Kastamonu Lahikası 141. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    ("'''Aziz kardeşim Hüsrev!''' Cenab-ı Hak merhumeyi mağfiret eylesin ve sana ve onun evlatlarına sabr-ı cemil ihsan eylesin! Ben de mateminize cidden hissedarım. Senin ağlamana ve ağlayan mektubuna iştirak ettim. Evet, sen de benim gibi dünya ile iki cihetle alâkan kesiliyor. Hem öyle lâzım. Senin gibi Risale-i Nur’un bir fedaisi alâkası olmamalı ve alâka peyda etmemeli. Alâkalı olsa fevkalâde bir sebat, bir ihlasın lüzumu ile b..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
     
    (Bu sürüm çeviri için işaretlendi)
     
    (Aynı kullanıcının aradaki diğer 2 değişikliği gösterilmiyor)
    1. satır: 1. satır:
    <languages/>
    <translate>
    <!--T:1-->
    '''Aziz kardeşim Hüsrev!'''
    '''Aziz kardeşim Hüsrev!'''


    <!--T:2-->
    Cenab-ı Hak merhumeyi mağfiret eylesin ve sana ve onun evlatlarına sabr-ı cemil ihsan eylesin! Ben de mateminize cidden hissedarım.
    Cenab-ı Hak merhumeyi mağfiret eylesin ve sana ve onun evlatlarına sabr-ı cemil ihsan eylesin! Ben de mateminize cidden hissedarım.


    <!--T:3-->
    Senin ağlamana ve ağlayan mektubuna iştirak ettim. Evet, sen de benim gibi dünya ile iki cihetle alâkan kesiliyor. Hem öyle lâzım. Senin gibi Risale-i Nur’un bir fedaisi alâkası olmamalı ve alâka peyda etmemeli. Alâkalı olsa fevkalâde bir sebat, bir ihlasın lüzumu ile beraber; bazı arızalar içinde sarsılır, tam fedakârlık edemez. O havalinin kahramanları elhak müstesnadırlar. Alâkalar onları sarsmıyor. Fakat bazıları; Hüsrev gibi, Said gibi ve Âtıf ve emsali gibi bütün bütün alâkasız da bulunmak lâzım.
    Senin ağlamana ve ağlayan mektubuna iştirak ettim. Evet, sen de benim gibi dünya ile iki cihetle alâkan kesiliyor. Hem öyle lâzım. Senin gibi Risale-i Nur’un bir fedaisi alâkası olmamalı ve alâka peyda etmemeli. Alâkalı olsa fevkalâde bir sebat, bir ihlasın lüzumu ile beraber; bazı arızalar içinde sarsılır, tam fedakârlık edemez. O havalinin kahramanları elhak müstesnadırlar. Alâkalar onları sarsmıyor. Fakat bazıları; Hüsrev gibi, Said gibi ve Âtıf ve emsali gibi bütün bütün alâkasız da bulunmak lâzım.


    <!--T:4-->
    O merhume şimdiye kadar, Risale-i Nur’un has talebeleri içinde, daima her gün yüz defaya yakın ve hususi ismiyle de bir defa fecirde manevî kazançlarımıza on senedir hissedardır. Şimdi vefatından sonra ismiyle her gün, çok defa hususi dualarda hissedar olduğu zaman gibi yine yüz defa hissedar oluyor.
    O merhume şimdiye kadar, Risale-i Nur’un has talebeleri içinde, daima her gün yüz defaya yakın ve hususi ismiyle de bir defa fecirde manevî kazançlarımıza on senedir hissedardır. Şimdi vefatından sonra ismiyle her gün, çok defa hususi dualarda hissedar olduğu zaman gibi yine yüz defa hissedar oluyor.


    <!--T:5-->
    '''Aziz kardeşim Hüsrev!''' Seninle çok konuşmak istiyorum. Fakat bu dakikada o kadar vaktim dardır ki ziyarete gelen dost dört beş adama karşı “Beni meşgul etmeyiniz.” diye lüzumsuz hiddet ettim. Her ne ise… Oradaki kardeşlerimize hasret ve iştiyakla pek çok selâm ve selâmetlerine dua ediyorum. Buradaki kardeşleriniz de sizi taziye ve oradaki kardeşlerine arz-ı hürmetle selâm ediyorlar.
    '''Aziz kardeşim Hüsrev!''' Seninle çok konuşmak istiyorum. Fakat bu dakikada o kadar vaktim dardır ki ziyarete gelen dost dört beş adama karşı “Beni meşgul etmeyiniz.” diye lüzumsuz hiddet ettim. Her ne ise… Oradaki kardeşlerimize hasret ve iştiyakla pek çok selâm ve selâmetlerine dua ediyorum. Buradaki kardeşleriniz de sizi taziye ve oradaki kardeşlerine arz-ı hürmetle selâm ediyorlar.
    <!--T:6-->
    ------
    <center> [[Kastamonu Lahikası 140. Mektup]] ⇐ | [[Kastamonu Lahikası]] | ⇒ [[Kastamonu Lahikası 142. Mektup]] </center>
    ------
    </translate>

    22.07, 24 Kasım 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

    Diğer diller:
    • Türkçe

    Aziz kardeşim Hüsrev!

    Cenab-ı Hak merhumeyi mağfiret eylesin ve sana ve onun evlatlarına sabr-ı cemil ihsan eylesin! Ben de mateminize cidden hissedarım.

    Senin ağlamana ve ağlayan mektubuna iştirak ettim. Evet, sen de benim gibi dünya ile iki cihetle alâkan kesiliyor. Hem öyle lâzım. Senin gibi Risale-i Nur’un bir fedaisi alâkası olmamalı ve alâka peyda etmemeli. Alâkalı olsa fevkalâde bir sebat, bir ihlasın lüzumu ile beraber; bazı arızalar içinde sarsılır, tam fedakârlık edemez. O havalinin kahramanları elhak müstesnadırlar. Alâkalar onları sarsmıyor. Fakat bazıları; Hüsrev gibi, Said gibi ve Âtıf ve emsali gibi bütün bütün alâkasız da bulunmak lâzım.

    O merhume şimdiye kadar, Risale-i Nur’un has talebeleri içinde, daima her gün yüz defaya yakın ve hususi ismiyle de bir defa fecirde manevî kazançlarımıza on senedir hissedardır. Şimdi vefatından sonra ismiyle her gün, çok defa hususi dualarda hissedar olduğu zaman gibi yine yüz defa hissedar oluyor.

    Aziz kardeşim Hüsrev! Seninle çok konuşmak istiyorum. Fakat bu dakikada o kadar vaktim dardır ki ziyarete gelen dost dört beş adama karşı “Beni meşgul etmeyiniz.” diye lüzumsuz hiddet ettim. Her ne ise… Oradaki kardeşlerimize hasret ve iştiyakla pek çok selâm ve selâmetlerine dua ediyorum. Buradaki kardeşleriniz de sizi taziye ve oradaki kardeşlerine arz-ı hürmetle selâm ediyorlar.


    Kastamonu Lahikası 140. Mektup ⇐ | Kastamonu Lahikası | ⇒ Kastamonu Lahikası 142. Mektup