Yaşasın Şeriat-ı Garrâ/tr
29 Şubat 324
Dinî ceride: 73
Mart 1909
Ey mebusan!
Uzunluğu ile beraber gayet mûciz bir tek cümle söyleyeceğim. Dikkat ediniz zira itnabında îcaz var. Şöyle ki:
Meşrutiyet ve kanun-u esasî denilen adalet ve meşveret ve kanunda cem’-i kuvvet, bu unvan ile beraber asıl mâlik-i hakiki ve sahib-i unvan-ı muhteşem (1)
ve müessir ve adalet-i mahzayı mutazammın (2)
ve nokta-i istinadımızı temin eden (3)
ve meşrutiyeti bir esas-ı metine istinad ettiren (4)
ve evham ve şükûk sahibini varta-i hayretten kurtaran (5)
ve istikbal ve âhiretimizi tekeffül eden (6)
ve menafi-i umumiye olan hukukullahı izinsiz tasarruftan sizi tahlis eden (7)
ve hayat-ı milliyemizi muhafaza eden (8)
ve umum ezhanı manyetizmalandıran (9)
ve ecanibe karşı metanetimizi ve kemalimizi ve mevcudiyetimizi gösteren (10)
ve sizi muaheze-i dünyeviye ve uhreviyeden kurtaran (11)
ve maksat ve neticede ittihad-ı umumiyeyi tesis eden (12)
ve o ittihadın ruhu olan efkâr-ı âmmeyi tevlid eden (13)
ve çürük mesavî-i medeniyeti hudud-u hürriyet ve medeniyetimize girmekten yasak eden (14)
ve bizi Avrupa dilenciliğinden kurtaran (15)
ve geri kaldığımız uzun mesafe-i terakkide –sırr-ı i’caza binaen– bir zaman-ı kasîrede tayyettiren (16)
ve Arap ve Turan ve İran ve Samileri tevhid ederek az zamanla bize bir büyük kıymet veren (17)
ve şahs-ı manevî-i hükûmeti Müslüman gösteren (18)
ve kanun-u esasînin ruhunu ve On Birinci Madde’yi muhafaza ile ve sizi hıns-ı yeminden kurtaran (19)
ve Avrupa’nın eski zann-ı fâsidlerini tekzip eden (20)
Muhammed aleyhissalâtü vesselâm hâtem-i enbiya ve şeriatın ebedî olduğunu tasdik ettiren (21)
ve muharrib-i medeniyet olan dinsizliğe karşı set çeken (22)
ve zulmet-i tebayün-ü efkâr ve teşettüt-ü ârâyı safha-i nuranisi ile ortadan kaldıran (23)
ve umum ulema ve vaizleri ittihat ve saadet-i millete ve icraat-ı hükûmeti meşruta-i meşruaya hâdim eden (24)
ve adalet-i mahzası merhametli olduğundan anâsır-ı gayr-ı müslimeyi daha ziyade telif ve rabteden (25)
ve en cebîn ve âmî adamı en cesur ve en has adam gibi hiss-i hakiki-i terakki ve fedakârlık ve hubb-u vatanla mütehassis eden (26)
ve hēdim-i medeniyet (*[1]) olan sefahet ve israfat ve havaic-i gayr-ı zaruriyeden bizi halâs eden (27)
ve muhafaza-i âhiretle beraber imar-ı dünya etmekle sa’ye neşat veren (28)
ve hayat-ı medeniyet olan ahlâk-ı hasene ve hissiyat-ı ulviyenin düsturlarını öğreten (29)
ve her birinizi ey mebuslar elli bin kişinin takazasını yani haklarını sizden dava etmelerini hakkınızda tebrie eden (30)
ve sizi icma-ı ümmete küçük bir misal-i meşru gösteren (31)
ve hüsn-ü niyete binaen a’malinizi ibadet gibi ettiren (32)
ve üç yüz milyon Müslüman’ın hayat-ı maneviyesine suikast ve cinayetten sizi tahlis
eden (33)
ol şeriat-ı garra unvanıyla gösterseniz ve hükümlerinize me’haz edinseniz ve düsturlarını tatbik etseniz acaba bu kadar fevaidi ile beraber ne gibi şey kaybedeceksiniz? Vesselâm.
Yaşasın şeriat-ı garra!..
Said Nursî
- ↑ (*): Hēdim-i medeniyet: Medeniyeti yıkıcı.