Barla Lahikası 84. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
(Bu sürüm çeviri için işaretlendi) |
||
(Aynı kullanıcının aradaki bir diğer değişikliği gösterilmiyor) | |||
1. satır: | 1. satır: | ||
<languages/> | |||
<translate> | |||
<!--T:1--> | |||
''(Sabri’nin bir fıkrasıdır.)'' | ''(Sabri’nin bir fıkrasıdır.)'' | ||
<!--T:2--> | |||
'''Eyyühe’l-Üstadü’l-Muhterem!''' | '''Eyyühe’l-Üstadü’l-Muhterem!''' | ||
<!--T:3--> | |||
Bi’l-istinsah takdim-i huzur-u fâzılaneleri kılınan Yirmi Sekizinci Mektup’un Yedinci Meselesi tam zamanında izhar-ı endam etmiştir. Şu mübarek eser Risalatü’n-Nur ve Mektubatü’n-Nur’un bir nevi tarihçeleri olduğu gibi diğer cihetten de âsâr-ı pür-envarın senedat ve berahin-i kat’iyeleri hükmünde görülmekle beraber, üç seneden beri dimağımda mahsus ve mahfuz birçok ihtisasatı da bu kere zâhire çıkarmıştır. İşte Kur’an-ı Azîmüşşan’ın derece-i kudsiyet ve ulviyet ve nuraniyeti böyle elmas ve mücevherat-ı maneviyeyi câmi’ bulunduğu, bu mesele ve emsali mesailden anlaşılmıştır. | Bi’l-istinsah takdim-i huzur-u fâzılaneleri kılınan Yirmi Sekizinci Mektup’un Yedinci Meselesi tam zamanında izhar-ı endam etmiştir. Şu mübarek eser Risalatü’n-Nur ve Mektubatü’n-Nur’un bir nevi tarihçeleri olduğu gibi diğer cihetten de âsâr-ı pür-envarın senedat ve berahin-i kat’iyeleri hükmünde görülmekle beraber, üç seneden beri dimağımda mahsus ve mahfuz birçok ihtisasatı da bu kere zâhire çıkarmıştır. İşte Kur’an-ı Azîmüşşan’ın derece-i kudsiyet ve ulviyet ve nuraniyeti böyle elmas ve mücevherat-ı maneviyeyi câmi’ bulunduğu, bu mesele ve emsali mesailden anlaşılmıştır. | ||
<!--T:4--> | |||
Evet, şu hakikati de itiraf etmek lâzım ki bir mücevherat hazinesi ne kadar zengin ve ne kadar yüksek bir servete mâlik olursa olsun; bâyii, dellâlı, usûl-ü bey’ u şiraya aşina olmazsa zilyed bulunduğu kıymettar hazinenin müştemil ve muhtevi bulunduğu emtiayı, lâyıkıyla âleme ilan ve enzar-ı âmmeye vaz’edemez. Binaenaleyh şu devr-i müşevveşte, hakaik-i Kur’aniyenin hakkıyla bey’ u şirasını yapan dellâl-ı Kur’an’ın değil altı senedir, belki kırk seneden beri ehl-i İslâm’a hitaben يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا هَل۟ اَدُلُّكُم۟ عَلٰى تِجَارَةٍ تُن۟جٖيكُم۟ مِن۟ عَذَابٍ اَلٖيمٍ ferman-ı Rabbanîsiyle nida etmeleri, bilumum envar-ı imaniyeye muhtaç ümmet-i Muhammed’i medyun-u şükran eylemiş ve eylemektedir. | Evet, şu hakikati de itiraf etmek lâzım ki bir mücevherat hazinesi ne kadar zengin ve ne kadar yüksek bir servete mâlik olursa olsun; bâyii, dellâlı, usûl-ü bey’ u şiraya aşina olmazsa zilyed bulunduğu kıymettar hazinenin müştemil ve muhtevi bulunduğu emtiayı, lâyıkıyla âleme ilan ve enzar-ı âmmeye vaz’edemez. Binaenaleyh şu devr-i müşevveşte, hakaik-i Kur’aniyenin hakkıyla bey’ u şirasını yapan dellâl-ı Kur’an’ın değil altı senedir, belki kırk seneden beri ehl-i İslâm’a hitaben يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا هَل۟ اَدُلُّكُم۟ عَلٰى تِجَارَةٍ تُن۟جٖيكُم۟ مِن۟ عَذَابٍ اَلٖيمٍ ferman-ı Rabbanîsiyle nida etmeleri, bilumum envar-ı imaniyeye muhtaç ümmet-i Muhammed’i medyun-u şükran eylemiş ve eylemektedir. | ||
<!--T:5--> | |||
'''Sabri''' | '''Sabri''' | ||
<!--T:6--> | |||
------ | ------ | ||
<center> [[Barla Lahikası 83. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 85. Mektup]] </center> | <center> [[Barla Lahikası 83. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 85. Mektup]] </center> | ||
------ | ------ | ||
</translate> |
10.51, 20 Kasım 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
(Sabri’nin bir fıkrasıdır.)
Eyyühe’l-Üstadü’l-Muhterem!
Bi’l-istinsah takdim-i huzur-u fâzılaneleri kılınan Yirmi Sekizinci Mektup’un Yedinci Meselesi tam zamanında izhar-ı endam etmiştir. Şu mübarek eser Risalatü’n-Nur ve Mektubatü’n-Nur’un bir nevi tarihçeleri olduğu gibi diğer cihetten de âsâr-ı pür-envarın senedat ve berahin-i kat’iyeleri hükmünde görülmekle beraber, üç seneden beri dimağımda mahsus ve mahfuz birçok ihtisasatı da bu kere zâhire çıkarmıştır. İşte Kur’an-ı Azîmüşşan’ın derece-i kudsiyet ve ulviyet ve nuraniyeti böyle elmas ve mücevherat-ı maneviyeyi câmi’ bulunduğu, bu mesele ve emsali mesailden anlaşılmıştır.
Evet, şu hakikati de itiraf etmek lâzım ki bir mücevherat hazinesi ne kadar zengin ve ne kadar yüksek bir servete mâlik olursa olsun; bâyii, dellâlı, usûl-ü bey’ u şiraya aşina olmazsa zilyed bulunduğu kıymettar hazinenin müştemil ve muhtevi bulunduğu emtiayı, lâyıkıyla âleme ilan ve enzar-ı âmmeye vaz’edemez. Binaenaleyh şu devr-i müşevveşte, hakaik-i Kur’aniyenin hakkıyla bey’ u şirasını yapan dellâl-ı Kur’an’ın değil altı senedir, belki kırk seneden beri ehl-i İslâm’a hitaben يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا هَل۟ اَدُلُّكُم۟ عَلٰى تِجَارَةٍ تُن۟جٖيكُم۟ مِن۟ عَذَابٍ اَلٖيمٍ ferman-ı Rabbanîsiyle nida etmeleri, bilumum envar-ı imaniyeye muhtaç ümmet-i Muhammed’i medyun-u şükran eylemiş ve eylemektedir.
Sabri