Kastamonu Lahikası 79. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
(Bu sürüm çeviri için işaretlendi) |
||
(Aynı kullanıcının aradaki bir diğer değişikliği gösterilmiyor) | |||
1. satır: | 1. satır: | ||
<languages/> | |||
<translate> | |||
<!--T:1--> | |||
'''Bugünlerde iki hatıradan iki ihtar''' | '''Bugünlerde iki hatıradan iki ihtar''' | ||
<!--T:2--> | |||
'''Birincisi:''' Bu şehirde Risale-i Nur’a intisap eden ihtiyare hanımlar sebat ettiklerini ve başkalar gibi sarsılmadıklarını düşündüm. Birden bu hadîs-i şerif ihtar edildi: | '''Birincisi:''' Bu şehirde Risale-i Nur’a intisap eden ihtiyare hanımlar sebat ettiklerini ve başkalar gibi sarsılmadıklarını düşündüm. Birden bu hadîs-i şerif ihtar edildi: | ||
<!--T:3--> | |||
عَلَي۟كُم۟ بِدٖينِ ال۟عَجَائِزِ Yani “Âhir zamanda, ihtiyare kadınların samimi dinlerine ve kuvvetli itikadlarına tabi olunuz.” | عَلَي۟كُم۟ بِدٖينِ ال۟عَجَائِزِ Yani “Âhir zamanda, ihtiyare kadınların samimi dinlerine ve kuvvetli itikadlarına tabi olunuz.” | ||
<!--T:4--> | |||
Evet, ihtiyare kadınlar fıtraten zaîfe ve hassase ve şefkatli olmalarından, herkesten ziyade dindeki teselli ve nura muhtaç olduğu gibi; herkesten ziyade fıtratlarında fedakârane şefkat cihetiyle, dinde bulduğu nihayetsiz şefkat-perverane bir nur-u teselli ve iltifat-ı merhamet-i Rahman ve nokta-i istinad ve nokta-i istimdada ihtiyacı var. Tam sebat etmek, fıtratlarının muktezasıdır. Onun için bu zamanda o hâcatı tam yerine getiren Risale-i Nur, her şeyden ziyade onların ruhlarına hoş geliyor ve kalplerine yapışıyor. | Evet, ihtiyare kadınlar fıtraten zaîfe ve hassase ve şefkatli olmalarından, herkesten ziyade dindeki teselli ve nura muhtaç olduğu gibi; herkesten ziyade fıtratlarında fedakârane şefkat cihetiyle, dinde bulduğu nihayetsiz şefkat-perverane bir nur-u teselli ve iltifat-ı merhamet-i Rahman ve nokta-i istinad ve nokta-i istimdada ihtiyacı var. Tam sebat etmek, fıtratlarının muktezasıdır. Onun için bu zamanda o hâcatı tam yerine getiren Risale-i Nur, her şeyden ziyade onların ruhlarına hoş geliyor ve kalplerine yapışıyor. | ||
<!--T:5--> | |||
'''İkincisi:''' Bugünlerde benim yanıma müteaddid ayrı ayrı zatlar geldiler. Ben onları âhiret için zannettim. Halbuki ya ticaret veya işlerinde bir kesad ve muvaffakiyetsizlik olduğundan bize ve Risale-i Nur’a, muvaffakiyet için ve zarardan kurtulmak niyetiyle müracaat edip dua ve istişare istediklerini anladım. | '''İkincisi:''' Bugünlerde benim yanıma müteaddid ayrı ayrı zatlar geldiler. Ben onları âhiret için zannettim. Halbuki ya ticaret veya işlerinde bir kesad ve muvaffakiyetsizlik olduğundan bize ve Risale-i Nur’a, muvaffakiyet için ve zarardan kurtulmak niyetiyle müracaat edip dua ve istişare istediklerini anladım. | ||
<!--T:6--> | |||
Ben bunlara ne edeyim ve ne diyeyim diye tahattur ettim. Birden ihtar edildi: | Ben bunlara ne edeyim ve ne diyeyim diye tahattur ettim. Birden ihtar edildi: | ||
<!--T:7--> | |||
“Ne sen divane ol ve ne de onları divanelikte bırakıp divanece konuşma. Çünkü yılanlar zehirine karşı tiryak tedarikiyle ve onları kaçırmasıyla meşgul ve vazifedar bir tek adam, yılanlar içinde duran ve sineklerin ısırmasına maruz olan ve sinekleri kaçırmak için çok yardımcıları bulunan diğer bir adama, yılanların ısırmasını bırakıp ona, sinekler ısırmamasına yardım için koşan divanedir. Ve onu çağıran dahi divanedir. O sohbet dahi divanece bir konuşmaktır.” | “Ne sen divane ol ve ne de onları divanelikte bırakıp divanece konuşma. Çünkü yılanlar zehirine karşı tiryak tedarikiyle ve onları kaçırmasıyla meşgul ve vazifedar bir tek adam, yılanlar içinde duran ve sineklerin ısırmasına maruz olan ve sinekleri kaçırmak için çok yardımcıları bulunan diğer bir adama, yılanların ısırmasını bırakıp ona, sinekler ısırmamasına yardım için koşan divanedir. Ve onu çağıran dahi divanedir. O sohbet dahi divanece bir konuşmaktır.” | ||
<!--T:8--> | |||
'''Evet, hadsiz hayat-ı uhreviyeye nisbeten muvakkat ve fâni, kısacık hayat-ı dünyeviyenin zararları, sineklerin ısırması gibidir. Hayat-ı ebediyenin zararları, ona nisbeten yılanların ısırmasıdır.''' | '''Evet, hadsiz hayat-ı uhreviyeye nisbeten muvakkat ve fâni, kısacık hayat-ı dünyeviyenin zararları, sineklerin ısırması gibidir. Hayat-ı ebediyenin zararları, ona nisbeten yılanların ısırmasıdır.''' | ||
<!--T:9--> | |||
------ | ------ | ||
<center> [[Kastamonu Lahikası 78. Mektup]] ⇐ | [[Kastamonu Lahikası]] | ⇒ [[Kastamonu Lahikası 80. Mektup]] </center> | <center> [[Kastamonu Lahikası 78. Mektup]] ⇐ | [[Kastamonu Lahikası]] | ⇒ [[Kastamonu Lahikası 80. Mektup]] </center> | ||
------ | ------ | ||
</translate> |
21.24, 24 Kasım 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
Bugünlerde iki hatıradan iki ihtar
Birincisi: Bu şehirde Risale-i Nur’a intisap eden ihtiyare hanımlar sebat ettiklerini ve başkalar gibi sarsılmadıklarını düşündüm. Birden bu hadîs-i şerif ihtar edildi:
عَلَي۟كُم۟ بِدٖينِ ال۟عَجَائِزِ Yani “Âhir zamanda, ihtiyare kadınların samimi dinlerine ve kuvvetli itikadlarına tabi olunuz.”
Evet, ihtiyare kadınlar fıtraten zaîfe ve hassase ve şefkatli olmalarından, herkesten ziyade dindeki teselli ve nura muhtaç olduğu gibi; herkesten ziyade fıtratlarında fedakârane şefkat cihetiyle, dinde bulduğu nihayetsiz şefkat-perverane bir nur-u teselli ve iltifat-ı merhamet-i Rahman ve nokta-i istinad ve nokta-i istimdada ihtiyacı var. Tam sebat etmek, fıtratlarının muktezasıdır. Onun için bu zamanda o hâcatı tam yerine getiren Risale-i Nur, her şeyden ziyade onların ruhlarına hoş geliyor ve kalplerine yapışıyor.
İkincisi: Bugünlerde benim yanıma müteaddid ayrı ayrı zatlar geldiler. Ben onları âhiret için zannettim. Halbuki ya ticaret veya işlerinde bir kesad ve muvaffakiyetsizlik olduğundan bize ve Risale-i Nur’a, muvaffakiyet için ve zarardan kurtulmak niyetiyle müracaat edip dua ve istişare istediklerini anladım.
Ben bunlara ne edeyim ve ne diyeyim diye tahattur ettim. Birden ihtar edildi:
“Ne sen divane ol ve ne de onları divanelikte bırakıp divanece konuşma. Çünkü yılanlar zehirine karşı tiryak tedarikiyle ve onları kaçırmasıyla meşgul ve vazifedar bir tek adam, yılanlar içinde duran ve sineklerin ısırmasına maruz olan ve sinekleri kaçırmak için çok yardımcıları bulunan diğer bir adama, yılanların ısırmasını bırakıp ona, sinekler ısırmamasına yardım için koşan divanedir. Ve onu çağıran dahi divanedir. O sohbet dahi divanece bir konuşmaktır.”
Evet, hadsiz hayat-ı uhreviyeye nisbeten muvakkat ve fâni, kısacık hayat-ı dünyeviyenin zararları, sineklerin ısırması gibidir. Hayat-ı ebediyenin zararları, ona nisbeten yılanların ısırmasıdır.