İçeriğe atla

Emirdağ Hayatı: Revizyonlar arasındaki fark

düzenleme özeti yok
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
1.025. satır: 1.025. satır:
<nowiki>*</nowiki> * *
<nowiki>*</nowiki> * *


Heyet-i Vekileye ve Milletvekilleri Riyasetine
'''Heyet-i Vekileye ve Milletvekilleri Riyasetine'''


cüz’î fakat ehemmiyetli bir maruzatımdır
'''cüz’î fakat ehemmiyetli bir maruzatımdır'''


Otuz seneden beri hayat-ı siyasiyeden çekildiğim halde, bu sırada bir defaya mahsus olarak vatanî ve millî ve asayişî bir meseleyi beyan ediyorum. Şöyle ki:
Otuz seneden beri hayat-ı siyasiyeden çekildiğim halde, bu sırada bir defaya mahsus olarak vatanî ve millî ve asayişî bir meseleyi beyan ediyorum. Şöyle ki:
1.035. satır: 1.035. satır:
Üç mahkeme, yirmi senelik mektuplarımı ve kitaplarımı ve hallerimi inceden inceye tetkikten sonra, bize ve kitaplarıma beraet verdiği halde ve üç seneden beri telifatı terk ettiğim ve haftada ancak bir mektup yazabildiğim ve mecbur olmadan her biri bir gün nöbetle zarurî hizmetimi yapan üç dört terzi çırağından başka kimseyi kabul etmediğim halde ve serbestiyet verildiği ve memleketime gitmediğim halde, hiç ömrümde görmediğim bir tarzda ve resmî bir surette beni hiddete getirip bir hâdise çıkarmak için tahkir ve ihanet kasdıyla, kanunsuz ve garazla, beni taharri ile kapımın kilidini kırıp Kur’an’ımı ve Arabî levhalarımı evrak-ı muzırra gibi alıp götürmekle beraber, adliyenin mühim bir memuru, resmen buradaki memurlara âmirane demiş ki: “Said’i iki jandarma ile teşhir suretinde çıkarıp, zorla başına şapka giydirip öylece ifadeye getirmeli idiniz. Hem ona yanaşanları tutunuz.” diye ehemmiyetli bir mecliste ve ayn-ı hakikat olan ifademi okudukları vakit söylemiş. Bunda şek ve şüphe kalmadı ki beni tahkir ve ihanet edip, hiddete getirip asayişi bozmak garazı takip ediliyor.
Üç mahkeme, yirmi senelik mektuplarımı ve kitaplarımı ve hallerimi inceden inceye tetkikten sonra, bize ve kitaplarıma beraet verdiği halde ve üç seneden beri telifatı terk ettiğim ve haftada ancak bir mektup yazabildiğim ve mecbur olmadan her biri bir gün nöbetle zarurî hizmetimi yapan üç dört terzi çırağından başka kimseyi kabul etmediğim halde ve serbestiyet verildiği ve memleketime gitmediğim halde, hiç ömrümde görmediğim bir tarzda ve resmî bir surette beni hiddete getirip bir hâdise çıkarmak için tahkir ve ihanet kasdıyla, kanunsuz ve garazla, beni taharri ile kapımın kilidini kırıp Kur’an’ımı ve Arabî levhalarımı evrak-ı muzırra gibi alıp götürmekle beraber, adliyenin mühim bir memuru, resmen buradaki memurlara âmirane demiş ki: “Said’i iki jandarma ile teşhir suretinde çıkarıp, zorla başına şapka giydirip öylece ifadeye getirmeli idiniz. Hem ona yanaşanları tutunuz.” diye ehemmiyetli bir mecliste ve ayn-ı hakikat olan ifademi okudukları vakit söylemiş. Bunda şek ve şüphe kalmadı ki beni tahkir ve ihanet edip, hiddete getirip asayişi bozmak garazı takip ediliyor.


Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükür olsun ki: Binler haysiyet ve şerefimi bu vatandaki bîçarelerin istirahatine ve onlardan belaların def’ine feda etmek için bana bir halet-i ruhiyeyi ihsan eylemiş ki ben de onların yaptığı ve niyetinde bulundukları tahkirat ve ihanetlere karşı tahammüle karar vermişim. Bu milletin asayişine, hususan masum çocukların ve muhterem ihtiyarların ve bîçare hastaların ve fakirlerin dünyevî istirahatlerine ve uhrevî saadetlerine binler hayatımı ve binler şerefimi feda etmeye hazırım.
Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükür olsun ki: Binler haysiyet ve şerefimi bu vatandaki bîçarelerin istirahatine ve onlardan belaların def’ine feda etmek için bana bir halet-i ruhiyeyi ihsan eylemiş ki ben de onların yaptığı ve niyetinde bulundukları tahkirat ve ihanetlere karşı tahammüle karar vermişim. '''Bu milletin asayişine, hususan masum çocukların ve muhterem ihtiyarların ve bîçare hastaların ve fakirlerin dünyevî istirahatlerine ve uhrevî saadetlerine binler hayatımı ve binler şerefimi feda etmeye hazırım.'''


İşte sinek kanadını dağ gibi yaptıklarının bir emaresi şu ki: Benim gibi gurbette, hasta, ihtiyar, zayıf, tek başına bulunan bir adam için on gün zarfında beş defa Afyon Valisi ve Emniyet Müdürü ve iki defa Afyon Müddeiumumîsi benim için buraya gelmesi ve iki günde, her bir günde beş tayyare benim gezdiğim yerlerde beni nezaret altına alması ve beş polis hafiyesinin burada bana tarassud edenlere ilâve edilip ahvalimi tecessüs etmek için gönderilmesi ve postahanelere, bana ait mektupların müsaderesi için resmen emir verilmesi gösteriyor ki Şeyh Said ve Menemen Hâdisesi’nin on misli bir hâdiseyi evhamla düşünmüşler. Habbeyi kubbe söylemişler ki böyle bir vaziyet alıyorlar. Benim eski hayatımı zannedip ihanetle hiddete gelecek tahmin etmişler. Bilakis aldandılar.
İşte sinek kanadını dağ gibi yaptıklarının bir emaresi şu ki: Benim gibi gurbette, hasta, ihtiyar, zayıf, tek başına bulunan bir adam için on gün zarfında beş defa Afyon Valisi ve Emniyet Müdürü ve iki defa Afyon Müddeiumumîsi benim için buraya gelmesi ve iki günde, her bir günde beş tayyare benim gezdiğim yerlerde beni nezaret altına alması ve beş polis hafiyesinin burada bana tarassud edenlere ilâve edilip ahvalimi tecessüs etmek için gönderilmesi ve postahanelere, bana ait mektupların müsaderesi için resmen emir verilmesi gösteriyor ki Şeyh Said ve Menemen Hâdisesi’nin on misli bir hâdiseyi evhamla düşünmüşler. Habbeyi kubbe söylemişler ki böyle bir vaziyet alıyorlar. Benim eski hayatımı zannedip ihanetle hiddete gelecek tahmin etmişler. Bilakis aldandılar.


Biz, bütün kuvvetimizle anarşiliğe bir sedd-i Zülkarneyn gibi bir sedd-i Kur’anî tesisine çalışıyoruz. Bize ilişenler, anarşilik ve belki komünistliğe zemin ihzar ediyorlar.
'''Biz, bütün kuvvetimizle anarşiliğe bir sedd-i Zülkarneyn gibi bir sedd-i Kur’anî tesisine çalışıyoruz. Bize ilişenler, anarşilik ve belki komünistliğe zemin ihzar ediyorlar.'''


Evet, eğer eski hayatım gibi izzet-i ilmiyeyi muhafaza etmek için hiçbir hakareti kabul etmemek olsaydı ve vazife-i hakikiyesi, sırf âhiret ve ölümün idam-ı ebedîsinden Müslümanları kurtarmak vazifesi olmasaydı ve bana ilişenler gibi sırf dünyaya ve menfî siyasete çalışmak olsaydı on Menemen, on Şeyh Said Hâdisesi gibi bir hâdiseye, o anarşilik hesabına çalışanlar sebebiyet vereceklerdi.
Evet, eğer eski hayatım gibi izzet-i ilmiyeyi muhafaza etmek için hiçbir hakareti kabul etmemek olsaydı ve vazife-i hakikiyesi, sırf âhiret ve ölümün idam-ı ebedîsinden Müslümanları kurtarmak vazifesi olmasaydı ve bana ilişenler gibi sırf dünyaya ve menfî siyasete çalışmak olsaydı on Menemen, on Şeyh Said Hâdisesi gibi bir hâdiseye, o anarşilik hesabına çalışanlar sebebiyet vereceklerdi.
1.049. satır: 1.049. satır:
Yâ Rabbî, onların imanını Risale-i Nur’la kurtar! İdam-ı ebedîden, sırr-ı Kur’an’la terhis tezkeresine çevir! Ben de onlara hakkımı helâl ediyorum!
Yâ Rabbî, onların imanını Risale-i Nur’la kurtar! İdam-ı ebedîden, sırr-ı Kur’an’la terhis tezkeresine çevir! Ben de onlara hakkımı helâl ediyorum!


Said Nursî
'''Said Nursî'''


<nowiki>*</nowiki> * *
<nowiki>*</nowiki> * *
1.079. satır: 1.079. satır:
Hem Bediüzzaman el-Fahrü’d-devranî…
Hem Bediüzzaman el-Fahrü’d-devranî…


Hüsrev
'''Hüsrev'''


<nowiki>*</nowiki> * *
<nowiki>*</nowiki> * *


Merhum Hasan Feyzi’nin
'''Merhum Hasan Feyzi’nin'''


Risale-i Nur Hakkındaki Manzumesi
'''Risale-i Nur Hakkındaki Manzumesi'''


بِس۟مِ اللّٰهِ الرَّح۟مٰنِ الرَّحٖيمِ
بِس۟مِ اللّٰهِ الرَّح۟مٰنِ الرَّحٖيمِ
1.093. satır: 1.093. satır:
âyetinin veraset-i Ahmediye (asm) cihetinde, mana-yı işarî noktasında, bu asırda o Rahmeten li’l-âlemîn’in bir âyinesi ve hakikat-i Kur’aniyenin bir hakiki tefsiri olan Risale-i Nur, o küllî rahmetin bir cilvesi, bir numunesi olmasından; hakikat-i Muhammediyenin (asm) bir kısım evsafı, mana-yı mecazî ile cüz’î bir vârisine verilebilir diye bu parlak kasideye ilişmedim. Yalnız hakikat-i Ahmediye (asm) âyinesinin farkına işareten bazı kelimeler ilâve edildi.
âyetinin veraset-i Ahmediye (asm) cihetinde, mana-yı işarî noktasında, bu asırda o Rahmeten li’l-âlemîn’in bir âyinesi ve hakikat-i Kur’aniyenin bir hakiki tefsiri olan Risale-i Nur, o küllî rahmetin bir cilvesi, bir numunesi olmasından; hakikat-i Muhammediyenin (asm) bir kısım evsafı, mana-yı mecazî ile cüz’î bir vârisine verilebilir diye bu parlak kasideye ilişmedim. Yalnız hakikat-i Ahmediye (asm) âyinesinin farkına işareten bazı kelimeler ilâve edildi.


Said Nursî
'''Said Nursî'''


Huzur bulur bugün seninle âlem
Huzur bulur bugün seninle âlem
1.365. satır: 1.365. satır:
Bîçare talebeniz
Bîçare talebeniz


Hasan Feyzi
'''Hasan Feyzi'''


(Rahmetullahi aleyhi ebeden daima)
(Rahmetullahi aleyhi ebeden daima)
1.373. satır: 1.373. satır:
Merhum Hasan Feyzi, Nurlardan aldığı hakikat dersini, Nurlara işaret ederek güzel tanzim etmiş. Lâhika’ya girsin.
Merhum Hasan Feyzi, Nurlardan aldığı hakikat dersini, Nurlara işaret ederek güzel tanzim etmiş. Lâhika’ya girsin.


Said Nursî
'''Said Nursî'''


Güzel oku! Her zerrede coşkun birer mana var
Güzel oku! Her zerrede coşkun birer mana var
1.441. satır: 1.441. satır:
(Denizli Kahramanı Merhum)
(Denizli Kahramanı Merhum)


Hasan Feyzi
'''Hasan Feyzi'''


<nowiki>*</nowiki> * *
<nowiki>*</nowiki> * *
1.447. satır: 1.447. satır:
Mekteb-i fünunda ve ulûm-u İslâmiyede gayet müdakkik ve kıdemli muallimlerden Hasan Feyzi’nin bir şiiri
Mekteb-i fünunda ve ulûm-u İslâmiyede gayet müdakkik ve kıdemli muallimlerden Hasan Feyzi’nin bir şiiri


Hazretinize Buradan Ayrılırken Söylemiştim
'''Hazretinize Buradan Ayrılırken Söylemiştim'''


Çekilip nur-u hidayet yine zindan olacak
Çekilip nur-u hidayet yine zindan olacak
1.513. satır: 1.513. satır:
Bîçare Talebeniz
Bîçare Talebeniz


Hasan Feyzi
'''Hasan Feyzi'''


<nowiki>*</nowiki> * *
<nowiki>*</nowiki> * *