Kastamonu Lahikası 89. Mektup

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    Diğer diller:
    • Türkçe

    Aziz, sıddık, sebatkâr kardeşlerim ve hakiki vârislerim!

    Bugünlerde Risale-i Nur’a suikast edenlerin ve sizlere sıkıntı verenlerin haklarında, bana verdiği bir hiddet neticesinde bedduaya teşebbüs ettim. Birden Isparta’ya kıyamadım. Kaç defadır niyet ettim, Isparta’daki iyilerin yüzünden suikastcılar kurtuldular. Kıyamadım, beddua yerine “Yâ Rab! Madem Isparta Risale-i Nur’un bir Medresetü’z-Zehrasıdır, sen oradaki fena memurları dahi ıslah eyle ve hüsn-ü âkıbet ver.” diye dua eyledim ve ediyorum.

    Sâniyen: Bugünlerde Salahaddin’in İstanbul’dan getirdiği Habbe, Katre, Şemme, Hubab gibi Arabî risalelere baktım. Gördüm ki: Yeni Said’in doğrudan doğruya harekât-ı kalbiyesinde müşahede ettiği hakikatler, Risale-i Nur’un çekirdekleri hükmündedir. Zaten bunlar hem Şule ve Zühre, Risale-i Nur’un Arabî parçalarıdır. Onlar, doğrudan doğruya benim nefsimin dersi olduğu için Arabî ve kısa ibarelerle ifade edilmiş, başka adamlar nazara alınmamış.

    O zaman başta Şeyhülislâm ve Dârülhikmet azaları ve İstanbul’un büyük âlimleri, tahsin ve takdirle karşıladılar. Bunlar Yeni Said’in eserleri olduğundan Risale-i Nur’un eczalarıdırlar. Eski Said’in ise Arabî risalelerinden yalnız İşaratü’l-İ’caz, Risale-i Nur’da en mühim bir mevki almış.

    Hem her iki Said’in iştirakiyle, bir tek ramazanda iki hilâl ortasında telif edilen ve kendi kendine, ihtiyarım haricinde bir derece manzum şeklini alan ve İşaratü’l-İ’caz kıtasında elli altmış sahife bulunan Türkçe olarak Lemaat namındaki risale dahi Risale-i Nur’a girebilir. Maatteessüf bir nüsha elde edemedim. Herkesin hoşuna gittiği için matbu nüshaları kalmamış.

    Hem Eski Said’in ilm-i mantık noktasında bir şaheser hükmünde bulunan gayr-ı matbu Ta’likat’tan süzülen i’cazlı bir îcaz-ı hârikada, müdakkik ulemaları hayret ve tahsinle dikkate sevk eden, matbu “Kızıl Îcaz” namındaki risale-i mantıkıye Risale-i Nur’la bağlanmasına ve şakirdlerinin âlimler kısmının nazarına göstermek lâyık gördüm. Fakat çok derindir. Bugünlerde Feyzi’ye bir parça ders verdim. Belki bir zaman Feyzi kendisi, başkasının da anlaması için dersini Türkçe kaleme alacak.


    Kastamonu Lahikası 88. Mektup ⇐ | Kastamonu Lahikası | ⇒ Kastamonu Lahikası 90. Mektup