Kastamonu Lahikası 145. Mektup

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    Diğer diller:

    Aziz, sıddık kardeşlerim!

    Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükür olsun ki bu gaflet mevsimi olan baharda ve derd-i maişet belasında, Risale-i Nur fütuhatında devam ediyor.

    İstanbul’dan yazıyorlar ki oraya giden, başta Hüsrev’in Mu’cizat-ı Ahmediye’si olarak, risaleleri her kim görmüş ve okumuş ise başta Fetva Emini Ali Rıza olarak herkes hayret ve istihsan ile “Bu tarz-ı ifade ve ispat ve beyan, hiçbir kitapta bulmamışız. Bu şerait içinde böyle eserler hiç kimseye müyesser olmamış.” deyip kemal-i iştiyak ile karşılıyorlar.

    Ve Ankara’da dünyaca yüksek makamlarda, askeriye heyetinde kemal-i iştiyak ve takdir ile Risale-i Nur’u yazıp okutturuyorlar. Başta Miralay Mehmed Yümnü olarak mühim askerî paşaları “Risale-i Nur iman kurtarıcıdır.” diye takdirkârane tam teslimiyetle okuyup istifade ediyorlar.

    Hattâ burada da pek çok ayrı ayrı tarzda Risale-i Nur aleyhinde yaptıkları desiseler ve tedbirler ve şakirdleri soğutmak ve sarsmak planları, hususan derd-i maişet belaları, Risale-i Nur’un inkişafını durdurmuyor. Günden güne tevessü ediyor. Hattâ en ziyade hücum edenler dahi perde altında istifadeye çalışıyorlar.

    Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükür olsun ki inayet-i İlahiye ve himayet-i Rabbaniye devam ediyor. Fakat yalnız ehemmiyetli bir planla, ayrı bir cephede, mütemerrid münafıklar tarafından bir hücum var. Çok ihtiyat ve dikkat ve sebat ve tesanüd lâzımdır ki tâ onların bu planı da akîm kalsın. Plan da budur: “Risale-i Nur talebeleri içinde tesanüdü bozmak.”

    On sekiz seneden beri hakkımızda programları, has talebeleri bizden kaçırmak, soğutmak idi. Bu planları akîm kaldı. Şimdi tesanüdü bozmak ve bazı menfaat-perest fakat ehl-i ilim ve ehl-i dinden, Risale-i Nur’un cereyanına karşı rakip çıkarmak suretiyle intişarına zarar vermeye çalışıyorlar.

    Hem Ramazan Risalesi’nin âhirinde nefs-i emmareyi her nevi azaptan ziyade, açlık ile temerrüdünü terk ettiği gibi; şimdiki ehl-i nifakın mütemerridane sefahetinin cezası olarak umuma ve masumlara da gelen bu açlık ve derd-i maişet belasından ehl-i dalalet istifade edip Risale-i Nur’un fakir şakirdlerinin aleyhine istimal etmek ihtimali var.

    Madem şimdiye kadar ekseriyet-i mutlaka ile Risale-i Nur şakirdleri, Risale-i Nur hizmetini her belaya, her derde bir çare, bir ilaç bulmuşlar. Biz her gün hizmet derecesinde, maişette kolaylık, kalpte ferahlık, sıkıntılara genişlik hissediyoruz, görüyoruz. Elbette bu dehşetli yeni belalara, musibetlere karşı da yine Risale-i Nur’un hizmetiyle mukabele etmemiz lâzımdır.

    Umum kardeşlerimize birer birer selâm ediyoruz.


    Kastamonu Lahikası 144. Mektup ⇐ | Kastamonu Lahikası | ⇒ Kastamonu Lahikası 146. Mektup