Translations:On Birinci Söz/46/en: Revizyonlar arasındaki fark

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    ("There, He bestowed on them out of His mercy bounties so dazzling that no eye has seen them, nor ear heard them, nor have they occurred to the heart of man2 – and so He does bestow these on them, and He gave them eternity and everlasting life. For the desirous, mirror-bearing lovers of an eternal, abiding beauty who gaze upon it will certainly not perish, but will go to eternity." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
     
    Değişiklik özeti yok
     
    1. satır: 1. satır:
    There, He bestowed on them out of His mercy bounties so dazzling that no eye has seen them, nor ear heard them, nor have they occurred to the heart of man2  – and so He does bestow  these on them, and He gave them eternity and everlasting life. For the desirous,  mirror-bearing  lovers of an eternal,  abiding  beauty who  gaze upon it  will certainly not  perish, but will go to eternity.
    There, He bestowed on them out of His mercy bounties so dazzling that no eye has seen them, nor ear heard them, nor have they occurred to the heart of man(*<ref>*See page 88, footnote 22.</ref>) – and so He does bestow  these on them, and He gave them eternity and everlasting life. For the desirous,  mirror-bearing  lovers of an eternal,  abiding  beauty who  gaze upon it  will certainly not  perish, but will go to eternity.

    10.15, 31 Temmuz 2024 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

    İleti hakkında bilgi (katkıda bulun)
    Bu iletide belge yok. Bu iletinin nerede veya nasıl kullanıldığını biliyorsanız, bu iletiyi belge ekleyerek diğer çevirmenlere yardımcı olabilirsiniz.
    İleti tanımı (On Birinci Söz)
    Ve şu meydan-ı tecrübe ve şu destgâh-ı imtihandan sonra onların Rabb-i Kerîm’i onları, imanlarına mükâfat olarak saadet-i ebediyeye ve İslâmiyetlerine ücret olarak Dârü’s-selâm’a davet ederek öyle bir ikram etti ve eder ki hiç göz görmemiş ve kulak işitmemiş ve kalb-i beşere hutur etmemiş derecede parlak bir tarzda rahmetine mazhar etti ve onlara ebediyet ve beka verdi. Çünkü ebedî ve sermedî olan bir cemalin seyirci müştakı ve âyinedar âşığı, elbette bâki kalıp ebede gidecektir.

    There, He bestowed on them out of His mercy bounties so dazzling that no eye has seen them, nor ear heard them, nor have they occurred to the heart of man(*[1]) – and so He does bestow these on them, and He gave them eternity and everlasting life. For the desirous, mirror-bearing lovers of an eternal, abiding beauty who gaze upon it will certainly not perish, but will go to eternity.

    1. *See page 88, footnote 22.