Barla Lahikası 83. Mektup
(Hüsrev’in fıkrasıdır.)
Sevgili Üstadım!
Yorucu bir kuvvetle gece ve gündüz beni düşündüren ve fakat hiç de kıymeti olmayan vaziyetten kurtaran mektubunuzu aldığım vakitten beri sürur içinde, Cenab-ı Hakk’a bînihaye teşekkürlerimi takdim ediyor ve beş vakitte, eltaf-ı İlahiyeye mazhariyetinizi dua ediyorum. Bilhassa sevincimi artıran keyfiyet, Cenab-ı Hakk’ın sırf hizmet-i Kur’an’da istihdam etmesinin iş’ar buyrulmasıdır.
Muhterem Üstadım! Vaziyetimden çok çok memnunum. Artık emr-i âlîleri mûcibince hiçbir şey düşünmüyorum. Düşündüğüm bir şey varsa o da Risale-i Nur’dan Sözler’i ikmal etmek, bunlardan istinsah ederek arkadaşlarımızın çoğalmasını temin etmek için lâyıkıyla çalışmaktır. Bunun için kendimde gördüğüm âriyet ve emanet bir varlığa değil belki Cenab-ı Hakk’ın kudret ve lütuflarına istinad ediyorum.
Muhterem Üstadım! Yazdığım Otuz İkinci ve Yirmi Yedinci Sözler’i takdim ediyorum. Yirmi Yedinci Mektup’ta arkadaşlarımızın ihtisasatlarını okurken bilseniz ne kadar sürur duyuyorum. Yekdiğerine ayrılmamak için kıymetsiz maddî iplerle değil, kıymetli ve manevî iplerle bağlanmış bir aile ve bir cemaat efradının hissedeceği sevinçle mütelezziz oluyorum. Şüphesiz Zat-ı Üstadaneleri başımızda olmakla beraber, büyük olanlarımız ağabey ve beraber olanlarımız da kardeşlerimiz olmuşlardır. Veyahut ben bu cemaatin içerisine dâhil olduğumdan fevka’l-had bahtiyarım. Kur’an-ı Mübin’in nurlarının ahz ve neşri hususunda, sevgili Üstadımız, şahsiyetiniz vasıta kılınmasından dolayıdır ki sizi bize veren Cenab-ı Hakk’a minnettarlığımızı tahdid edemeyiz.
Hüsrev