Sikke-i Tasdik-i Gaybi 4. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark
("'''Risale-i Nur’un makbuliyetine imza basan ve gaybî işaretlerle ondan haber veren sekiz parçadan birinci parçadır''' Aynı meseleye bu birinci risalede yirmi dokuz işaret var. Sair parçalarla beraber bine yakın işaretler, remizler, îmalar, emareler aynı meseleye, aynı davaya ittifakla bakmaları sarahat derecesindedir. Vahdet-i mesele cihetiyle, o emareler birbirine kuvvet verir, teyid eder. O sekizden üç tanesi, İmam-ı Ali’nin rad..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu) |
Değişiklik özeti yok |
||
8. satır: | 8. satır: | ||
'''Said Nursî''' | '''Said Nursî''' | ||
------ | |||
<center> [[Sikke-i Tasdik-i Gaybi 3. Mektup]] ⇐ | [[Sikke-i Tasdik-i Gaybi]] | ⇒ [[Sikke-i Tasdik-i Gaybi 5. Mektup]] </center> | |||
------ |
20.13, 26 Ekim 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
Risale-i Nur’un makbuliyetine imza basan ve gaybî işaretlerle ondan haber veren sekiz parçadan birinci parçadır
Aynı meseleye bu birinci risalede yirmi dokuz işaret var. Sair parçalarla beraber bine yakın işaretler, remizler, îmalar, emareler aynı meseleye, aynı davaya ittifakla bakmaları sarahat derecesindedir. Vahdet-i mesele cihetiyle, o emareler birbirine kuvvet verir, teyid eder. O sekizden üç tanesi, İmam-ı Ali’nin radıyallahu anh üç keramet-i gaybiyesiyle Risale-i Nur’dan haber vermiş.
Bu sekiz parçayı Ankara Ehl-i Vukufu tetkik etmiş, itiraz etmemişler. Yalnız demişler: “Bu yazılmamalı idi. Keramet sahibi, kerametini yazamaz.” Ben de onlara cevap verdim ki: Bu benim değil, Risale-i Nur’un kerametidir. Risale-i Nur ise Kur’an’ın malıdır ve tefsiridir dedim. Onlar sustular, demek kabul ettiler.
Gerçi bu çeşit ikramlar yazılmasaydı daha münasip olurdu fakat bu kadar hadsiz muarızlar ve çok kuvvetli ve kesretli düşmanlar karşısında az ve zayıf olan bizlere kuvve-i maneviye ve gaybî imdat ve teşci ve sebat ve metanet vermek için mecburiyet-i kat’iye oldu, ben de yazdım. Benim benliğime bir hodfüruşluk verip sukutuma sebep olsa da ehemmiyeti yok. Bu hizmete yani ehl-i imanı dalalet-i mutlakadan kurtarmaya, lüzum olsa dünyevî hayat gibi uhrevî hayatımı da feda etmek bir saadet bilirim; binler dostlarım ve kardeşlerimin cennete girmeleri için cehennemi kabul ederim.
Said Nursî