Barla Lahikası 199. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
(Bu sürüm çeviri için işaretlendi) |
||
(Aynı kullanıcının aradaki bir diğer değişikliği gösterilmiyor) | |||
1. satır: | 1. satır: | ||
<languages/> | |||
<translate> | |||
<!--T:1--> | |||
''(Hâfız Ali’nin fıkrasıdır.)'' | ''(Hâfız Ali’nin fıkrasıdır.)'' | ||
<!--T:2--> | |||
'''Muhterem Üstadım!''' | '''Muhterem Üstadım!''' | ||
<!--T:3--> | |||
Birinci, İkinci Sözler çok ellerde dolaştıkları için okunmaz bir halde idiler. Keza istinsah ettim. Kalbime geldi ki: “Acaba şu İslâm ve iman hücceti olan Sözler’de bir sırr-ı tevafuk var mı?” diye baktım, gördüm اَل۟حَم۟دُ لِلّٰهِ هٰذَا مِن۟ فَض۟لِ رَبّٖى dedim. Anladım ki risalelerde umumiyetle bir kitle-i i’caz ve Şems-i Sermedî’nin sönmez bir ziya-yı hakikati görünüyor. | Birinci, İkinci Sözler çok ellerde dolaştıkları için okunmaz bir halde idiler. Keza istinsah ettim. Kalbime geldi ki: “Acaba şu İslâm ve iman hücceti olan Sözler’de bir sırr-ı tevafuk var mı?” diye baktım, gördüm اَل۟حَم۟دُ لِلّٰهِ هٰذَا مِن۟ فَض۟لِ رَبّٖى dedim. Anladım ki risalelerde umumiyetle bir kitle-i i’caz ve Şems-i Sermedî’nin sönmez bir ziya-yı hakikati görünüyor. | ||
<!--T:4--> | |||
Nasıl ki Kur’an-ı Hakîm bütün dünyaya, ins ve cinne bin küsur seneden beri nida edip düşmanlarını iskât ve dostlarını müferrah edip hükmü kıyamete kadar bâkidir. Öyle de Kur’an-ı Hakîm’in hakiki müfessiri olan Risale-i Nur ve eczaları, bu zulümatlı perdelerin altından kendilerini gösterip neşr-i envar ettikleri gibi inşâallah bir zaman olacak zulümat perdelerini yırtarak, bütün dünyaya hitap edip Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın mu’cize-i bâhiresini ispat edecektir. Cenab-ı Hak ilâ yevmi’l-kıyam neşr-i envara hizmet eden hâdimlerinin teksirini ihsan buyursun. | Nasıl ki Kur’an-ı Hakîm bütün dünyaya, ins ve cinne bin küsur seneden beri nida edip düşmanlarını iskât ve dostlarını müferrah edip hükmü kıyamete kadar bâkidir. Öyle de Kur’an-ı Hakîm’in hakiki müfessiri olan Risale-i Nur ve eczaları, bu zulümatlı perdelerin altından kendilerini gösterip neşr-i envar ettikleri gibi inşâallah bir zaman olacak zulümat perdelerini yırtarak, bütün dünyaya hitap edip Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın mu’cize-i bâhiresini ispat edecektir. Cenab-ı Hak ilâ yevmi’l-kıyam neşr-i envara hizmet eden hâdimlerinin teksirini ihsan buyursun. | ||
<!--T:5--> | |||
'''Hâfız Ali''' | '''Hâfız Ali''' | ||
<!--T:6--> | |||
------ | ------ | ||
<center> [[Barla Lahikası 198. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 200. Mektup]] </center> | <center> [[Barla Lahikası 198. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 200. Mektup]] </center> | ||
------ | ------ | ||
</translate> |
20.31, 21 Kasım 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
(Hâfız Ali’nin fıkrasıdır.)
Muhterem Üstadım!
Birinci, İkinci Sözler çok ellerde dolaştıkları için okunmaz bir halde idiler. Keza istinsah ettim. Kalbime geldi ki: “Acaba şu İslâm ve iman hücceti olan Sözler’de bir sırr-ı tevafuk var mı?” diye baktım, gördüm اَل۟حَم۟دُ لِلّٰهِ هٰذَا مِن۟ فَض۟لِ رَبّٖى dedim. Anladım ki risalelerde umumiyetle bir kitle-i i’caz ve Şems-i Sermedî’nin sönmez bir ziya-yı hakikati görünüyor.
Nasıl ki Kur’an-ı Hakîm bütün dünyaya, ins ve cinne bin küsur seneden beri nida edip düşmanlarını iskât ve dostlarını müferrah edip hükmü kıyamete kadar bâkidir. Öyle de Kur’an-ı Hakîm’in hakiki müfessiri olan Risale-i Nur ve eczaları, bu zulümatlı perdelerin altından kendilerini gösterip neşr-i envar ettikleri gibi inşâallah bir zaman olacak zulümat perdelerini yırtarak, bütün dünyaya hitap edip Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın mu’cize-i bâhiresini ispat edecektir. Cenab-ı Hak ilâ yevmi’l-kıyam neşr-i envara hizmet eden hâdimlerinin teksirini ihsan buyursun.
Hâfız Ali