Muhsin'in Mektubu: Revizyonlar arasındaki fark

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    ("'''Çok azîz, çok mübârek, çok müşfik, çok sevgili Üstadımız Hazretleri!''' Risale-i Nur’u, himmet ve duâlarınızla, dikkat ve tefekkürle okudukça, bu muazzam eser külliyatının tılsım-ı kâinâtın muammâsını keşf ve halleden bir keşşâf olduğunu, hâl ve istikbâlin bir mürşid-i ekberi ve bir rehber-i a'zamı olduğunu, yine duâ ve himmetinizle idrak ediyoruz. Evet Üstadımız Hazretleri! Risale-i Nur’u okuyan her id..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
     
    Değişiklik özeti yok
    1. satır: 1. satır:
    <languages/>
    <translate>
    '''Çok azîz, çok mübârek, çok müşfik, çok sevgili Üstadımız Hazretleri!'''
    '''Çok azîz, çok mübârek, çok müşfik, çok sevgili Üstadımız Hazretleri!'''


    20. satır: 22. satır:


    '''MUHSİN'''
    '''MUHSİN'''
    </translate>

    10.24, 30 Temmuz 2024 tarihindeki hâli

    Diğer diller:

    Çok azîz, çok mübârek, çok müşfik, çok sevgili Üstadımız Hazretleri!

    Risale-i Nur’u, himmet ve duâlarınızla, dikkat ve tefekkürle okudukça, bu muazzam eser külliyatının tılsım-ı kâinâtın muammâsını keşf ve halleden bir keşşâf olduğunu, hâl ve istikbâlin bir mürşid-i ekberi ve bir rehber-i a'zamı olduğunu, yine duâ ve himmetinizle idrak ediyoruz. Evet Üstadımız Hazretleri! Risale-i Nur’u okuyan her idrak sâhibi anlıyor ki; Risale-i Nur, gerek bu asrın, gerekse önümüzdeki asrın beşeriyetini fikir karanlıklarından kurtarıp, tenvir ve irşad edecektir.

    Risale-i Nur, yalnız bu vatan ve millet için değil, Âlem-i İslâm ve bütün beşeriyetin ihtiyacına cevab verecek bir külliyat olarak te'lif edilmiştir. Bugün, tarihte hiç görülmemiş bir fecâat ve felâket içerisinde çırpınan beşeriyet için, halâskâr olarak Risale-i Nur’a sarılmaktan ve ne bahâsına olursa olsun, Risale-i Nur’un nurânî ve parlak eczâlarını elde edip dikkat ve tefekkürle okumaktan başka bir kurtuluş çaresi yoktur. Risale-i Nur’u okuyan herkes, bu hakikati idrak etmiş ve etmektedir.

    Eğer biz muktedir olsak, bu hakikati kâinâta nâzır bir mahalle çıkıp, bütün kâinâta ilân edeceğiz. Fakat mâdem ki buna muvaffak olamıyoruz ve mâdem ki Risale-i Nur’un cihan-şümûl kıymetini bu derece Üstadımızın himmetiyle idrak etmişiz; şu hâlde o nur ve feyiz hazinesi, irfan ve kemâlât menba'ı olan Risale-i Nur’u, bir dakikamızı bile boş geçirmeden, mütemâdi ve devamlı bir şekilde her gün ve her saat okuyacağız ve bu uğurda geceli gündüzlü çalışacağız inşâallâh. Fakat, her ân bütün işlerimizde olduğu gibi, bunda da büyük Üstadımızın duâ ve himmetiyle muvaffak olabileceğiz.

    Hem şu hakikat zâhir ve bâhirdir ki; bir kimse allâme dahi olsa Risale-i Nur’un ve müellifinin talebesidir, Risale-i Nur’u okumak zarûret ve ihtiyacındadır. Eğer gaflet ederse, kendisini aldatan enâniyetine boyun eğip, Risale-i Nur Külliyatı’nı okumazsa, büyük bir mahrumiyete dûçâr olur.

    Fakat biz, idrak ettiğimiz bu muazzam hakikat karşısında, beşeriyetin halâskârı ve milyarlarca insanların fevkınde olan bir memur-u Rabbâniye nasıl minnetdâr ve medyûn olduğumuzu ta'rif edemiyoruz. Yine duâ ve himmetinizle idrak etmişiz ki; Kur'ân-ı Kerîm’in bir mu'cize-i maneviyesi olan hàrika Risale-i Nur Külliyatı’nın bir satırından ettiğimiz istifadenin bir mikdar-ı mukâbilini dahi ödemeye gücümüz yetişmez. Bunun için, ancak, Cenâb-ı Hakk’a şöyle yalvarmaya karar verdik:

    “Yâ Rab! Bizi ebedî haps-i münferitten kurtarıp bâkî ve sermedî bir âlemin saâdetine nâil edecek bir hakàik hazinesinin anahtarını, Risale-i Nur gibi nazîrsiz bir eseriyle bahşeden sevgili ve müşfik Üstadımızı zâlimlerin ve düşmanların sû-i kasdlarından muhâfaza eyle! Kur'ân ve îmân hizmetinde dâima muvaffak eyle! Ona sıhhat ve âfiyetler, uzun ömürler ihsân eyle!” diye duâ ediyoruz.

    Evet Üstadımız Hazretleri! Risale-i Nur’u dikkat ve tefekkürle okumak ni'met-i uzmâsına nâil olan biz bir kısım üniversite gençliği, bir hüsn-ü zan veya bir tahmin ile değil, tahkîkî ve tedkikî bir sûrette, sarsılmaz ve sarsılmayacak olan ilmelyakìn bir kuvvet-i îmâniye ile inanıyoruz ki; zemin yüzünün bu asra kadar görmediği bir vahşet ve dehşetin sebebi olan dinsizlik ve ilhâdı, Bediüzzaman, ortadan kaldırmağa inâyet-i Hak ile muvaffak olacaktır. Bizim bu kanâatimiz, sâfdilâne veya tahminle değildir; ilmî ve delile müstenid bir tahkîk iledir. Bunun için, muârız olan dahi bu hakikati kalben tasdik edecektir.

    Duâ ve şefkat buyurun, Kur'ân ve îmân hizmetinde fedâi olalım. Risale-i Nur’u bir dakikamızı bile kaybetmeden okuyalım, yazalım, ihlâs-ı tâmme muvaffak olalım.

    İstanbul Üniversitesi Nur Talebeleri nâmına

    MUHSİN