9-->
'''Said Nursî'''
'''Said Nursî'''




<!--T:10-->
------
------
<center> [[Kastamonu Lahikası 65. Mektup]] ⇐ | [[Kastamonu Lahikası]] | ⇒ [[Kastamonu Lahikası 67. Mektup]] </center>
<center> [[Kastamonu Lahikası 65. Mektup]] ⇐ | [[Kastamonu Lahikası]] | ⇒ [[Kastamonu Lahikası 67. Mektup]] </center>
------
------
</translate>
</translate>