Barla Lahikası 70. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    ("'''Ey Üstad!''' Yirmi Yedinci Söz, Müslümanları sa’y ü gayretin ve bu ulvi dinin hizmetine teşvik ediyor. Bu risale sanki ufukta bir hedef, ehl-i iman için de bir rehber. Evet bu söz, kalpler içinde bir iştiyak, iştiyak içinde bir nur olmuş. Otuz Üçüncü Mektup ise otuz üç penceresiyle beraber, hakikat mâyesiyle yoğrulmuş bir varlık. Bu kıymetli eser, ulviyet ve kudsiyet içinde, kuvve-i idrakiyesiyle hissiz beşere hassasiyet..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
     
    (Bu sürüm çeviri için işaretlendi)
     
    (Aynı kullanıcının aradaki diğer 2 değişikliği gösterilmiyor)
    1. satır: 1. satır:
    <languages/>
    <translate>
    <!--T:1-->
    '''Ey Üstad!'''
    '''Ey Üstad!'''


    <!--T:2-->
    Yirmi Yedinci Söz, Müslümanları sa’y ü gayretin ve bu ulvi dinin hizmetine teşvik ediyor. Bu risale sanki ufukta bir hedef, ehl-i iman için de bir rehber.
    Yirmi Yedinci Söz, Müslümanları sa’y ü gayretin ve bu ulvi dinin hizmetine teşvik ediyor. Bu risale sanki ufukta bir hedef, ehl-i iman için de bir rehber.


    <!--T:3-->
    Evet bu söz, kalpler içinde bir iştiyak, iştiyak içinde bir nur olmuş. Otuz Üçüncü Mektup ise otuz üç penceresiyle beraber, hakikat mâyesiyle yoğrulmuş bir varlık. Bu kıymetli eser, ulviyet ve kudsiyet içinde, kuvve-i idrakiyesiyle hissiz beşere hassasiyet; ve gaflet perdelerinden hakikati görmeyen nazarlara kuvvet; hakperest ehl-i imana ise ulviyet bahşediyor.
    Evet bu söz, kalpler içinde bir iştiyak, iştiyak içinde bir nur olmuş. Otuz Üçüncü Mektup ise otuz üç penceresiyle beraber, hakikat mâyesiyle yoğrulmuş bir varlık. Bu kıymetli eser, ulviyet ve kudsiyet içinde, kuvve-i idrakiyesiyle hissiz beşere hassasiyet; ve gaflet perdelerinden hakikati görmeyen nazarlara kuvvet; hakperest ehl-i imana ise ulviyet bahşediyor.


    <!--T:4-->
    Hadsiz ihtiyaçlara düşen, zâhire aldanarak maddiyata saplanan ve kendini lâkaytlık içinde yeise düşüren zavallılar; bu mukaddes eserin kārii olsunlar, anlasınlar ki nereye giderlerse nereye bakarlarsa bir Hâlık-ı A’zam’ın, bir Rahîm-i Rahman’ın dairesinden, hududundan, kanunundan ve idaresinden harice çıkamazlar. Her mevcudiyet, her vakıa, her tahavvülat, her inayet, her iltifat bir Kadîr-i Zülcelal’in yed-i zaptındadır.
    Hadsiz ihtiyaçlara düşen, zâhire aldanarak maddiyata saplanan ve kendini lâkaytlık içinde yeise düşüren zavallılar; bu mukaddes eserin kārii olsunlar, anlasınlar ki nereye giderlerse nereye bakarlarsa bir Hâlık-ı A’zam’ın, bir Rahîm-i Rahman’ın dairesinden, hududundan, kanunundan ve idaresinden harice çıkamazlar. Her mevcudiyet, her vakıa, her tahavvülat, her inayet, her iltifat bir Kadîr-i Zülcelal’in yed-i zaptındadır.


    <!--T:5-->
    Demek oluyor ki en ufak bir zerrede, Sâni’i ilan ettiği cihetle, koca bir kâinatın saltanatının küçük numunesi mevcuddur, denilebilir.
    Demek oluyor ki en ufak bir zerrede, Sâni’i ilan ettiği cihetle, koca bir kâinatın saltanatının küçük numunesi mevcuddur, denilebilir.


    Zekâi
    <!--T:6-->
    '''Zekâi'''
     
    <!--T:7-->
    ------
    <center> [[Barla Lahikası 69. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 71. Mektup]] </center>
    ------
    </translate>

    15.34, 19 Kasım 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

    Diğer diller:
    • Türkçe

    Ey Üstad!

    Yirmi Yedinci Söz, Müslümanları sa’y ü gayretin ve bu ulvi dinin hizmetine teşvik ediyor. Bu risale sanki ufukta bir hedef, ehl-i iman için de bir rehber.

    Evet bu söz, kalpler içinde bir iştiyak, iştiyak içinde bir nur olmuş. Otuz Üçüncü Mektup ise otuz üç penceresiyle beraber, hakikat mâyesiyle yoğrulmuş bir varlık. Bu kıymetli eser, ulviyet ve kudsiyet içinde, kuvve-i idrakiyesiyle hissiz beşere hassasiyet; ve gaflet perdelerinden hakikati görmeyen nazarlara kuvvet; hakperest ehl-i imana ise ulviyet bahşediyor.

    Hadsiz ihtiyaçlara düşen, zâhire aldanarak maddiyata saplanan ve kendini lâkaytlık içinde yeise düşüren zavallılar; bu mukaddes eserin kārii olsunlar, anlasınlar ki nereye giderlerse nereye bakarlarsa bir Hâlık-ı A’zam’ın, bir Rahîm-i Rahman’ın dairesinden, hududundan, kanunundan ve idaresinden harice çıkamazlar. Her mevcudiyet, her vakıa, her tahavvülat, her inayet, her iltifat bir Kadîr-i Zülcelal’in yed-i zaptındadır.

    Demek oluyor ki en ufak bir zerrede, Sâni’i ilan ettiği cihetle, koca bir kâinatın saltanatının küçük numunesi mevcuddur, denilebilir.

    Zekâi


    Barla Lahikası 69. Mektup ⇐ | Barla Lahikası | ⇒ Barla Lahikası 71. Mektup