Sikke-i Tasdik-i Gaybi 30. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
Değişiklik özeti yok |
||
(Aynı kullanıcının aradaki bir diğer değişikliği gösterilmiyor) | |||
7. satır: | 7. satır: | ||
Bir âyetin mana-yı işarîsinin külliyetinden bir ferdi, Hürriyet’ten bu ana kadardır. Teşrinisânî otuzuncu gün 1358’de Karadağ başına çıkıyordum. “İnsanların, hususan Müslümanların bu teselsül eden helâketleri ve hasaretleri ne vakitten başladı, ne vakte kadar…” hatıra geldi. Birden, her müşkülümü halleden Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan, Sure-i Ve’l-Asrı’yı karşıma çıkardı. “Bak!” dedi. | Bir âyetin mana-yı işarîsinin külliyetinden bir ferdi, Hürriyet’ten bu ana kadardır. Teşrinisânî otuzuncu gün 1358’de Karadağ başına çıkıyordum. “İnsanların, hususan Müslümanların bu teselsül eden helâketleri ve hasaretleri ne vakitten başladı, ne vakte kadar…” hatıra geldi. Birden, her müşkülümü halleden Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan, Sure-i Ve’l-Asrı’yı karşıma çıkardı. “Bak!” dedi. | ||
Baktım. Her asra hitap ettiği gibi bu asrımıza da daha ziyade bakan | Baktım. Her asra hitap ettiği gibi bu asrımıza da daha ziyade bakan وَ ال۟عَص۟رِ اِنَّ ال۟اِن۟سَانَ لَفٖى خُس۟رٍ âyetindeki اِنَّ ال۟اِن۟سَانَ لَفٖى خُس۟رٍ makam-ı cifrîsi bin üç yüz yirmi dört (1324) edip Hürriyet İnkılabı’yla başlayan tebeddül-ü saltanat ve Balkan ve İtalya Harpleri ve Birinci Harb-i Umumî mağlubiyetleri ve muahedeleri ve şeair-i İslâmiyenin sarsılmaları ve bu memleketin zelzeleleri ve yangınları ve İkinci Harb-i Umumî’nin zemin yüzünde fırtınaları gibi semavî ve arzî musibetlerle hasaret-i insaniye ile اِنَّ ال۟اِن۟سَانَ لَفٖى خُس۟رٍ âyetinin bu asra dahi bir hakikati, maddeten aynı tarihiyle gösterip bir lem’a-i i’cazını gösteriyor. | ||
وَ ال۟عَص۟رِ اِنَّ ال۟اِن۟سَانَ لَفٖى خُس۟رٍ | |||
âyetindeki اِنَّ ال۟اِن۟سَانَ لَفٖى خُس۟رٍ makam-ı cifrîsi bin üç yüz yirmi dört (1324) edip Hürriyet İnkılabı’yla başlayan tebeddül-ü saltanat ve Balkan ve İtalya Harpleri ve Birinci Harb-i Umumî mağlubiyetleri ve muahedeleri ve şeair-i İslâmiyenin sarsılmaları ve bu memleketin zelzeleleri ve yangınları ve İkinci Harb-i Umumî’nin zemin yüzünde fırtınaları gibi semavî ve arzî musibetlerle hasaret-i insaniye ile اِنَّ ال۟اِن۟سَانَ لَفٖى خُس۟رٍ âyetinin bu asra dahi bir hakikati, maddeten aynı tarihiyle gösterip bir lem’a-i i’cazını gösteriyor. | |||
اِلَّا الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَ عَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ise makam-ı cifrîsi (âhirdeki ت ,ه sayılır, şedde sayılmaz) bin üç yüz elli sekiz (1358) olan bu senenin ve gelecek senenin aynı tarihini göstermekle o hasaretlerden bâhusus manevî hasaretlerden kurtulmanın çare-i yegânesi, iman ve a’mal-i saliha olduğu gibi ve mefhum-u muhalifiyle, o hasaretin de sebeb-i yegânesi küfür ve küfran, şükürsüzlük yani imansızlık, fısk ve sefahet olduğunu gösterdi. Sure-i وَ ال۟عَص۟رِ in azamet ve kudsiyetini ve kısalığıyla beraber gayet geniş ve uzun hakaikin hazinesi olduğunu tasdik ederek, Cenab-ı Hakk’a şükrettik. | اِلَّا الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَ عَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ise makam-ı cifrîsi (âhirdeki ت ,ه sayılır, şedde sayılmaz) bin üç yüz elli sekiz (1358) olan bu senenin ve gelecek senenin aynı tarihini göstermekle o hasaretlerden bâhusus manevî hasaretlerden kurtulmanın çare-i yegânesi, iman ve a’mal-i saliha olduğu gibi ve mefhum-u muhalifiyle, o hasaretin de sebeb-i yegânesi küfür ve küfran, şükürsüzlük yani imansızlık, fısk ve sefahet olduğunu gösterdi. Sure-i وَ ال۟عَص۟رِ in azamet ve kudsiyetini ve kısalığıyla beraber gayet geniş ve uzun hakaikin hazinesi olduğunu tasdik ederek, Cenab-ı Hakk’a şükrettik. | ||
18. satır: | 14. satır: | ||
Ezcümle: Emarelerden biri, Risale-i Nur’a sıkıntı veren veyahut hizmetinden çekilen pek çok adamların tokat yemeleri gibi; bu sene, bu memleketin etrafında umumî bir tarzda Risale-i Nur’un intişarına sıkıntı verip şimdiki bir nevi tevakkuf devresi vermek hatasıyla, şimdiki umumî sıkıntının bir sebebi olduğunu göstermesidir. | Ezcümle: Emarelerden biri, Risale-i Nur’a sıkıntı veren veyahut hizmetinden çekilen pek çok adamların tokat yemeleri gibi; bu sene, bu memleketin etrafında umumî bir tarzda Risale-i Nur’un intişarına sıkıntı verip şimdiki bir nevi tevakkuf devresi vermek hatasıyla, şimdiki umumî sıkıntının bir sebebi olduğunu göstermesidir. | ||
------ | |||
<center> [[Sikke-i Tasdik-i Gaybi 29. Mektup]] ⇐ | [[Sikke-i Tasdik-i Gaybi]] | ⇒ [[Sikke-i Tasdik-i Gaybi 31. Mektup]] </center> | |||
------ |
20.24, 26 Ekim 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
KARADAĞ’IN BİR MEYVESİ
Aziz kardeşlerim!
Bu defa mektup yerinde bu meyveyi gönderiyoruz.
Bir âyetin mana-yı işarîsinin külliyetinden bir ferdi, Hürriyet’ten bu ana kadardır. Teşrinisânî otuzuncu gün 1358’de Karadağ başına çıkıyordum. “İnsanların, hususan Müslümanların bu teselsül eden helâketleri ve hasaretleri ne vakitten başladı, ne vakte kadar…” hatıra geldi. Birden, her müşkülümü halleden Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan, Sure-i Ve’l-Asrı’yı karşıma çıkardı. “Bak!” dedi.
Baktım. Her asra hitap ettiği gibi bu asrımıza da daha ziyade bakan وَ ال۟عَص۟رِ اِنَّ ال۟اِن۟سَانَ لَفٖى خُس۟رٍ âyetindeki اِنَّ ال۟اِن۟سَانَ لَفٖى خُس۟رٍ makam-ı cifrîsi bin üç yüz yirmi dört (1324) edip Hürriyet İnkılabı’yla başlayan tebeddül-ü saltanat ve Balkan ve İtalya Harpleri ve Birinci Harb-i Umumî mağlubiyetleri ve muahedeleri ve şeair-i İslâmiyenin sarsılmaları ve bu memleketin zelzeleleri ve yangınları ve İkinci Harb-i Umumî’nin zemin yüzünde fırtınaları gibi semavî ve arzî musibetlerle hasaret-i insaniye ile اِنَّ ال۟اِن۟سَانَ لَفٖى خُس۟رٍ âyetinin bu asra dahi bir hakikati, maddeten aynı tarihiyle gösterip bir lem’a-i i’cazını gösteriyor.
اِلَّا الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَ عَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ise makam-ı cifrîsi (âhirdeki ت ,ه sayılır, şedde sayılmaz) bin üç yüz elli sekiz (1358) olan bu senenin ve gelecek senenin aynı tarihini göstermekle o hasaretlerden bâhusus manevî hasaretlerden kurtulmanın çare-i yegânesi, iman ve a’mal-i saliha olduğu gibi ve mefhum-u muhalifiyle, o hasaretin de sebeb-i yegânesi küfür ve küfran, şükürsüzlük yani imansızlık, fısk ve sefahet olduğunu gösterdi. Sure-i وَ ال۟عَص۟رِ in azamet ve kudsiyetini ve kısalığıyla beraber gayet geniş ve uzun hakaikin hazinesi olduğunu tasdik ederek, Cenab-ı Hakk’a şükrettik.
Evet âlem-i İslâm, bu asrın hasareti olan bu dehşetli İkinci Harb-i Umumî’den kurtulmasının sebebi, Kur’an’dan gelen iman ve a’mal-i saliha olduğu gibi; fakirlere gelen acı açlık ve kahtın sebebi, orucun tatlı açlığını çekmedikleri ve zenginlere gelen hasarat ve zayiatın sebebi de zekât yerinde ihtikâr etmeleridir. Ve Anadolu’nun bir meydan-ı harp olmamasının sebebi اِلَّا الَّذٖينَ اٰمَنُوا kelime-i kudsiyesinin hakikatini fevkalâde bir surette yüz bin insanların kalplerine tahkikî bir tarzda ders veren Risalei’n-Nur olduğunu, pek çok emarelerle ve şakirdlerinden binler ehl-i hakikat ve dikkatin kanaatleri ispat eder.
Ezcümle: Emarelerden biri, Risale-i Nur’a sıkıntı veren veyahut hizmetinden çekilen pek çok adamların tokat yemeleri gibi; bu sene, bu memleketin etrafında umumî bir tarzda Risale-i Nur’un intişarına sıkıntı verip şimdiki bir nevi tevakkuf devresi vermek hatasıyla, şimdiki umumî sıkıntının bir sebebi olduğunu göstermesidir.