Kastamonu Lahikası 73. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    ("'''Aziz, sıddık kardeşlerim!''' Bütün ruh-u canımla bayramınızı tebrik ederim. Ve bu bayramımı çok mübarekleştiren mübarek masumların ve muhterem ümmi ihtiyarların ve üstadlarının bu defa gönderdikleri kıymettar risaleleri beş cilt olarak güzelce ciltlettirerek tanzim ettik. İnşâallah onlardan çok istifade edilecek. O mübarek masumların ve muhterem ümmilerin masumane ve hâlisane yazdıkları risaleler, Risale-i Nur’un..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
     
    (Bu sürüm çeviri için işaretlendi)
     
    (Aynı kullanıcının aradaki diğer 2 değişikliği gösterilmiyor)
    1. satır: 1. satır:
    <languages/>
    <translate>
    <!--T:1-->
    '''Aziz, sıddık kardeşlerim!'''
    '''Aziz, sıddık kardeşlerim!'''


    <!--T:2-->
    Bütün ruh-u canımla bayramınızı tebrik ederim. Ve bu bayramımı çok mübarekleştiren mübarek masumların ve muhterem ümmi ihtiyarların ve üstadlarının bu defa gönderdikleri kıymettar risaleleri beş cilt olarak güzelce ciltlettirerek tanzim ettik.
    Bütün ruh-u canımla bayramınızı tebrik ederim. Ve bu bayramımı çok mübarekleştiren mübarek masumların ve muhterem ümmi ihtiyarların ve üstadlarının bu defa gönderdikleri kıymettar risaleleri beş cilt olarak güzelce ciltlettirerek tanzim ettik.


    <!--T:3-->
    İnşâallah onlardan çok istifade edilecek. O mübarek masumların ve muhterem ümmilerin masumane ve hâlisane yazdıkları risaleler, Risale-i Nur’un kerametine yazıları da bir keramet ilâve ettiğini ve en güzel yazılardan ziyade tesirli olduğunu hissediyoruz.
    İnşâallah onlardan çok istifade edilecek. O mübarek masumların ve muhterem ümmilerin masumane ve hâlisane yazdıkları risaleler, Risale-i Nur’un kerametine yazıları da bir keramet ilâve ettiğini ve en güzel yazılardan ziyade tesirli olduğunu hissediyoruz.


    <!--T:4-->
    Hattâ Feyzi’nin güzelce ciltlettiği çocukların tevafuklu mecmuasını getirdiği vakit kuluncum ziyade ağrıyordu. Dedim: “Aman kardeşim! Benim kuluncumu tut, pek ağrıyor.” Birden o mecmuayı açtık, baktık; birden öyle bir şifa oldu ki kuluncumu unuttuk. Sonra tahattur ettik, hayret ettik.
    Hattâ Feyzi’nin güzelce ciltlettiği çocukların tevafuklu mecmuasını getirdiği vakit kuluncum ziyade ağrıyordu. Dedim: “Aman kardeşim! Benim kuluncumu tut, pek ağrıyor.” Birden o mecmuayı açtık, baktık; birden öyle bir şifa oldu ki kuluncumu unuttuk. Sonra tahattur ettik, hayret ettik.


    <!--T:5-->
    Hem o risaleleri yazanların isimlerini hem yaşlarını, o beş mecmuanın başlarında medar-ı ibret ve onlara dua ettirmek için dercedeceğiz. Onları ve hususan üstadlarını ve peder ve validelerini benim tarafımdan birer birer hem bu hizmetlerini hem bayramlarını tebrik ediniz.
    Hem o risaleleri yazanların isimlerini hem yaşlarını, o beş mecmuanın başlarında medar-ı ibret ve onlara dua ettirmek için dercedeceğiz. Onları ve hususan üstadlarını ve peder ve validelerini benim tarafımdan birer birer hem bu hizmetlerini hem bayramlarını tebrik ediniz.


    <!--T:6-->
    Hem Isparta hakkında benim büyük ümidimi fiilen ispat ettikleri için bana büyük bir teselli verdikleri için ölünceye kadar minnettarlığımı onlara ve Mübarekler Heyeti’ne ve Medrese-i Nuriye ve Nur ve Gül Fabrikası sahiplerine tebliğ ediniz.
    Hem Isparta hakkında benim büyük ümidimi fiilen ispat ettikleri için bana büyük bir teselli verdikleri için ölünceye kadar minnettarlığımı onlara ve Mübarekler Heyeti’ne ve Medrese-i Nuriye ve Nur ve Gül Fabrikası sahiplerine tebliğ ediniz.


    <!--T:7-->
    Namaz tesbihatının sırrına göre: Nasıl ki namazdan sonra tesbih ve zikir ve tehlil ile bir hatme-i muazzama-i Muhammediye (asm) ve zikir ve tesbih eden ve rûy-i zemin kadar geniş bir halka-i tahmidat-ı Ahmediye (asm) dairesine tasavvuran ve niyeten girmek medar-ı füyuzat olduğu gibi; ben ve biz de Risale-i Nur’un geniş daire-i dersinde ve halka-i envarında ders alan ve dua eden ve çalışan binler masum lisanların ve mübarek ihtiyarların dualarına ve a’mal-i salihalarına hissedar olmak ve dualarına âmin demek hükmünde olarak, onlarla tayy-ı mekân ederek, hayalen omuz omuza, diz dize bulunmak hayaliyle ve niyetiyle ve tasavvuruyla kendimizi fevka’l-had bahtiyar biliyoruz. Hususan âhir ömrümde böyle kıymettar, masum, manevî evlatları ve yüzer küçük Abdurrahmanları bulmak, benim için dünyada bir cennet hayatı hükmüne geçiyor.
    Namaz tesbihatının sırrına göre: Nasıl ki namazdan sonra tesbih ve zikir ve tehlil ile bir hatme-i muazzama-i Muhammediye (asm) ve zikir ve tesbih eden ve rûy-i zemin kadar geniş bir halka-i tahmidat-ı Ahmediye (asm) dairesine tasavvuran ve niyeten girmek medar-ı füyuzat olduğu gibi; ben ve biz de Risale-i Nur’un geniş daire-i dersinde ve halka-i envarında ders alan ve dua eden ve çalışan binler masum lisanların ve mübarek ihtiyarların dualarına ve a’mal-i salihalarına hissedar olmak ve dualarına âmin demek hükmünde olarak, onlarla tayy-ı mekân ederek, hayalen omuz omuza, diz dize bulunmak hayaliyle ve niyetiyle ve tasavvuruyla kendimizi fevka’l-had bahtiyar biliyoruz. Hususan âhir ömrümde böyle kıymettar, masum, manevî evlatları ve yüzer küçük Abdurrahmanları bulmak, benim için dünyada bir cennet hayatı hükmüne geçiyor.


    <!--T:8-->
    Geçen ramazan-ı şerifte, hastalığım münasebetiyle, her bir kardeşim benim hesabımla birer saat çalışmalarının pek büyük neticesini aynelyakîn ve hakkalyakîn gördüğümden; böyle duaları reddedilmez masumların ve mübarek ihtiyarların ve bahtiyar üstadlarının, benim hesabıma ara sıra lisanen ve kalben duaları ve çalışmaları, kalemleriyle yardımları, benim Risale-i Nur’a hizmetimin uhrevî bir netice-i bâkiyesini dünyada dahi bana gösterdi.
    Geçen ramazan-ı şerifte, hastalığım münasebetiyle, her bir kardeşim benim hesabımla birer saat çalışmalarının pek büyük neticesini aynelyakîn ve hakkalyakîn gördüğümden; böyle duaları reddedilmez masumların ve mübarek ihtiyarların ve bahtiyar üstadlarının, benim hesabıma ara sıra lisanen ve kalben duaları ve çalışmaları, kalemleriyle yardımları, benim Risale-i Nur’a hizmetimin uhrevî bir netice-i bâkiyesini dünyada dahi bana gösterdi.


    <!--T:9-->
    اَل۟حَم۟دُ لِلّٰهِ هٰذَا مِن۟ فَض۟لِ رَبّٖى
    اَل۟حَم۟دُ لِلّٰهِ هٰذَا مِن۟ فَض۟لِ رَبّٖى
    <!--T:10-->
    ------
    <center> [[Kastamonu Lahikası 72. Mektup]] ⇐ | [[Kastamonu Lahikası]] | ⇒ [[Kastamonu Lahikası 74. Mektup]] </center>
    ------
    </translate>

    17.00, 23 Kasım 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

    Diğer diller:
    • Türkçe

    Aziz, sıddık kardeşlerim!

    Bütün ruh-u canımla bayramınızı tebrik ederim. Ve bu bayramımı çok mübarekleştiren mübarek masumların ve muhterem ümmi ihtiyarların ve üstadlarının bu defa gönderdikleri kıymettar risaleleri beş cilt olarak güzelce ciltlettirerek tanzim ettik.

    İnşâallah onlardan çok istifade edilecek. O mübarek masumların ve muhterem ümmilerin masumane ve hâlisane yazdıkları risaleler, Risale-i Nur’un kerametine yazıları da bir keramet ilâve ettiğini ve en güzel yazılardan ziyade tesirli olduğunu hissediyoruz.

    Hattâ Feyzi’nin güzelce ciltlettiği çocukların tevafuklu mecmuasını getirdiği vakit kuluncum ziyade ağrıyordu. Dedim: “Aman kardeşim! Benim kuluncumu tut, pek ağrıyor.” Birden o mecmuayı açtık, baktık; birden öyle bir şifa oldu ki kuluncumu unuttuk. Sonra tahattur ettik, hayret ettik.

    Hem o risaleleri yazanların isimlerini hem yaşlarını, o beş mecmuanın başlarında medar-ı ibret ve onlara dua ettirmek için dercedeceğiz. Onları ve hususan üstadlarını ve peder ve validelerini benim tarafımdan birer birer hem bu hizmetlerini hem bayramlarını tebrik ediniz.

    Hem Isparta hakkında benim büyük ümidimi fiilen ispat ettikleri için bana büyük bir teselli verdikleri için ölünceye kadar minnettarlığımı onlara ve Mübarekler Heyeti’ne ve Medrese-i Nuriye ve Nur ve Gül Fabrikası sahiplerine tebliğ ediniz.

    Namaz tesbihatının sırrına göre: Nasıl ki namazdan sonra tesbih ve zikir ve tehlil ile bir hatme-i muazzama-i Muhammediye (asm) ve zikir ve tesbih eden ve rûy-i zemin kadar geniş bir halka-i tahmidat-ı Ahmediye (asm) dairesine tasavvuran ve niyeten girmek medar-ı füyuzat olduğu gibi; ben ve biz de Risale-i Nur’un geniş daire-i dersinde ve halka-i envarında ders alan ve dua eden ve çalışan binler masum lisanların ve mübarek ihtiyarların dualarına ve a’mal-i salihalarına hissedar olmak ve dualarına âmin demek hükmünde olarak, onlarla tayy-ı mekân ederek, hayalen omuz omuza, diz dize bulunmak hayaliyle ve niyetiyle ve tasavvuruyla kendimizi fevka’l-had bahtiyar biliyoruz. Hususan âhir ömrümde böyle kıymettar, masum, manevî evlatları ve yüzer küçük Abdurrahmanları bulmak, benim için dünyada bir cennet hayatı hükmüne geçiyor.

    Geçen ramazan-ı şerifte, hastalığım münasebetiyle, her bir kardeşim benim hesabımla birer saat çalışmalarının pek büyük neticesini aynelyakîn ve hakkalyakîn gördüğümden; böyle duaları reddedilmez masumların ve mübarek ihtiyarların ve bahtiyar üstadlarının, benim hesabıma ara sıra lisanen ve kalben duaları ve çalışmaları, kalemleriyle yardımları, benim Risale-i Nur’a hizmetimin uhrevî bir netice-i bâkiyesini dünyada dahi bana gösterdi.

    اَل۟حَم۟دُ لِلّٰهِ هٰذَا مِن۟ فَض۟لِ رَبّٖى



    Kastamonu Lahikası 72. Mektup ⇐ | Kastamonu Lahikası | ⇒ Kastamonu Lahikası 74. Mektup