Kastamonu Lahikası 75. Mektup

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    Diğer diller:
    • Türkçe

    بِاس۟مِهٖ سُب۟حَانَهُ وَ اِن۟ مِن۟ شَى۟ءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَم۟دِهٖ

    اَلسَّلَامُ عَلَي۟كُم۟ وَ رَح۟مَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ قَطَرَاتِ الثَّل۟جِ

    Aziz, sıddık kardeşlerim!

    Tekrar bayramlarınızı bu havalideki kardeşlerimiz ile beraber tebrik ediyoruz. Sizin beş altı mektubunuza mukabil beş altı mektup yazmak hakkınızdır fakat benim ümmiliğim için kusura bakmazsınız. Bir kısa mektup ile iktifa ediyorum.

    Evvela: Hüsrev’in mektubu, Risale-i Nur’a hizmet edemediği için teessüfüne mukabil ona yazınız ki Hüsrev’in cazibedar yazıları ve nüshaları onun yerinde pek parlak bir surette hizmet ediyorlar.

    Ve Hulusi’nin Yirmi Yedinci Mektup’a giren mektupları dahi onun bedeline çalışıyorlar, vazifesini kısmen görüyorlar. Ve merhume validesine mahsusan dua edilecek.

    Ve Aydınlı Hasan Âtıf’ın, Hâfız Ali’nin mektubunun hâşiyesinde yazdığı, misli görülmemiş şu dua: “Yâ Rab! Güldür Said’i tâ gülmesinden güller açılsın.” diye pek garib fıkrası, Risale-i Nur’a onun sadakat ve ihlasının acib bir kerametidir ki otuz günde bir defa gülmeyen o bîçare Said, bir günde otuz defa güldüğünün yazılması ve size o mektubun gönderilmesi zamanına tam tamına tevafuk ediyor.

    Marangoz Ahmed’in, cidden beni sürurla ağlattıran ve çok meraklarımı izale eden Risale-i Nur’un mübarek şakirdlerinin kerametkârane, bir gecede oraya gelen mektupları lâzım gelen yerlere göndermek için yazmaları, beni fevkalâde mesrur ve müteşekkir eden mektubu, bir kitap kadar ve on mektup yerinde kabul ettik. Merhum ve kıymettar ve çok vefakâr ve fedakâr ve sekiz sene bana hizmet eden bir kardeşimiz Marangoz Mustafa Çavuş yerine, Cenab-ı Hak rahmetiyle, kahraman Marangoz Ahmed’i verdi.

    Nur Fabrikasının sahibi Hâfız Ali’nin mektupları, çok ince ve çok yüksek hissiyatını ve kerametkârane ihlasının derecelerini gösterdiğinden pek uzun bir mukabele ister. Fakat şimdilik bu kadar deriz: O, umumun hesabına bizlerin bayramını tebrik ettiğine, biz de onu tevkil edip umumumuz namına her bir kardeşimize tebriği tekrar ediyoruz.

    Mübarekler, Tahir ile beraber; Tahir’in bize o kıymettar kalemiyle cennet taamları gibi çok tatlı ve huri libası gibi çok güzel yazıları, burada herkesi lezzetle mütalaaya sevk ediyor. Hâfız Ali’nin mektubunda, Tahir’in yazdığı ve göndereceği Sözler’i daha alamadık. Ve onun masume iki mübarek kızlarının yazdıkları nüshalar burada kadınlar, kızlar âleminde geziyor; görenleri Risale-i Nur’a cezbediyor. Çok çalışkan ve fedakâr Tahir’in kesretli hediyeleri, bizleri çok borç altında bıraktı.

    Risale-i Nur’un postacısı mübarek Abdullah ne halde olduğunu soracaktım, Hâfız Ali’nin mektubunda, sormadan cevabımı aldım. Allah, ikisinden razı olsun. O mektubun âhirinde, mazi ve müstakbel ve semavat ehlini dahi mesrur eden masumların ve mübarek ümmi ihtiyarların hediye-i masumaneleri beyanındaki fıkrası gayet güzel düşmüş.

    Nur iskelesinin nâzır-ı bînaziri Sabri-i basîret-basîr’in hususi mektubunda yazdığı mübarek bir hemşiremin Cevşenü’l-Kebir’i ezber etmesi; eskiden beri o hemşire, Risale-i Nur talebeleri içinde bulunduğuna istihkakını gösteriyor. Onun namıyla beraber duada namı zikredilen ve Hazret-i Mevlana Hâlid’in cübbesini tam muhafaza edip bize yetiştiren Âsiye Hanım’ın birden lisanına gelen bir fıkra size gönderilecek.

    O Kuzca Hatibi, Risale-i Nur’la tam alâkadarsa Sabri benim bedelime ona selâm etsin.

    Bize gelen masum ve ümmilerin ve üstadlarının risalelerini, yedi cilt olarak güzelce tasnif ettik. Masumların tevafuklu güzel parçaları bir cilt ve ihtiyarların güzel parçaları içinde kahraman Şükrü’nün Mu’cizat-ı Ahmediye güzel nüshası içinde olarak ikinci cilt. Yedi cildin her birinin başında üçüncü sahifede gelen fıkra, medar-ı ibret olarak yazılmıştır.

    Umuma selâm…


    Kastamonu Lahikası 74. Mektup ⇐ | Kastamonu Lahikası | ⇒ Kastamonu Lahikası 76. Mektup