Barla Lahikası 166. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
(Bu sürüm çeviri için işaretlendi) |
||
1. satır: | 1. satır: | ||
<languages/> | <languages/> | ||
<translate> | <translate> | ||
<!--T:1--> | |||
''(Kardeşim Abdülmecid’in fıkrasıdır. Hulusi Bey’e yazdığı mektuptandır.)'' | ''(Kardeşim Abdülmecid’in fıkrasıdır. Hulusi Bey’e yazdığı mektuptandır.)'' | ||
<!--T:2--> | |||
'''Ey Elaziz’in azizi, Hazret-i Seyda’nın muhterem tilmizi!''' | '''Ey Elaziz’in azizi, Hazret-i Seyda’nın muhterem tilmizi!''' | ||
<!--T:3--> | |||
Teşnesi bulunduğum tebşirnamelerinizi memnuniyetle aldım. Var olunuz. Cevapları yazmak icab eder amma ne yazayım. Ruh nâhoş, kalp bîhuş, kafam bomboş. Zira etraf-ı erbaamdan takattur eden vahşetler, kasavetler, yeisler, beisleri tasavvur ettikçe biri cinnete yani cünuna, diğeri cennete yani Şam’a gitmek üzere, akıl ve ruhum seferber vaziyetini alıyorlar. Bunun içindir ki ne Seyda’nın yani Üstadın talebeliğini ve ne de sizin kardeşliğinizi bihakkın îfa edemediğimden ne yazacağımı bilemiyorum. | Teşnesi bulunduğum tebşirnamelerinizi memnuniyetle aldım. Var olunuz. Cevapları yazmak icab eder amma ne yazayım. Ruh nâhoş, kalp bîhuş, kafam bomboş. Zira etraf-ı erbaamdan takattur eden vahşetler, kasavetler, yeisler, beisleri tasavvur ettikçe biri cinnete yani cünuna, diğeri cennete yani Şam’a gitmek üzere, akıl ve ruhum seferber vaziyetini alıyorlar. Bunun içindir ki ne Seyda’nın yani Üstadın talebeliğini ve ne de sizin kardeşliğinizi bihakkın îfa edemediğimden ne yazacağımı bilemiyorum. | ||
<!--T:4--> | |||
Hem de sizden gelen mektuplar saf, temiz, nurlu bir fikirden çıktığından, okuyanlara ışık veriyor. Zulmetli fikrimden çıkan arîzalar ise size zulmet vereceği ihtimalinden korkarak tez tez takdime cesaret edemiyorum. | Hem de sizden gelen mektuplar saf, temiz, nurlu bir fikirden çıktığından, okuyanlara ışık veriyor. Zulmetli fikrimden çıkan arîzalar ise size zulmet vereceği ihtimalinden korkarak tez tez takdime cesaret edemiyorum. | ||
<!--T:5--> | |||
'''Abdülmecid''' | '''Abdülmecid''' | ||
<!--T:6--> | |||
------ | ------ | ||
<center> [[Barla Lahikası 165. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 167. Mektup]] </center> | <center> [[Barla Lahikası 165. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 167. Mektup]] </center> | ||
------ | ------ | ||
</translate> | </translate> |
13.43, 20 Kasım 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
(Kardeşim Abdülmecid’in fıkrasıdır. Hulusi Bey’e yazdığı mektuptandır.)
Ey Elaziz’in azizi, Hazret-i Seyda’nın muhterem tilmizi!
Teşnesi bulunduğum tebşirnamelerinizi memnuniyetle aldım. Var olunuz. Cevapları yazmak icab eder amma ne yazayım. Ruh nâhoş, kalp bîhuş, kafam bomboş. Zira etraf-ı erbaamdan takattur eden vahşetler, kasavetler, yeisler, beisleri tasavvur ettikçe biri cinnete yani cünuna, diğeri cennete yani Şam’a gitmek üzere, akıl ve ruhum seferber vaziyetini alıyorlar. Bunun içindir ki ne Seyda’nın yani Üstadın talebeliğini ve ne de sizin kardeşliğinizi bihakkın îfa edemediğimden ne yazacağımı bilemiyorum.
Hem de sizden gelen mektuplar saf, temiz, nurlu bir fikirden çıktığından, okuyanlara ışık veriyor. Zulmetli fikrimden çıkan arîzalar ise size zulmet vereceği ihtimalinden korkarak tez tez takdime cesaret edemiyorum.
Abdülmecid