Translations:Mustafa Hilmi'nin Mektubu/3/tr
Şu kâinât semâsının gurûbu olmayan, manevî güneşi KUR'ÂN-I KERÎM; şu mevcûdât kitab-ı kebîrinin âyât-ı tekvîniyesini okutturmak, mâhiyetini göstermek için şuâları hükmünde olan envârını neşrediyor. Beşerin aklını tenvir ile Sırat-ı Müstakîmi gösteriyor. Beşeriyet âleminde her ferd, hilkatindeki maksadlar ve fıtratındaki arzular ve istikametindeki gayesini, o hidayet güneşinin nuru ile görür ve bilir. O hidayet nurunun tecellîsine mazhar olanlar, kalb kàbiliyeti nisbetinde ona âyinedârlık ederek yakınlık kesb eder. Eşya ve hayatın mâhiyeti, o nur ile tezâhür ederek ancak o nur ile görünür, anlaşılır ve bilinir. Ezelî Güneş’in manevî hidayet nurlarını temsîl eden Kur'ân-ı Kerîm, akıl ve kalb gözüyle hak ve hakikati görmeyi te'min eder. Onun nurundan uzakta kalanlar zulmette kalırlar. Zîra herşey nur ile görünür, anlaşılır ve bilinir.