Kastamonu Lahikası 120. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    ("'''Aziz, sıddık kardeşlerim!''' Bu zamanda hususan bu sıralarda, Risale-i Nur’un şakirdleri tam bir metanet ve tesanüd ve dikkat etmeye muhtaçtırlar. Lillahi’l-hamd Isparta ve havalisi kahramanları demir gibi bir metanet göstermesiyle, başka yerlere de hüsn-ü misal oldu. '''Ey Hüsrev!''' Tesirli ve güzel mektubunu aldım. Vazifenin başına geçmen, bizi fevkalâde mesrur etti. Binler safalar ile geldin. Sen, bir buçuk sene maddî k..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
     
    (Bu sürüm çeviri için işaretlendi)
     
    (Aynı kullanıcının aradaki diğer 2 değişikliği gösterilmiyor)
    1. satır: 1. satır:
    <languages/>
    <translate>
    <!--T:1-->
    '''Aziz, sıddık kardeşlerim!'''
    '''Aziz, sıddık kardeşlerim!'''


    <!--T:2-->
    Bu zamanda hususan bu sıralarda, Risale-i Nur’un şakirdleri tam bir metanet ve tesanüd ve dikkat etmeye muhtaçtırlar. Lillahi’l-hamd Isparta ve havalisi kahramanları demir gibi bir metanet göstermesiyle, başka yerlere de hüsn-ü misal oldu.
    Bu zamanda hususan bu sıralarda, Risale-i Nur’un şakirdleri tam bir metanet ve tesanüd ve dikkat etmeye muhtaçtırlar. Lillahi’l-hamd Isparta ve havalisi kahramanları demir gibi bir metanet göstermesiyle, başka yerlere de hüsn-ü misal oldu.


    <!--T:3-->
    '''Ey Hüsrev!''' Tesirli ve güzel mektubunu aldım. Vazifenin başına geçmen, bizi fevkalâde mesrur etti. Binler safalar ile geldin. Sen, bir buçuk sene maddî kalemin işlemediğinden merak etme. Senin yerine ve kerametli kaleminin yadigârı olan Mu’cizat-ı Ahmediye’nin biri vilayat-ı şarkiyede faalane geziyor. Diğer son yazdığın nüsha da İstanbul’da senin yerinde çalışıp inşâallah fütuhat yapar. Senin yazdığın mu’cizeli iki Kur’an-ı Azîmüşşan’ın bu havalide hususan ramazan-ı şerifte sana kazandırdıkları sevapları ve tahsin ve tebriklerini, inşâallah yakında tab’a girmesiyle, âlem-i İslâm’dan senin ruhuna yağacak rahmet dualarını düşün, Allah’a şükreyle.
    '''Ey Hüsrev!''' Tesirli ve güzel mektubunu aldım. Vazifenin başına geçmen, bizi fevkalâde mesrur etti. Binler safalar ile geldin. Sen, bir buçuk sene maddî kalemin işlemediğinden merak etme. Senin yerine ve kerametli kaleminin yadigârı olan Mu’cizat-ı Ahmediye’nin biri vilayat-ı şarkiyede faalane geziyor. Diğer son yazdığın nüsha da İstanbul’da senin yerinde çalışıp inşâallah fütuhat yapar. Senin yazdığın mu’cizeli iki Kur’an-ı Azîmüşşan’ın bu havalide hususan ramazan-ı şerifte sana kazandırdıkları sevapları ve tahsin ve tebriklerini, inşâallah yakında tab’a girmesiyle, âlem-i İslâm’dan senin ruhuna yağacak rahmet dualarını düşün, Allah’a şükreyle.


    <!--T:4-->
    Hâfız Ali’nin mektubunda, İslâmköyü’ndeki hocalara muhabbete ve dostluğa karar vermesi bizi memnun eyledi. Evet İslâmköyü, nasıl ki Risale-i Nur’a pek ziyade alâkadarlıkta imtiyaz ve sebkat kazanmış. Öyle de ben orada iken sair hocalara nisbeten İslâmköyü hocaları dahi daha ziyade insaflı ve Risale-i Nur’u takdir ettiklerini gördüğümden, bu havalideki hocaların lâkaytlıklarına karşı onları hüsn-ü misal gösteriyorum. İnşâallah onlardan zarar gelmez. Ben İslâmköyü’nü Nurs köyü gibi biliyorum, o hocalara da akrabam nazarıyla bakıyorum, onlara da selâm ediyorum. Evet, onların insafı ve Risale-i Nur’a karşı dostluklarıyla, Nur Fabrikası o köyde dağdağasız teessüs etti tahmin ediyorum.
    Hâfız Ali’nin mektubunda, İslâmköyü’ndeki hocalara muhabbete ve dostluğa karar vermesi bizi memnun eyledi. Evet İslâmköyü, nasıl ki Risale-i Nur’a pek ziyade alâkadarlıkta imtiyaz ve sebkat kazanmış. Öyle de ben orada iken sair hocalara nisbeten İslâmköyü hocaları dahi daha ziyade insaflı ve Risale-i Nur’u takdir ettiklerini gördüğümden, bu havalideki hocaların lâkaytlıklarına karşı onları hüsn-ü misal gösteriyorum. İnşâallah onlardan zarar gelmez. Ben İslâmköyü’nü Nurs köyü gibi biliyorum, o hocalara da akrabam nazarıyla bakıyorum, onlara da selâm ediyorum. Evet, onların insafı ve Risale-i Nur’a karşı dostluklarıyla, Nur Fabrikası o köyde dağdağasız teessüs etti tahmin ediyorum.


    <!--T:5-->
    '''Ey Sabri kardeş!''' Başın sağ olsun. Cenab-ı Hak o validemizi mağfiret eylesin, âmin! Benim, karabet-i nesebiyeyi ihsas eden parmaklarındaki nişan ve bu yedi sekiz sene Abdülmecid’den daha hararetli faalane kardeşlik vazifesini yaptığınızdan, elbette senin merhume validen benim de validemdir. Onu da validem yanına manevî kazançlarıma ve dualarıma hissedar ediyorum. Cenab-ı Hak, sana sabr-ı cemil ihsan ve o merhumeyi de garîk-ı rahmet eylesin, âmin!
    '''Ey Sabri kardeş!''' Başın sağ olsun. Cenab-ı Hak o validemizi mağfiret eylesin, âmin! Benim, karabet-i nesebiyeyi ihsas eden parmaklarındaki nişan ve bu yedi sekiz sene Abdülmecid’den daha hararetli faalane kardeşlik vazifesini yaptığınızdan, elbette senin merhume validen benim de validemdir. Onu da validem yanına manevî kazançlarıma ve dualarıma hissedar ediyorum. Cenab-ı Hak, sana sabr-ı cemil ihsan ve o merhumeyi de garîk-ı rahmet eylesin, âmin!
    <!--T:6-->
    ------
    <center> [[Kastamonu Lahikası 119. Mektup]] ⇐ | [[Kastamonu Lahikası]] | ⇒ [[Kastamonu Lahikası 121. Mektup]] </center>
    ------
    </translate>

    21.55, 24 Kasım 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

    Diğer diller:
    • Türkçe

    Aziz, sıddık kardeşlerim!

    Bu zamanda hususan bu sıralarda, Risale-i Nur’un şakirdleri tam bir metanet ve tesanüd ve dikkat etmeye muhtaçtırlar. Lillahi’l-hamd Isparta ve havalisi kahramanları demir gibi bir metanet göstermesiyle, başka yerlere de hüsn-ü misal oldu.

    Ey Hüsrev! Tesirli ve güzel mektubunu aldım. Vazifenin başına geçmen, bizi fevkalâde mesrur etti. Binler safalar ile geldin. Sen, bir buçuk sene maddî kalemin işlemediğinden merak etme. Senin yerine ve kerametli kaleminin yadigârı olan Mu’cizat-ı Ahmediye’nin biri vilayat-ı şarkiyede faalane geziyor. Diğer son yazdığın nüsha da İstanbul’da senin yerinde çalışıp inşâallah fütuhat yapar. Senin yazdığın mu’cizeli iki Kur’an-ı Azîmüşşan’ın bu havalide hususan ramazan-ı şerifte sana kazandırdıkları sevapları ve tahsin ve tebriklerini, inşâallah yakında tab’a girmesiyle, âlem-i İslâm’dan senin ruhuna yağacak rahmet dualarını düşün, Allah’a şükreyle.

    Hâfız Ali’nin mektubunda, İslâmköyü’ndeki hocalara muhabbete ve dostluğa karar vermesi bizi memnun eyledi. Evet İslâmköyü, nasıl ki Risale-i Nur’a pek ziyade alâkadarlıkta imtiyaz ve sebkat kazanmış. Öyle de ben orada iken sair hocalara nisbeten İslâmköyü hocaları dahi daha ziyade insaflı ve Risale-i Nur’u takdir ettiklerini gördüğümden, bu havalideki hocaların lâkaytlıklarına karşı onları hüsn-ü misal gösteriyorum. İnşâallah onlardan zarar gelmez. Ben İslâmköyü’nü Nurs köyü gibi biliyorum, o hocalara da akrabam nazarıyla bakıyorum, onlara da selâm ediyorum. Evet, onların insafı ve Risale-i Nur’a karşı dostluklarıyla, Nur Fabrikası o köyde dağdağasız teessüs etti tahmin ediyorum.

    Ey Sabri kardeş! Başın sağ olsun. Cenab-ı Hak o validemizi mağfiret eylesin, âmin! Benim, karabet-i nesebiyeyi ihsas eden parmaklarındaki nişan ve bu yedi sekiz sene Abdülmecid’den daha hararetli faalane kardeşlik vazifesini yaptığınızdan, elbette senin merhume validen benim de validemdir. Onu da validem yanına manevî kazançlarıma ve dualarıma hissedar ediyorum. Cenab-ı Hak, sana sabr-ı cemil ihsan ve o merhumeyi de garîk-ı rahmet eylesin, âmin!


    Kastamonu Lahikası 119. Mektup ⇐ | Kastamonu Lahikası | ⇒ Kastamonu Lahikası 121. Mektup