Barla Lahikası 238. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
(Bu sürüm çeviri için işaretlendi) |
||
1. satır: | 1. satır: | ||
<languages/> | <languages/> | ||
<translate> | <translate> | ||
<!--T:1--> | |||
''(Âhiret hemşirelerimizden ve Risale-i Nur talebelerinden Müzeyyene’nin fıkrasıdır.)'' | ''(Âhiret hemşirelerimizden ve Risale-i Nur talebelerinden Müzeyyene’nin fıkrasıdır.)'' | ||
<!--T:2--> | |||
'''Muhterem Üstadım!''' | '''Muhterem Üstadım!''' | ||
<!--T:3--> | |||
Şu fâni dünyanın elemlerine gark olan gözlerim, sizin feyizli, nurlu Sözler’inize ve tesirli ve şifalı risalelerinize, can u gönülden merbut oldukça ve okudukça risaleleriniz ne kadar büyük bir mürşid olduğunu hiçbir şeyle tarif edemem. | Şu fâni dünyanın elemlerine gark olan gözlerim, sizin feyizli, nurlu Sözler’inize ve tesirli ve şifalı risalelerinize, can u gönülden merbut oldukça ve okudukça risaleleriniz ne kadar büyük bir mürşid olduğunu hiçbir şeyle tarif edemem. | ||
<!--T:4--> | |||
Evet şu dünyaya, şu zamana çöken zulmet ve gaflet perdelerini Sözler’iniz yırtıyorlar, parçalayıp o zulmeti ve gafleti dağıtıyorlar. Hangi akıl var ki hakikat perdesini görüp de o hakikat perdesinde nur-u hakikat parlarken onlara gözünü yumup zulmet perdesine atılmış olsun. Ben de inşâallah zulmete atılmam. Artık güçlükle bahtiyar olup da tekrar bedbaht olamam. | Evet şu dünyaya, şu zamana çöken zulmet ve gaflet perdelerini Sözler’iniz yırtıyorlar, parçalayıp o zulmeti ve gafleti dağıtıyorlar. Hangi akıl var ki hakikat perdesini görüp de o hakikat perdesinde nur-u hakikat parlarken onlara gözünü yumup zulmet perdesine atılmış olsun. Ben de inşâallah zulmete atılmam. Artık güçlükle bahtiyar olup da tekrar bedbaht olamam. | ||
<!--T:5--> | |||
Üstadım, ben sair kardeşlerim gibi sizden bizzat ders almaktan mahrumum. Fakat haftada veya bir ayda, âlî Sözler’inizden gıyabî bir ders alıyorum tasavvuruyla dinliyorum. Güya bizzat sizden ders alıyorum. Bütün gün ehl-i İslâm’ın selâmetini ve şu halimin zulmetten nura dönmesini, siz başta ve önde, biz arkada Cenab-ı Hakk’a yalvaralım. Cenab-ı Mevlam hayırlısıyla ihsan buyursun. Fazla söylemeye lisanım, aczim, kusurum bırakmıyor. Kusurumuzu Üstadımıza itiraf ediyorum. | Üstadım, ben sair kardeşlerim gibi sizden bizzat ders almaktan mahrumum. Fakat haftada veya bir ayda, âlî Sözler’inizden gıyabî bir ders alıyorum tasavvuruyla dinliyorum. Güya bizzat sizden ders alıyorum. Bütün gün ehl-i İslâm’ın selâmetini ve şu halimin zulmetten nura dönmesini, siz başta ve önde, biz arkada Cenab-ı Hakk’a yalvaralım. Cenab-ı Mevlam hayırlısıyla ihsan buyursun. Fazla söylemeye lisanım, aczim, kusurum bırakmıyor. Kusurumuzu Üstadımıza itiraf ediyorum. | ||
<!--T:6--> | |||
İnşâallah risalelerin tesiriyle bir gün olur da müstakim Lütfü Efendi gibi ehl-i takva kardeşlerimiz misillü biz dahi gayr-ı ihtiyarî ve istemeyerek işlediğimiz ahvalden Sözler’inizin irşadıyla kurtuluruz. Zekâi kardeşimizden On Yedinci Söz, On Sekizinci Mektup, Yirminci Mektup ve Otuz Üç Pencereli nurlarla parlayan kıymetli risaleleri aldık. Mütalaa ediyoruz. Hakiki üstadımız olan Hazret-i Kur’an elimizdedir. | İnşâallah risalelerin tesiriyle bir gün olur da müstakim Lütfü Efendi gibi ehl-i takva kardeşlerimiz misillü biz dahi gayr-ı ihtiyarî ve istemeyerek işlediğimiz ahvalden Sözler’inizin irşadıyla kurtuluruz. Zekâi kardeşimizden On Yedinci Söz, On Sekizinci Mektup, Yirminci Mektup ve Otuz Üç Pencereli nurlarla parlayan kıymetli risaleleri aldık. Mütalaa ediyoruz. Hakiki üstadımız olan Hazret-i Kur’an elimizdedir. | ||
<!--T:7--> | |||
'''Müzeyyene''' | '''Müzeyyene''' | ||
<!--T:8--> | |||
------ | ------ | ||
<center> [[Barla Lahikası 237. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 239. Mektup]] </center> | <center> [[Barla Lahikası 237. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 239. Mektup]] </center> | ||
------ | ------ | ||
</translate> | </translate> |
20.59, 21 Kasım 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
(Âhiret hemşirelerimizden ve Risale-i Nur talebelerinden Müzeyyene’nin fıkrasıdır.)
Muhterem Üstadım!
Şu fâni dünyanın elemlerine gark olan gözlerim, sizin feyizli, nurlu Sözler’inize ve tesirli ve şifalı risalelerinize, can u gönülden merbut oldukça ve okudukça risaleleriniz ne kadar büyük bir mürşid olduğunu hiçbir şeyle tarif edemem.
Evet şu dünyaya, şu zamana çöken zulmet ve gaflet perdelerini Sözler’iniz yırtıyorlar, parçalayıp o zulmeti ve gafleti dağıtıyorlar. Hangi akıl var ki hakikat perdesini görüp de o hakikat perdesinde nur-u hakikat parlarken onlara gözünü yumup zulmet perdesine atılmış olsun. Ben de inşâallah zulmete atılmam. Artık güçlükle bahtiyar olup da tekrar bedbaht olamam.
Üstadım, ben sair kardeşlerim gibi sizden bizzat ders almaktan mahrumum. Fakat haftada veya bir ayda, âlî Sözler’inizden gıyabî bir ders alıyorum tasavvuruyla dinliyorum. Güya bizzat sizden ders alıyorum. Bütün gün ehl-i İslâm’ın selâmetini ve şu halimin zulmetten nura dönmesini, siz başta ve önde, biz arkada Cenab-ı Hakk’a yalvaralım. Cenab-ı Mevlam hayırlısıyla ihsan buyursun. Fazla söylemeye lisanım, aczim, kusurum bırakmıyor. Kusurumuzu Üstadımıza itiraf ediyorum.
İnşâallah risalelerin tesiriyle bir gün olur da müstakim Lütfü Efendi gibi ehl-i takva kardeşlerimiz misillü biz dahi gayr-ı ihtiyarî ve istemeyerek işlediğimiz ahvalden Sözler’inizin irşadıyla kurtuluruz. Zekâi kardeşimizden On Yedinci Söz, On Sekizinci Mektup, Yirminci Mektup ve Otuz Üç Pencereli nurlarla parlayan kıymetli risaleleri aldık. Mütalaa ediyoruz. Hakiki üstadımız olan Hazret-i Kur’an elimizdedir.
Müzeyyene