İçeriğe atla

Emirdağ Lahikası 2. Kitap 48. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark

Bu sürüm çeviri için işaretlendi
Değişiklik özeti yok
(Bu sürüm çeviri için işaretlendi)
 
1. satır: 1. satır:
<languages/>
<languages/>
<translate>  
<translate>  
<!--T:1-->
'''Mahkeme-i Kübraya Şekva ve Müdafaat’ın Bir Hâşiyesi Olan Parçanın Hülâsasıdır'''
'''Mahkeme-i Kübraya Şekva ve Müdafaat’ın Bir Hâşiyesi Olan Parçanın Hülâsasıdır'''


<!--T:2-->
Size bu defa Mahkeme-i Temyize gönderdiğimiz –avukatın Temyiz Mahkemesine gönderdiği– istidanın suretidir. Ve dehşetli kararnameye karşı; hülâsası sizin tarafınızdan bu mealde, müsadere kararnamesine mukabil dindar mebuslara dersiniz:
Size bu defa Mahkeme-i Temyize gönderdiğimiz –avukatın Temyiz Mahkemesine gönderdiği– istidanın suretidir. Ve dehşetli kararnameye karşı; hülâsası sizin tarafınızdan bu mealde, müsadere kararnamesine mukabil dindar mebuslara dersiniz:


<!--T:3-->
Bu tarzda müsadere ne derece kanuna muhalif ve Demokrat hükûmetini tanımamak ve Adliye Bakanının verdiği emri ne derece dinlemediklerini ve ehemmiyet vermediklerini gösteriyor. Ve adliye adaleti haricinde dehşetli bir garaz hükmediyor.
Bu tarzda müsadere ne derece kanuna muhalif ve Demokrat hükûmetini tanımamak ve Adliye Bakanının verdiği emri ne derece dinlemediklerini ve ehemmiyet vermediklerini gösteriyor. Ve adliye adaleti haricinde dehşetli bir garaz hükmediyor.


<!--T:4-->
Kitaplarımızın ellerindeki tamamını, binler kelimeden bir iki kelimeyi suç mevzuu bahanesiyle vermek istemediklerini ve bu suretle Nurların neşrine mani olmak istediklerini ve suç diye gösterdikleri noktalarda bizim tarafımızdan müdafaatımızda onların seksen bir hatalarını Hata-Savab Cetveli’nde ispat edilmekle açık garazkârlıklarının gösterildiğini hem elyevm yasak olmayan yüz binler tefsirlerde yazılı bulunan tesettür ve irsiyet hakkındaki iki âyetin birkaç satırlık tefsiri yüzünden dünyada hiçbir kanunun müsaade etmediği acib bir zulüm ile dört yüz sahifelik Zülfikar mecmuasını müsadere edip bize vermemek suretiyle bir zulüm irtikâb ettiklerini hem Afyon’da iki sene ellerinde kalan bütün Risale-i Nur’un parçaları, daha evvelden hem Denizli hem Ankara hem Isparta mahkemelerinde beraet ettirilip sahiplerine iade edildiğini ve bilâhare Zülfikar ve Asâ-yı Musa’yı ruhsatsız neşir bahanesiyle Isparta hükûmeti müsadere edip dört sene zapt ettikten sonra hiçbiri noksan olmadan yüz yetmiş mecmuayı bize iade ettiklerini ve bizim en mühim suçumuz, Risale-i Nur’un mahrem bir parçasında elli sene evvel bir hadîsin tefsirinde, cebrî kanunlarla şapkayı giydiren ve din-i İslâm’ı bu mübarek Türk milletinden kaldırmak için Lozan Muahedesi’nde söz veren ve pek şiddetli ve dehşetli hücumlarına rağmen hiçbir hakiki Müslüman Türk’ü protestan yapamayan ve millet-i İslâm için pek çok zararlı olduğunu ef’aliyle ispat eden ve hadîs-i şerifin haber verdiği o müthiş şahıs kendisi olduğunu hayat ve mematıyla gösteren Mustafa Kemal’e bir mahrem eserde “din yıkıcı Süfyan” dediğimizi ve “kalplerdeki sevgisini bozmaya çalıştığımızı” isnad edip kararnamede mahkûmiyetimize sebep olduğunu ve Mahkeme-i Temyizin Afyon Mahkemesinin bu haksız kararını bozmasıyla yeniden görülmeye başlanan dava, af kanunu çıkmasıyla, dosyalarıyla ve bütün Nur eserleriyle çürütülmek için mahzene atıldığını ve bilâhare Adliye Bakanlığınca, Sungur’un keşide ettiği telgrafı üzerine, bütün eserlerin verilmesine emir verildiği halde hiçbiri iade edilmeyerek, yeniden suç mevzuu olanlarını tefrik etmek; belki tamamını suç mevzuu yapmak istemeleriyle Risale-i Nur’un tam serbestîsine mani olmak istediklerini bildiren ve üç seneden beri bizi aldatan böyle eşhasa Nur’un işlerini bırakmamak için Başbakan ve Adliye Bakanının nazar-ı dikkatlerine arz edilmek üzere bu mealdeki adalet-perver Demokratlara istida yazılması, vatan ve millet menfaatine lüzumu var.
Kitaplarımızın ellerindeki tamamını, binler kelimeden bir iki kelimeyi suç mevzuu bahanesiyle vermek istemediklerini ve bu suretle Nurların neşrine mani olmak istediklerini ve suç diye gösterdikleri noktalarda bizim tarafımızdan müdafaatımızda onların seksen bir hatalarını Hata-Savab Cetveli’nde ispat edilmekle açık garazkârlıklarının gösterildiğini hem elyevm yasak olmayan yüz binler tefsirlerde yazılı bulunan tesettür ve irsiyet hakkındaki iki âyetin birkaç satırlık tefsiri yüzünden dünyada hiçbir kanunun müsaade etmediği acib bir zulüm ile dört yüz sahifelik Zülfikar mecmuasını müsadere edip bize vermemek suretiyle bir zulüm irtikâb ettiklerini hem Afyon’da iki sene ellerinde kalan bütün Risale-i Nur’un parçaları, daha evvelden hem Denizli hem Ankara hem Isparta mahkemelerinde beraet ettirilip sahiplerine iade edildiğini ve bilâhare Zülfikar ve Asâ-yı Musa’yı ruhsatsız neşir bahanesiyle Isparta hükûmeti müsadere edip dört sene zapt ettikten sonra hiçbiri noksan olmadan yüz yetmiş mecmuayı bize iade ettiklerini ve bizim en mühim suçumuz, Risale-i Nur’un mahrem bir parçasında elli sene evvel bir hadîsin tefsirinde, cebrî kanunlarla şapkayı giydiren ve din-i İslâm’ı bu mübarek Türk milletinden kaldırmak için Lozan Muahedesi’nde söz veren ve pek şiddetli ve dehşetli hücumlarına rağmen hiçbir hakiki Müslüman Türk’ü protestan yapamayan ve millet-i İslâm için pek çok zararlı olduğunu ef’aliyle ispat eden ve hadîs-i şerifin haber verdiği o müthiş şahıs kendisi olduğunu hayat ve mematıyla gösteren Mustafa Kemal’e bir mahrem eserde “din yıkıcı Süfyan” dediğimizi ve “kalplerdeki sevgisini bozmaya çalıştığımızı” isnad edip kararnamede mahkûmiyetimize sebep olduğunu ve Mahkeme-i Temyizin Afyon Mahkemesinin bu haksız kararını bozmasıyla yeniden görülmeye başlanan dava, af kanunu çıkmasıyla, dosyalarıyla ve bütün Nur eserleriyle çürütülmek için mahzene atıldığını ve bilâhare Adliye Bakanlığınca, Sungur’un keşide ettiği telgrafı üzerine, bütün eserlerin verilmesine emir verildiği halde hiçbiri iade edilmeyerek, yeniden suç mevzuu olanlarını tefrik etmek; belki tamamını suç mevzuu yapmak istemeleriyle Risale-i Nur’un tam serbestîsine mani olmak istediklerini bildiren ve üç seneden beri bizi aldatan böyle eşhasa Nur’un işlerini bırakmamak için Başbakan ve Adliye Bakanının nazar-ı dikkatlerine arz edilmek üzere bu mealdeki adalet-perver Demokratlara istida yazılması, vatan ve millet menfaatine lüzumu var.


<!--T:5-->
Lafza-i Celal üzerinde i’cazı gözle görülen Kur’an’ımızı almak için istida ile Diyanet Riyasetine müracaat edilmesi gibi sırf garazla ve ecnebi parmağıyla aleyhimize dönen işlerden ve işkencelerden bizi ve âlem-i İslâm’ı pek çok sevindiren Demokratların dikkat edip Nurcuları kurtarmalarını, hürriyet-perver hükûmetten rica ederiz.
Lafza-i Celal üzerinde i’cazı gözle görülen Kur’an’ımızı almak için istida ile Diyanet Riyasetine müracaat edilmesi gibi sırf garazla ve ecnebi parmağıyla aleyhimize dönen işlerden ve işkencelerden bizi ve âlem-i İslâm’ı pek çok sevindiren Demokratların dikkat edip Nurcuları kurtarmalarını, hürriyet-perver hükûmetten rica ederiz.


<!--T:6-->
------
------
<center> [[Emirdağ Lahikası 2. Kitap 47. Mektup]] ⇐ | [[Emirdağ Lahikası]] | ⇒ [[Emirdağ Lahikası 2. Kitap 49. Mektup]] </center>
<center> [[Emirdağ Lahikası 2. Kitap 47. Mektup]] ⇐ | [[Emirdağ Lahikası]] | ⇒ [[Emirdağ Lahikası 2. Kitap 49. Mektup]] </center>