67.962
düzenleme
Değişiklik özeti yok |
Değişiklik özeti yok |
||
83. satır: | 83. satır: | ||
<!--T:31--> | <!--T:31--> | ||
Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan | Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan | ||
وَمِن۟ اٰيَاتِهٖ خَل۟قُ السَّمٰوَاتِ وَال۟اَر۟ضِ وَاخ۟تِلَافُ اَل۟سِنَتِكُم۟ وَ اَل۟وَانِكُم۟ وَالسَّمٰوَاتُ مَط۟وِيَّاتٌ بِيَمٖينِهٖ يَخ۟لُقُكُم۟ فٖى بُطُونِ اُمَّهَاتِكُم۟ خَل۟قًا مِن۟ بَع۟دِ خَل۟قٍ فٖى ظُلُمَاتٍ ثَلَاثٍ خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَال۟اَر۟ضَ فٖى سِتَّةِ اَيَّامٍ يَحُولُ بَي۟نَ ال۟مَر۟ءِ وَقَل۟بِهٖ لَا يَع۟زُبُ عَن۟هُ مِث۟قَالُ ذَرَّةٍ يُولِجُ الَّي۟لَ فِى النَّهَارِ وَيُولِجُ النَّهَارَ فِى الَّي۟لِ وَ هُوَ عَلٖيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ | وَمِن۟ اٰيَاتِهٖ خَل۟قُ السَّمٰوَاتِ وَال۟اَر۟ضِ وَاخ۟تِلَافُ اَل۟سِنَتِكُم۟ وَ اَل۟وَانِكُم۟ وَالسَّمٰوَاتُ مَط۟وِيَّاتٌ بِيَمٖينِهٖ يَخ۟لُقُكُم۟ فٖى بُطُونِ اُمَّهَاتِكُم۟ خَل۟قًا مِن۟ بَع۟دِ خَل۟قٍ فٖى ظُلُمَاتٍ ثَلَاثٍ خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَال۟اَر۟ضَ فٖى سِتَّةِ اَيَّامٍ يَحُولُ بَي۟نَ ال۟مَر۟ءِ وَقَل۟بِهٖ لَا يَع۟زُبُ عَن۟هُ مِث۟قَالُ ذَرَّةٍ يُولِجُ الَّي۟لَ فِى النَّهَارِ وَيُولِجُ النَّهَارَ فِى الَّي۟لِ وَ هُوَ عَلٖيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ | ||
gibi âyetlerle, o derece hârika bir ulviyet-i üslup ve i’cazkârane bir cemiyet içinde hallakıyetin hakikatini hayale tasvir ediyor, gösteriyor ki: | gibi âyetlerle, o derece hârika bir ulviyet-i üslup ve i’cazkârane bir cemiyet içinde hallakıyetin hakikatini hayale tasvir ediyor, gösteriyor ki: | ||
595. satır: | 591. satır: | ||
<!--T:210--> | <!--T:210--> | ||
Birden رَبُّ السَّمٰوَاتِ وَ ال۟اَر۟ضِ رَبُّ ال۟مَلٰٓئِكَةِ وَ الرُّوحِ un esma-i hüsnası وَلَقَد۟ زَيَّنَّا السَّمَٓاءَ الدُّن۟يَا بِمَصَابٖيحَ وَ سَخَّرَ الشَّم۟سَ وَ ال۟قَمَرَ | Birden رَبُّ السَّمٰوَاتِ وَ ال۟اَر۟ضِ رَبُّ ال۟مَلٰٓئِكَةِ وَ الرُّوحِ un esma-i hüsnası وَلَقَد۟ زَيَّنَّا السَّمَٓاءَ الدُّن۟يَا بِمَصَابٖيحَ وَ سَخَّرَ الشَّم۟سَ وَ ال۟قَمَرَ burcunda cilveleriyle zuhur ettiler. O mana cihetiyle, karanlık üstüne çökmüş olan yıldızlar, o envar-ı azîmeden birer lem’a alıp yıldızlar adedince elektrik lambaları yakılmış gibi o âlem-i semavat nurlandı. O boş ve hâlî tevehhüm edilen semavat dahi melâikelerle, ruhanîlerle doldu, şenlendi. Sultan-ı ezel ve ebed’in hadsiz ordularından bir ordu hükmünde hareket eden güneşler ve yıldızlar, bir manevra-i ulvi yapıyorlar tarzında, o Sultan-ı Zülcelal’in haşmetini ve şaşaa-i rububiyetini gösteriyorlar gibi gördüm. | ||
burcunda cilveleriyle zuhur ettiler. O mana cihetiyle, karanlık üstüne çökmüş olan yıldızlar, o envar-ı azîmeden birer lem’a alıp yıldızlar adedince elektrik lambaları yakılmış gibi o âlem-i semavat nurlandı. O boş ve hâlî tevehhüm edilen semavat dahi melâikelerle, ruhanîlerle doldu, şenlendi. Sultan-ı ezel ve ebed’in hadsiz ordularından bir ordu hükmünde hareket eden güneşler ve yıldızlar, bir manevra-i ulvi yapıyorlar tarzında, o Sultan-ı Zülcelal’in haşmetini ve şaşaa-i rububiyetini gösteriyorlar gibi gördüm. | |||
<!--T:212--> | <!--T:212--> |
düzenleme