Emirdağ Lahikası 1. Kitap 194. Mektup

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    Diğer diller:

    Aziz, sıddık kardeşlerim!

    Evvela: Siracünnur’un biri tamam, biri de bakiyyesini –iki parça– aldık. Yanlışları pek az. Hata-savabın küçük cetvelini leffen gönderiyoruz.

    Sâniyen: Madem Isparta manevî bir Medresetü’z-Zehradır ve madem o mübarek dershanedeki hükûmeti şimdiye kadar mümkün olduğu kadar müsaadekârane davranıyor ve başta emniyet müdürü olarak takdirkârane Risale-i Nur’a bakıyorlar; biz, oradaki hükûmete karşı dost nazarıyla bakıyoruz; ne yaparlarsa gücenmeyiniz ve gücenmeyeceğiz.

    Hem şimdiye kadar onların bize karşı az tazyikleri neticesinde ehemmiyetli hayırlar olmuş. Şimdi bir maslahat için bütün bütün serbest olarak her tarafa neşretmek belki “Sırran Tenevverat” sırrına münafî olduğundan bir derece ihtiyat tavsiyelerinde bir hayır var.

    Sâlisen: Dadaylı ehemmiyetli muallimlerden ve kıymetli Nur nâşirlerinden Hâfız Hasan’ın ve Nurcu iki mübarek mahdumlarının, Doktor Hakkı ve Hüsnü ve Araçlı Tahir’in ve Daday’daki Fuad gibi kıymetli kardeşlerimizin bayram tebriklerine mukabil, ruh u canımızla hem geçmiş bayramlarını hem Nur hizmetinde sebatkârane muvaffakiyetlerini tebrik ediyoruz. Ve mektubunu Lâhika’ya geçmek için leffen gönderiyoruz.

    Râbian: Nur kahramanlarından Re’fet kardeşimiz, kendi sisteminde gayet ehemmiyetli Abdü’l-Ehad namında bir büyük hocayı, Risale-i Nur’a tam bağlı bir kardeşi İstanbul’da bulmuş. Cenab-ı Hak ikisini de daima muvaffak eylesin, âmin!

    Hâmisen: Bir miktardır hiç görmediğim bir tarzda pek şiddetli bir alâka ile çoktan görmedikleri peder, validelerine hararetli bir iştiyak ile ellerine sarılmaları gibi; iki yaşından on yaşına kadar masum çocuklar, faytonla gezdiğim vakit beni görünce, aynen öyle uzaktan koşup benim ellerime sarıldıklarının ne hikmeti var diye hayret ediyordum. Birden ihtar edildi ki:

    Bu küçücük masumlar taifesi, bir hiss-i kable’l-vuku ile ileride Risale-i Nur ile saadeti bulacaklarını ve tehlike-i manevîden kurtulacaklarını, belki de içinde çokları şakird olacaklarını ve buranın maddî manevî havasına imtizaç edemediğim için menfîlere verilen serbestiyet münasebetiyle buradan gitmemekliğim için lâkayt olan büyüklerin bedeline “Bizler Nur dairesindeyiz, bizi bırakma, gitme.” gibi bir mana var, hissettim.


    Emirdağ Lahikası 1. Kitap 193. Mektup ⇐ | Emirdağ Lahikası | ⇒ Emirdağ Lahikası 1. Kitap 195. Mektup