Emirdağ Lahikası 1. Kitap 44. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
(Bu sürüm çeviri için işaretlendi) |
||
1. satır: | 1. satır: | ||
<languages/> | <languages/> | ||
<translate> | <translate> | ||
<!--T:1--> | |||
'''Aziz, sıddık kardeşlerim!''' | '''Aziz, sıddık kardeşlerim!''' | ||
<!--T:2--> | |||
Aliköyü’nde Risale-i Nur şakirdlerinden Ali Efendi, münafıklar hakkında bir âyet-i kerîmeyi soruyor. Şimdi zamanım izaha müsait olmadığı için kısaca bir iki cümle beyan ediyorum. | Aliköyü’nde Risale-i Nur şakirdlerinden Ali Efendi, münafıklar hakkında bir âyet-i kerîmeyi soruyor. Şimdi zamanım izaha müsait olmadığı için kısaca bir iki cümle beyan ediyorum. | ||
<!--T:3--> | |||
“Münafık öldükten sonra namazı kılınmaz.” mealindeki âyet, o zamandaki ihbar-ı İlahî ile bilinen kat’î münafıklar demektir. Yoksa zan ile şüphe ile münafık deyip namaz kılmamak olmaz. Madem لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ der, ehl-i kıbledir. Sarîh küfür söylemese veyahut tövbe etse namazı kılınabilir. | “Münafık öldükten sonra namazı kılınmaz.” mealindeki âyet, o zamandaki ihbar-ı İlahî ile bilinen kat’î münafıklar demektir. Yoksa zan ile şüphe ile münafık deyip namaz kılmamak olmaz. Madem لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ der, ehl-i kıbledir. Sarîh küfür söylemese veyahut tövbe etse namazı kılınabilir. | ||
<!--T:4--> | |||
O Aliköy’de Alevîler çok olduğunu ve bir kısmı Râfızîliğe kadar gidebilmesi nazarıyla, onların en fenası da münafık hakikatine dâhil olmamak lâzım gelir. Çünkü münafık itikadsızdır, kalpsizdir ve vicdansızdır, Peygamber (asm) aleyhindedir. (Şimdiki bazı zındıklar gibi.) | O Aliköy’de Alevîler çok olduğunu ve bir kısmı Râfızîliğe kadar gidebilmesi nazarıyla, onların en fenası da münafık hakikatine dâhil olmamak lâzım gelir. Çünkü münafık itikadsızdır, kalpsizdir ve vicdansızdır, Peygamber (asm) aleyhindedir. (Şimdiki bazı zındıklar gibi.) | ||
<!--T:5--> | |||
Alevî ve Şiîlerin müfritleri ise değil Peygamber (asm) aleyhinde, belki Âl-i Beyt’in muhabbetinden, ifratkârane muhabbet besliyorlar. Münafıkların tefritlerine mukabil, bunlar ifrat ediyorlar. Hadd-i şeriattan çıktıkları vakit, münafık değil ehl-i bid’a oluyorlar, fâsık oluyorlar; zındıkaya girmiyorlar. | Alevî ve Şiîlerin müfritleri ise değil Peygamber (asm) aleyhinde, belki Âl-i Beyt’in muhabbetinden, ifratkârane muhabbet besliyorlar. Münafıkların tefritlerine mukabil, bunlar ifrat ediyorlar. Hadd-i şeriattan çıktıkları vakit, münafık değil ehl-i bid’a oluyorlar, fâsık oluyorlar; zındıkaya girmiyorlar. | ||
<!--T:6--> | |||
Hazret-i Ali radıyallahu anh yirmi sene hürmet ettiği ve onlara şeyhülislâm mertebesinde onların hükmünü kabul ettiği Ebubekir, Ömer, Osman radıyallahu anhüme ilişmeseler Hazret-i Ali radıyallahu anh o üç halifeye hürmet ettiği gibi onlar da hürmet etseler farz namazını kılsalar yeter. | Hazret-i Ali radıyallahu anh yirmi sene hürmet ettiği ve onlara şeyhülislâm mertebesinde onların hükmünü kabul ettiği Ebubekir, Ömer, Osman radıyallahu anhüme ilişmeseler Hazret-i Ali radıyallahu anh o üç halifeye hürmet ettiği gibi onlar da hürmet etseler farz namazını kılsalar yeter. | ||
<!--T:7--> | |||
Hem madem Risale-i Nur şakirdlerinin en büyük üstadı, Peygamber’den (asm) sonra Celcelutiye’nin şehadetiyle İmam-ı Ali radıyallahu anhudur; onun muhabbetini dava eden Şiîler, Alevîler, Risale-i Nur’un derslerini Sünnîlerden ziyade dinlemeseler Âl-i Beyt’e muhabbet davaları yanlış olur. | Hem madem Risale-i Nur şakirdlerinin en büyük üstadı, Peygamber’den (asm) sonra Celcelutiye’nin şehadetiyle İmam-ı Ali radıyallahu anhudur; onun muhabbetini dava eden Şiîler, Alevîler, Risale-i Nur’un derslerini Sünnîlerden ziyade dinlemeseler Âl-i Beyt’e muhabbet davaları yanlış olur. | ||
<!--T:8--> | |||
Zaten kaç sene evvel, o Alevî köyünde üç Ali’nin himmetiyle masumlar Risale-i Nur’u şevk ile yazmalarını işittim. Hattâ o zamanda, o köyü de duama dâhil etmiştim. İnşâallah yine orada imam olmak istenilen kardeşimiz Ali’nin himmetiyle ve Hâfız Ali’nin (rh) vârisi Küçük Ali gibi kardeşlerimizin gayretiyle, onların hakkındaki dualarım boş gitmeyecek; o köydeki iki kısım Sünnî, Alevî ittifak edecek. | Zaten kaç sene evvel, o Alevî köyünde üç Ali’nin himmetiyle masumlar Risale-i Nur’u şevk ile yazmalarını işittim. Hattâ o zamanda, o köyü de duama dâhil etmiştim. İnşâallah yine orada imam olmak istenilen kardeşimiz Ali’nin himmetiyle ve Hâfız Ali’nin (rh) vârisi Küçük Ali gibi kardeşlerimizin gayretiyle, onların hakkındaki dualarım boş gitmeyecek; o köydeki iki kısım Sünnî, Alevî ittifak edecek. | ||
<!--T:9--> | |||
------ | ------ | ||
<center> [[Emirdağ Lahikası 1. Kitap 43. Mektup]] ⇐ | [[Emirdağ Lahikası]] | ⇒ [[Emirdağ Lahikası 1. Kitap 45. Mektup]] </center> | <center> [[Emirdağ Lahikası 1. Kitap 43. Mektup]] ⇐ | [[Emirdağ Lahikası]] | ⇒ [[Emirdağ Lahikası 1. Kitap 45. Mektup]] </center> |
09.39, 25 Kasım 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
Aziz, sıddık kardeşlerim!
Aliköyü’nde Risale-i Nur şakirdlerinden Ali Efendi, münafıklar hakkında bir âyet-i kerîmeyi soruyor. Şimdi zamanım izaha müsait olmadığı için kısaca bir iki cümle beyan ediyorum.
“Münafık öldükten sonra namazı kılınmaz.” mealindeki âyet, o zamandaki ihbar-ı İlahî ile bilinen kat’î münafıklar demektir. Yoksa zan ile şüphe ile münafık deyip namaz kılmamak olmaz. Madem لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ der, ehl-i kıbledir. Sarîh küfür söylemese veyahut tövbe etse namazı kılınabilir.
O Aliköy’de Alevîler çok olduğunu ve bir kısmı Râfızîliğe kadar gidebilmesi nazarıyla, onların en fenası da münafık hakikatine dâhil olmamak lâzım gelir. Çünkü münafık itikadsızdır, kalpsizdir ve vicdansızdır, Peygamber (asm) aleyhindedir. (Şimdiki bazı zındıklar gibi.)
Alevî ve Şiîlerin müfritleri ise değil Peygamber (asm) aleyhinde, belki Âl-i Beyt’in muhabbetinden, ifratkârane muhabbet besliyorlar. Münafıkların tefritlerine mukabil, bunlar ifrat ediyorlar. Hadd-i şeriattan çıktıkları vakit, münafık değil ehl-i bid’a oluyorlar, fâsık oluyorlar; zındıkaya girmiyorlar.
Hazret-i Ali radıyallahu anh yirmi sene hürmet ettiği ve onlara şeyhülislâm mertebesinde onların hükmünü kabul ettiği Ebubekir, Ömer, Osman radıyallahu anhüme ilişmeseler Hazret-i Ali radıyallahu anh o üç halifeye hürmet ettiği gibi onlar da hürmet etseler farz namazını kılsalar yeter.
Hem madem Risale-i Nur şakirdlerinin en büyük üstadı, Peygamber’den (asm) sonra Celcelutiye’nin şehadetiyle İmam-ı Ali radıyallahu anhudur; onun muhabbetini dava eden Şiîler, Alevîler, Risale-i Nur’un derslerini Sünnîlerden ziyade dinlemeseler Âl-i Beyt’e muhabbet davaları yanlış olur.
Zaten kaç sene evvel, o Alevî köyünde üç Ali’nin himmetiyle masumlar Risale-i Nur’u şevk ile yazmalarını işittim. Hattâ o zamanda, o köyü de duama dâhil etmiştim. İnşâallah yine orada imam olmak istenilen kardeşimiz Ali’nin himmetiyle ve Hâfız Ali’nin (rh) vârisi Küçük Ali gibi kardeşlerimizin gayretiyle, onların hakkındaki dualarım boş gitmeyecek; o köydeki iki kısım Sünnî, Alevî ittifak edecek.