Barla Lahikası 116. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    ("''(Hâfız Ali’nin bir fıkrasıdır ki küçük bir meselede “Gücendin mi?” diye istifsar münasebetiyle yazılmıştır.)'' '''Eyyühe’l-Üstadü’l-Muhterem!''' Hayatımın her safhasından kıymetli ve o hayatı, pervane-misal, bir emrinin infazına ateşte yakmaya her an hazır olduğum kıymetli Üstadım! Evet, değil böyle hakikat uğrunda, hattâ bir kıymetli hediyeyi ihsan eden Padişah-ı Zîşan için o hediyeyi sarf etmekte te..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
     
    (Bu sürüm çeviri için işaretlendi)
     
    (Aynı kullanıcının aradaki diğer 2 değişikliği gösterilmiyor)
    1. satır: 1. satır:
    <languages/>
    <translate>
    <!--T:1-->
    ''(Hâfız Ali’nin bir fıkrasıdır ki küçük bir meselede “Gücendin mi?” diye istifsar münasebetiyle yazılmıştır.)''
    ''(Hâfız Ali’nin bir fıkrasıdır ki küçük bir meselede “Gücendin mi?” diye istifsar münasebetiyle yazılmıştır.)''


    <!--T:2-->
    '''Eyyühe’l-Üstadü’l-Muhterem!'''
    '''Eyyühe’l-Üstadü’l-Muhterem!'''


    <!--T:3-->
    Hayatımın her safhasından kıymetli ve o hayatı, pervane-misal, bir emrinin infazına ateşte yakmaya her an hazır olduğum kıymetli Üstadım!
    Hayatımın her safhasından kıymetli ve o hayatı, pervane-misal, bir emrinin infazına ateşte yakmaya her an hazır olduğum kıymetli Üstadım!


    <!--T:4-->
    Evet, değil böyle hakikat uğrunda, hattâ bir kıymetli hediyeyi ihsan eden Padişah-ı Zîşan için o hediyeyi sarf etmekte tereddüt edilemez. Öyle de Üstadım, bize emanet olarak ve ne zaman alınacağı meçhul olan hayatın ve her zaman emrine âmâde ve hazır olduğum Cenab-ı Mün’im’in, o emanet üzerine ne gibi emri vaki olsa inşâallah bilâ-tereddüt emanetini iadeye hazırız. Madem siz, o Padişah-ı Bîzeval’in kurbiyet-i İlahiyesinde, aynı emrini tebliğe memur bulunuyorsunuz; öyle ise her mübarek sözünüz hak ve aynı rahmettir.
    Evet, değil böyle hakikat uğrunda, hattâ bir kıymetli hediyeyi ihsan eden Padişah-ı Zîşan için o hediyeyi sarf etmekte tereddüt edilemez. Öyle de Üstadım, bize emanet olarak ve ne zaman alınacağı meçhul olan hayatın ve her zaman emrine âmâde ve hazır olduğum Cenab-ı Mün’im’in, o emanet üzerine ne gibi emri vaki olsa inşâallah bilâ-tereddüt emanetini iadeye hazırız. Madem siz, o Padişah-ı Bîzeval’in kurbiyet-i İlahiyesinde, aynı emrini tebliğe memur bulunuyorsunuz; öyle ise her mübarek sözünüz hak ve aynı rahmettir.


    <!--T:5-->
    Hem Efendim bahçıvan-misal fidanları büyütmek üzere, hayvanat-ı muzırranın taarruzundan bir an evvel kurtarmak için aşağı dallar kesilir ki tâ yükselsin. O fidanların hiçbir cihetle hakları yoktur ki “Bizi tımar eden ve hayatımıza sebep olan, bizi bazen rencide ediyor.” diyemezler. Zira hal-i asılları ile kalsaydılar bir muzır hayvan koparacaktı ve topraktaki kökü de tefessüh edecekti, yok olacaktı.
    Hem Efendim bahçıvan-misal fidanları büyütmek üzere, hayvanat-ı muzırranın taarruzundan bir an evvel kurtarmak için aşağı dallar kesilir ki tâ yükselsin. O fidanların hiçbir cihetle hakları yoktur ki “Bizi tımar eden ve hayatımıza sebep olan, bizi bazen rencide ediyor.” diyemezler. Zira hal-i asılları ile kalsaydılar bir muzır hayvan koparacaktı ve topraktaki kökü de tefessüh edecekti, yok olacaktı.


    <!--T:6-->
    Evet Üstadım, mübalağasız, pür-kusurlukta mislim olmadığını nefsime bile bazen kabul ettirdiğim yalnız pür-zünub talebenizi; dizlerime değil, belime değil, boğaz çukuruma değil belki de boyumdan aşan ve belki dâhilimin de siyah çamurlara mezcolduğu ve tefessüh etmeye başladığı bir zamanda Hızır gibi yetişip ve misl-i Lokman, Kur’an-ı Hakîm’in şifahanesinden lemean eden mualecelerle, tedaviye başladınız. '''Hayat ismine lâyık bir hayat bahşına vesilesiniz. O hayatı ihsan edene ve vesile olan uğruna, o hayatı ifna etmemek (Hâşiye'''<ref>'''Hâşiye:''' Benim bedelime şehit olacağını hissetmiş. Kuvvet-i ihlasının kerameti olarak haber veriyor. Haber verdiği gibi şehit oldu.<br>
    Evet Üstadım, mübalağasız, pür-kusurlukta mislim olmadığını nefsime bile bazen kabul ettirdiğim yalnız pür-zünub talebenizi; dizlerime değil, belime değil, boğaz çukuruma değil belki de boyumdan aşan ve belki dâhilimin de siyah çamurlara mezcolduğu ve tefessüh etmeye başladığı bir zamanda Hızır gibi yetişip ve misl-i Lokman, Kur’an-ı Hakîm’in şifahanesinden lemean eden mualecelerle, tedaviye başladınız. '''Hayat ismine lâyık bir hayat bahşına vesilesiniz. O hayatı ihsan edene ve vesile olan uğruna, o hayatı ifna etmemek (Hâşiye'''<ref>'''Hâşiye:''' Benim bedelime şehit olacağını hissetmiş. Kuvvet-i ihlasının kerameti olarak haber veriyor. Haber verdiği gibi şehit oldu.<br>


    <!--T:7-->
    '''Said Nursî''' </ref>''') kâr-ı akıl değildir.'''
    '''Said Nursî''' </ref>''') kâr-ı akıl değildir.'''


    <!--T:8-->
    Hem bir hasta, ameliyata muhtaç olduğunu bilmelidir. Ve hastasını gece gündüz tedavi altında bulunduran eczacıya karşı yüz binlerle teşekkür ve o eczacıya eczahaneyi teslim eden Hakîm-i Pür-kemal, Kadîr-i Bîmisal Hazretlerine nihayetsiz hamd ve şükre borçluyuz. Ve bu borcumu îfa edemediğimden pek mükedderim. Allahu Teâlâ sizden ebeden razı olsun.
    Hem bir hasta, ameliyata muhtaç olduğunu bilmelidir. Ve hastasını gece gündüz tedavi altında bulunduran eczacıya karşı yüz binlerle teşekkür ve o eczacıya eczahaneyi teslim eden Hakîm-i Pür-kemal, Kadîr-i Bîmisal Hazretlerine nihayetsiz hamd ve şükre borçluyuz. Ve bu borcumu îfa edemediğimden pek mükedderim. Allahu Teâlâ sizden ebeden razı olsun.


    <!--T:9-->
    '''Hâfız Ali (rh)'''
    '''Hâfız Ali (rh)'''
    <!--T:10-->
    ------
    <center> [[Barla Lahikası 115. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 117. Mektup]] </center>
    ------
    </translate>

    11.12, 20 Kasım 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

    Diğer diller:
    • Türkçe

    (Hâfız Ali’nin bir fıkrasıdır ki küçük bir meselede “Gücendin mi?” diye istifsar münasebetiyle yazılmıştır.)

    Eyyühe’l-Üstadü’l-Muhterem!

    Hayatımın her safhasından kıymetli ve o hayatı, pervane-misal, bir emrinin infazına ateşte yakmaya her an hazır olduğum kıymetli Üstadım!

    Evet, değil böyle hakikat uğrunda, hattâ bir kıymetli hediyeyi ihsan eden Padişah-ı Zîşan için o hediyeyi sarf etmekte tereddüt edilemez. Öyle de Üstadım, bize emanet olarak ve ne zaman alınacağı meçhul olan hayatın ve her zaman emrine âmâde ve hazır olduğum Cenab-ı Mün’im’in, o emanet üzerine ne gibi emri vaki olsa inşâallah bilâ-tereddüt emanetini iadeye hazırız. Madem siz, o Padişah-ı Bîzeval’in kurbiyet-i İlahiyesinde, aynı emrini tebliğe memur bulunuyorsunuz; öyle ise her mübarek sözünüz hak ve aynı rahmettir.

    Hem Efendim bahçıvan-misal fidanları büyütmek üzere, hayvanat-ı muzırranın taarruzundan bir an evvel kurtarmak için aşağı dallar kesilir ki tâ yükselsin. O fidanların hiçbir cihetle hakları yoktur ki “Bizi tımar eden ve hayatımıza sebep olan, bizi bazen rencide ediyor.” diyemezler. Zira hal-i asılları ile kalsaydılar bir muzır hayvan koparacaktı ve topraktaki kökü de tefessüh edecekti, yok olacaktı.

    Evet Üstadım, mübalağasız, pür-kusurlukta mislim olmadığını nefsime bile bazen kabul ettirdiğim yalnız pür-zünub talebenizi; dizlerime değil, belime değil, boğaz çukuruma değil belki de boyumdan aşan ve belki dâhilimin de siyah çamurlara mezcolduğu ve tefessüh etmeye başladığı bir zamanda Hızır gibi yetişip ve misl-i Lokman, Kur’an-ı Hakîm’in şifahanesinden lemean eden mualecelerle, tedaviye başladınız. Hayat ismine lâyık bir hayat bahşına vesilesiniz. O hayatı ihsan edene ve vesile olan uğruna, o hayatı ifna etmemek (Hâşiye[1]) kâr-ı akıl değildir.

    Hem bir hasta, ameliyata muhtaç olduğunu bilmelidir. Ve hastasını gece gündüz tedavi altında bulunduran eczacıya karşı yüz binlerle teşekkür ve o eczacıya eczahaneyi teslim eden Hakîm-i Pür-kemal, Kadîr-i Bîmisal Hazretlerine nihayetsiz hamd ve şükre borçluyuz. Ve bu borcumu îfa edemediğimden pek mükedderim. Allahu Teâlâ sizden ebeden razı olsun.

    Hâfız Ali (rh)


    Barla Lahikası 115. Mektup ⇐ | Barla Lahikası | ⇒ Barla Lahikası 117. Mektup

    1. Hâşiye: Benim bedelime şehit olacağını hissetmiş. Kuvvet-i ihlasının kerameti olarak haber veriyor. Haber verdiği gibi şehit oldu.
      Said Nursî