Barla Lahikası 31. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
(Bu sürüm çeviri için işaretlendi) |
||
(Aynı kullanıcının aradaki bir diğer değişikliği gösterilmiyor) | |||
1. satır: | 1. satır: | ||
<languages/> | |||
<translate> | |||
<!--T:1--> | |||
Çoktan beri ruh-u kemteranemin son derece müştak bulunduğu ve her bir kelimesi birer elmas mahzeni olan şu Yirmi Sekizinci risale-i pür-nurlarını, lehü’l-hamd kıraat ve istinsaha muvaffak oldum. Şu altın-misal hurufattan mürekkeb elmas menbaının derece-i kıymet ve rağbet ve ehemmiyetini arz ve ifade hususunda –mübalağa olmasın– mümkün olsa idi, şu risale-i kıymettarînin hakaik-i nâmütenahîsini muvazzıh ve câmi’ birçok kelimatın vaz’ettirilmesine çalışacaktım ki hakikat lâyıkıyla ifade edilsin. | Çoktan beri ruh-u kemteranemin son derece müştak bulunduğu ve her bir kelimesi birer elmas mahzeni olan şu Yirmi Sekizinci risale-i pür-nurlarını, lehü’l-hamd kıraat ve istinsaha muvaffak oldum. Şu altın-misal hurufattan mürekkeb elmas menbaının derece-i kıymet ve rağbet ve ehemmiyetini arz ve ifade hususunda –mübalağa olmasın– mümkün olsa idi, şu risale-i kıymettarînin hakaik-i nâmütenahîsini muvazzıh ve câmi’ birçok kelimatın vaz’ettirilmesine çalışacaktım ki hakikat lâyıkıyla ifade edilsin. | ||
<!--T:2--> | |||
Zira Hâlık-ı âlem Hazretleri, şu mükevvenatı halk ve icad ve her birini birer vazife ile tavzif ve ecel-i âlemin hulûlünde, mes’uliyet noktasında bu dünyada acz ve fakr ve zaaf ve ihtiyacını fehim ve idrak ederek, kavanin-i ezeliye ve desatir-i Rabbaniyeye imtisal ve ittiba edenlere, şu mevzubahis cennet gibi bir nimet ile i’zaz edecek ve ale’l-husus cennette en büyük nimet, cemal-i bâ-kemal-i Rabbaniyeyi müşahede ve müşerrefiyet-i uzma olduğundan, şu fâni âlemdeki her şey bi’n-netice cennete nâzır ve hayran olduğu ve şu hakaikin menbaı olan Furkan-ı Mübin ve Kur’an-ı Azîm’in ebvab-ı müteaddidesini fetih ve esrar-ı gûnagûnuna ıttıla ile derya-i hakaike dalmak herkese müyesser olmadığından, beş sual ve beş cevap miftah-ı hakikisiyle o künuz-u mütenevvia kapılarını açıp pek yakından ve kemal-i sarahatle gösterilmesi ciheti, değil bu abd-i âcizin kāsır aklı, belki oldukça yüksek zekâlara mâlik olanların bile takdirine hakkıyla şâyan olduğunu kail ve kaniim. | Zira Hâlık-ı âlem Hazretleri, şu mükevvenatı halk ve icad ve her birini birer vazife ile tavzif ve ecel-i âlemin hulûlünde, mes’uliyet noktasında bu dünyada acz ve fakr ve zaaf ve ihtiyacını fehim ve idrak ederek, kavanin-i ezeliye ve desatir-i Rabbaniyeye imtisal ve ittiba edenlere, şu mevzubahis cennet gibi bir nimet ile i’zaz edecek ve ale’l-husus cennette en büyük nimet, cemal-i bâ-kemal-i Rabbaniyeyi müşahede ve müşerrefiyet-i uzma olduğundan, şu fâni âlemdeki her şey bi’n-netice cennete nâzır ve hayran olduğu ve şu hakaikin menbaı olan Furkan-ı Mübin ve Kur’an-ı Azîm’in ebvab-ı müteaddidesini fetih ve esrar-ı gûnagûnuna ıttıla ile derya-i hakaike dalmak herkese müyesser olmadığından, beş sual ve beş cevap miftah-ı hakikisiyle o künuz-u mütenevvia kapılarını açıp pek yakından ve kemal-i sarahatle gösterilmesi ciheti, değil bu abd-i âcizin kāsır aklı, belki oldukça yüksek zekâlara mâlik olanların bile takdirine hakkıyla şâyan olduğunu kail ve kaniim. | ||
<!--T:3--> | |||
'''Sabri''' | '''Sabri''' | ||
<!--T:4--> | |||
------ | ------ | ||
<center> [[Barla Lahikası 30. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 32. Mektup]] </center> | <center> [[Barla Lahikası 30. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 32. Mektup]] </center> | ||
------ | ------ | ||
</translate> |
15.08, 19 Kasım 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
Çoktan beri ruh-u kemteranemin son derece müştak bulunduğu ve her bir kelimesi birer elmas mahzeni olan şu Yirmi Sekizinci risale-i pür-nurlarını, lehü’l-hamd kıraat ve istinsaha muvaffak oldum. Şu altın-misal hurufattan mürekkeb elmas menbaının derece-i kıymet ve rağbet ve ehemmiyetini arz ve ifade hususunda –mübalağa olmasın– mümkün olsa idi, şu risale-i kıymettarînin hakaik-i nâmütenahîsini muvazzıh ve câmi’ birçok kelimatın vaz’ettirilmesine çalışacaktım ki hakikat lâyıkıyla ifade edilsin.
Zira Hâlık-ı âlem Hazretleri, şu mükevvenatı halk ve icad ve her birini birer vazife ile tavzif ve ecel-i âlemin hulûlünde, mes’uliyet noktasında bu dünyada acz ve fakr ve zaaf ve ihtiyacını fehim ve idrak ederek, kavanin-i ezeliye ve desatir-i Rabbaniyeye imtisal ve ittiba edenlere, şu mevzubahis cennet gibi bir nimet ile i’zaz edecek ve ale’l-husus cennette en büyük nimet, cemal-i bâ-kemal-i Rabbaniyeyi müşahede ve müşerrefiyet-i uzma olduğundan, şu fâni âlemdeki her şey bi’n-netice cennete nâzır ve hayran olduğu ve şu hakaikin menbaı olan Furkan-ı Mübin ve Kur’an-ı Azîm’in ebvab-ı müteaddidesini fetih ve esrar-ı gûnagûnuna ıttıla ile derya-i hakaike dalmak herkese müyesser olmadığından, beş sual ve beş cevap miftah-ı hakikisiyle o künuz-u mütenevvia kapılarını açıp pek yakından ve kemal-i sarahatle gösterilmesi ciheti, değil bu abd-i âcizin kāsır aklı, belki oldukça yüksek zekâlara mâlik olanların bile takdirine hakkıyla şâyan olduğunu kail ve kaniim.
Sabri