Kastamonu Lahikası 2. Mektup

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    Diğer diller:

    بِاس۟مِهٖ سُب۟حَانَهُ وَ اِن۟ مِن۟ شَى۟ءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَم۟دِهٖ

    اَلسَّلَامُ عَلَي۟كُم۟ وَ رَح۟مَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ عَاشِرَاتِ دَقَائِقِ اَيَّامِ ال۟فِرَاقِ

    Aziz, sıddık kardeşlerim ve hizmet-i Kur’aniyede kuvvetli, dirayetli arkadaşlarım!

    Bu zaman cemaat zamanıdır. Ehemmiyet ve kıymet, şahs-ı manevîye göre olur. Maddî ve ferdî ve fâni şahsın mahiyeti nazara alınmamalı. Hususan benim gibi bir bîçarenin kıymetinden bin derece ziyade ehemmiyet vermekle, bir batmanı kaldırmayan zayıf omuzuna, binler batman ağırlığı yüklense altında ezilir.

    Lillahi’l-hamd Risaletü’n-Nur, bu asrı belki gelen istikbali tenvir edebilir bir mu’cize-i Kur’aniye olduğunu çok tecrübeler ve vakıalar ile körlere de göstermiş. Ona ait medh ü senanız tam yerindedir fakat bana verdiğinizden, binden birine de kendimi lâyık göremem. Yalnız pek büyük bir nimete ve muvaffakiyete sizin gibi hakikatli talebelerin iştirak ve sa’y ü gayretleriyle mazhariyetim noktasında, Risale-i Nur hesabına ebede kadar iftihar ederim.

    Nur iskele memuru Sabri kardeş! Sabri, Süleyman ve Hüsrev üçünüzün sohbetinde, benim de iki cihette belki üç cihette iştirakim var.

    Nur Fabrikası nam sahibi Hâfız Ali kardeş! Fevkalâde mektubun, ehemmiyetsiz şahsiyetim hariç kalmak şartıyla bana hârika göründü. Senin hâlis ve yüksek dirayetin terakkide olduğunu gösterdi. Bana “İşte çok Abdurrahmanları taşıyan bir Ali.” dedirdi.

    Mustafalar, Küçük Ali, mübarek ve münevver kardeşler! Mektubunuz, Büyük Ali’nin mektubu gibi acib bir hakikati ifade eder. O hakikat, Risale-i Nur hakkında haktır. Fakat benim haddim değil ki o hududa gireyim.

    Evet عُلَمَاءُ اُمَّتٖى كَاَن۟بِيَاءِ بَنٖى اِس۟رَائٖيلَ ferman etmiş. Gavs-ı A’zam Şah-ı Geylanî, İmam-ı Gazalî, İmam-ı Rabbanî gibi hem şahsen hem vazifeten büyük ve hârika zatlar bu hadîsi, kıymettar irşadatlarıyla ve eserleriyle fiilen tasdik etmişler. O zamanlar bir cihette ferdiyet zamanı olduğundan hikmet-i Rabbaniye onlar gibi ferîdleri ve kudsî dâhîleri ümmetin imdadına göndermiş.

    Şimdi ise aynı vazifeye fakat müşkülatlı ve dehşetli şerait içinde, bir şahs-ı manevî hükmünde bulunan Risaletü’n-Nur’u ve sırr-ı tesanüd ile bir ferd-i ferîd manasında olan şakirdlerini bu cemaat zamanında o mühim vazifeye koşturmuş. Bu sırra binaen benim gibi bir neferin, ağırlaşmış müşiriyet makamında ancak bir dümdarlık vazifesi var.

    Re’fet kardeş! Senin ile hiç olmazsa her dört günde bir kere görüşmeye ihtiyaç ve iştiyakım varken dört sene sonra hususi görüşebildik. Senin gibi hem kıymettar, tesirli diliyle ve kuvvetli, letafetli kalemiyle Risaletü’n-Nur’a çok ehemmiyetli hizmet edenler her vakit hatırımda manevî muhataplarım ve hayalen yanımda hazır arkadaşlarımdırlar. Risaletü’n-Nur’un fevkalâde tesirli intişarı nazar-ı dikkati celbetmesinden şimdilik ziyade ihtiyat lâzımdır.

    İktisat Risalesi’yle Çocukların Taziyenamesi Risaleleri gönderilse münasiptir.

    Umum kardeşlerime, hususan haslarına birer birer selâm ve dua ederim. Ve o mübarek ve kıymettar arkadaşlarımın hatırları için hem akrabalarını hem karyelerini, kendi akrabam ve karyem içine alıp öylece dua ederek manevî kazançlarıma teşrik ediyorum.



    Kastamonu Lahikası 1. Mektup ⇐ | Kastamonu Lahikası | ⇒ Kastamonu Lahikası 3. Mektup