Emirdağ Lahikası 1. Kitap 60. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    Değişiklik özeti yok
    (Bu sürüm çeviri için işaretlendi)
     
    1. satır: 1. satır:
    <languages/>
    <languages/>
    <translate>
    <translate>
    <!--T:1-->
    '''Muhterem, sevgili, mübarek kardeşlerim Risale-i Nur talebelerine beyan ediyorum ki:'''
    '''Muhterem, sevgili, mübarek kardeşlerim Risale-i Nur talebelerine beyan ediyorum ki:'''


    <!--T:2-->
    Risale-i Nur nurdan bir ibrişimdir ki kâinat ve kâinattaki mevcudatın tesbihatları onda dizilmiştir.
    Risale-i Nur nurdan bir ibrişimdir ki kâinat ve kâinattaki mevcudatın tesbihatları onda dizilmiştir.


    <!--T:3-->
    Risale-i Nur âhize ve nâkile ile mücehhez bir radyo-yu Kur’aniyedir ki onun tel ve lambaları, âyine; tel ve bataryaları hükmündeki satırları, kelimeleri, harfleri öyle intizamkârane ve îcazdarane bast edilmiştir ki yarın her ilim ve fen adamları ve her meşrep ve meslek sahipleri ilim ve iktidarları miktarında âlem-i gayb ve âlem-i şehadetten ve ruhaniyat âleminden ve kâinattaki cereyan eden her hâdisattan haberdar olabilir.
    Risale-i Nur âhize ve nâkile ile mücehhez bir radyo-yu Kur’aniyedir ki onun tel ve lambaları, âyine; tel ve bataryaları hükmündeki satırları, kelimeleri, harfleri öyle intizamkârane ve îcazdarane bast edilmiştir ki yarın her ilim ve fen adamları ve her meşrep ve meslek sahipleri ilim ve iktidarları miktarında âlem-i gayb ve âlem-i şehadetten ve ruhaniyat âleminden ve kâinattaki cereyan eden her hâdisattan haberdar olabilir.


    <!--T:4-->
    Risale-i Nur mü’minlere; Kur’an’dan hedâyâ-yı hidayet, kevneyn-i saadet, mazhar-ı şefaat ve feyz-i Rahman’dır.
    Risale-i Nur mü’minlere; Kur’an’dan hedâyâ-yı hidayet, kevneyn-i saadet, mazhar-ı şefaat ve feyz-i Rahman’dır.


    <!--T:5-->
    Risale-i Nur kâinata, baharın feyzini veren bir âb-ı hayat ve ayn-ı rahmet ve mahz-ı hakikat ve bir gülzar-ı gülistandır.
    Risale-i Nur kâinata, baharın feyzini veren bir âb-ı hayat ve ayn-ı rahmet ve mahz-ı hakikat ve bir gülzar-ı gülistandır.


    <!--T:6-->
    Risale-i Nur lütf-u Yezdan, kemal-i iman, tefsir-i Kur’an ve bereket-i ihsandır.
    Risale-i Nur lütf-u Yezdan, kemal-i iman, tefsir-i Kur’an ve bereket-i ihsandır.


    <!--T:7-->
    Risale-i Nur kâfire hazan, münkire tufan, dalalete düşmandır.
    Risale-i Nur kâfire hazan, münkire tufan, dalalete düşmandır.


    <!--T:8-->
    Risale-i Nur bir kenz-i mahfî ve bir sandukça-i cevher ve menba-i envardır.
    Risale-i Nur bir kenz-i mahfî ve bir sandukça-i cevher ve menba-i envardır.


    <!--T:9-->
    Risale-i Nur hakaik-i Kur’an ve mi’rac-ı imandır.
    Risale-i Nur hakaik-i Kur’an ve mi’rac-ı imandır.


    <!--T:10-->
    Risale-i Nur Kur’an ve Hadîs’ten sonra sertâc-ı evliya, sultanü’l-eser ve zübdetü’l-meâni ve atâyâ-yı İlahî ve hedâyâ-yı Sübhanî ve feyyaz-ı Rahmanî’dir.
    Risale-i Nur Kur’an ve Hadîs’ten sonra sertâc-ı evliya, sultanü’l-eser ve zübdetü’l-meâni ve atâyâ-yı İlahî ve hedâyâ-yı Sübhanî ve feyyaz-ı Rahmanî’dir.


    <!--T:11-->
    Risale-i Nur bir bahr-i hakaik ve bir sırr-ı dekaik ve kenzü’l-maarif ve bahrü’l-mekârimdir.
    Risale-i Nur bir bahr-i hakaik ve bir sırr-ı dekaik ve kenzü’l-maarif ve bahrü’l-mekârimdir.


    <!--T:12-->
    Risale-i Nur hastalara şifahane-i hikmet ve mâ-i zemzem, sağlara maişet-i hakikat ve rîh-ı reyhan ve misk-i amberdir.
    Risale-i Nur hastalara şifahane-i hikmet ve mâ-i zemzem, sağlara maişet-i hakikat ve rîh-ı reyhan ve misk-i amberdir.


    <!--T:13-->
    Risale-i Nur mev’id-i Ahmedî (asm) ve müjde-i Haydarî (ra) ve beşaret ve teavün-ü Gavsî (ks) ve tavsiye-i Gazalî (ks) ve ihbar-ı Farukî (ks)dir.
    Risale-i Nur mev’id-i Ahmedî (asm) ve müjde-i Haydarî (ra) ve beşaret ve teavün-ü Gavsî (ks) ve tavsiye-i Gazalî (ks) ve ihbar-ı Farukî (ks)dir.


    <!--T:14-->
    Risale-i Nur Şems-i Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın elvan-ı seb’ası, Risale-i Nur’un menşur-u hakikatinde tam tecelli ettiğinden hem bir kitab-ı şeriat hem bir kitab-ı dua hem bir kitab-ı hikmet hem bir kitab-ı ubudiyet hem bir kitab-ı emir ve davet hem bir kitab-ı zikir hem bir kitab-ı fikir hem bir kitab-ı hakikat hem bir kitab-ı tasavvuf hem bir kitab-ı mantık hem bir kitab-ı ilm-i kelâm hem bir kitab-ı ilm-i ilahiyat hem bir kitab-ı teşvik-i sanat hem bir kitab-ı belâgat hem bir kitab-ı ispat-ı vahdaniyet; muarızlarına bir kitab-ı ilzam ve iskâttır.
    Risale-i Nur Şems-i Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın elvan-ı seb’ası, Risale-i Nur’un menşur-u hakikatinde tam tecelli ettiğinden hem bir kitab-ı şeriat hem bir kitab-ı dua hem bir kitab-ı hikmet hem bir kitab-ı ubudiyet hem bir kitab-ı emir ve davet hem bir kitab-ı zikir hem bir kitab-ı fikir hem bir kitab-ı hakikat hem bir kitab-ı tasavvuf hem bir kitab-ı mantık hem bir kitab-ı ilm-i kelâm hem bir kitab-ı ilm-i ilahiyat hem bir kitab-ı teşvik-i sanat hem bir kitab-ı belâgat hem bir kitab-ı ispat-ı vahdaniyet; muarızlarına bir kitab-ı ilzam ve iskâttır.


    <!--T:15-->
    Risale-i Nur Kur’an semalarından bir sema-yı maneviyenin güneşleri, ayları ve yıldızlarıdır. Nasıl ki zâhiren, perde-i esbab olan güneşten, kamerden ve kevkeb-i münirden bütün kâinat tenevvür ve tezeyyün ve bütün eşya neşv ü nema ve hayat buluyor. İşte Risale-i Nur da Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’dan alıp saçtığı şuâlarla bütün âleme hayat ve âdeme kâmil insan ve kulûbe neşe-i iman ve ukûle yakîn bir itminan ve efkâra inkişaf-ı iman ve nüfusa teslim-i rıza ve candır. O sema-yı maneviyeyi bazen ve zâhiren bihasebi’l-hikmet âfakî bir bulut kütlesi kaplar. O celalli sehabdan öyle bir baran-ı feyz-i rahmet takattur eder ki sümbüllenmeye müstaid tohumlar, çekirdekler, habbeler o sıkıcı ve dar âlemde gerçi muzdarip olurlar, o sıkılmaktan üzerlerindeki kışırları çatlar ve yırtarlar; o anda bulutlar da ufuklara çekilip nöbetçi vaziyetinde beklemesi bir imtihan-ı Rabbanî ve bir inkişaf-ı feyezanî ve bir rahmet-i nuranidir ki evvelceki bir habbe, bir çekirdek yeniden taze bir hayata iştiyakla ve neşe-i inkişafla meyvedar koca bir ağaç suretini alır ve يُبَدِّلُ اللّٰهُ سَيِّئَاتِهِم۟ حَسَنَاتٍ sırrına mazhar olurlar.
    Risale-i Nur Kur’an semalarından bir sema-yı maneviyenin güneşleri, ayları ve yıldızlarıdır. Nasıl ki zâhiren, perde-i esbab olan güneşten, kamerden ve kevkeb-i münirden bütün kâinat tenevvür ve tezeyyün ve bütün eşya neşv ü nema ve hayat buluyor. İşte Risale-i Nur da Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’dan alıp saçtığı şuâlarla bütün âleme hayat ve âdeme kâmil insan ve kulûbe neşe-i iman ve ukûle yakîn bir itminan ve efkâra inkişaf-ı iman ve nüfusa teslim-i rıza ve candır. O sema-yı maneviyeyi bazen ve zâhiren bihasebi’l-hikmet âfakî bir bulut kütlesi kaplar. O celalli sehabdan öyle bir baran-ı feyz-i rahmet takattur eder ki sümbüllenmeye müstaid tohumlar, çekirdekler, habbeler o sıkıcı ve dar âlemde gerçi muzdarip olurlar, o sıkılmaktan üzerlerindeki kışırları çatlar ve yırtarlar; o anda bulutlar da ufuklara çekilip nöbetçi vaziyetinde beklemesi bir imtihan-ı Rabbanî ve bir inkişaf-ı feyezanî ve bir rahmet-i nuranidir ki evvelceki bir habbe, bir çekirdek yeniden taze bir hayata iştiyakla ve neşe-i inkişafla meyvedar koca bir ağaç suretini alır ve يُبَدِّلُ اللّٰهُ سَيِّئَاتِهِم۟ حَسَنَاتٍ sırrına mazhar olurlar.


    <!--T:16-->
    Evet, yirmi senedir devam eden şu mevsim-i şita, inşâallahu teâlâ nihayet bulmuş ola… Dünyaya yeni ve feyizli bir fasl-ı nevbahar gele ve âlemin yüzü nur ile güle…
    Evet, yirmi senedir devam eden şu mevsim-i şita, inşâallahu teâlâ nihayet bulmuş ola… Dünyaya yeni ve feyizli bir fasl-ı nevbahar gele ve âlemin yüzü nur ile güle…


    <!--T:17-->
    Risale-i Nur Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın taht-ı tasarrufunda olduğundan ona uzanan, ilişmek isteyen her el kırılır ve her dil kurur. Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın وَمَٓا اَر۟سَل۟نَا مِن۟ رَسُولٍ اِلَّا بِلِسَانِ قَو۟مِهٖ kavl-i şerifinin îma ve işaratından şu devrede Türk lisanının sadmeler geçirmesine bakılırsa Risale-i Nur, Türkçede lisan üzerinde de imam olacağına; yani yarın hâlis Türkçe olan Risale-i Nur’un kesb-i imtiyaz edip diğerlerini terk edeceklerine dair işaret-i Kur’aniyedendir demiş olsam hata etmemiş olurum zannederim.
    Risale-i Nur Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın taht-ı tasarrufunda olduğundan ona uzanan, ilişmek isteyen her el kırılır ve her dil kurur. Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın وَمَٓا اَر۟سَل۟نَا مِن۟ رَسُولٍ اِلَّا بِلِسَانِ قَو۟مِهٖ kavl-i şerifinin îma ve işaratından şu devrede Türk lisanının sadmeler geçirmesine bakılırsa Risale-i Nur, Türkçede lisan üzerinde de imam olacağına; yani yarın hâlis Türkçe olan Risale-i Nur’un kesb-i imtiyaz edip diğerlerini terk edeceklerine dair işaret-i Kur’aniyedendir demiş olsam hata etmemiş olurum zannederim.


    <!--T:18-->
    Başta Üstadımız olduğu halde bilumum kardeşlerimize samimi selâmlarımla arz-ı hürmetler eyler, mübarek bayramlarını tebrik ve tes’id eylerim. Üstadım hakkında bir şey yazamadım. Çünkü veraset-i Muhammediye (asm) makamında olan bir zat-ı âlîkadr hakkında ne diyebilirim? Ona Hasan Feyzi Efendi kardeşimizin sözlerini tekrar etmekten başka bir şey bilmem.
    Başta Üstadımız olduğu halde bilumum kardeşlerimize samimi selâmlarımla arz-ı hürmetler eyler, mübarek bayramlarını tebrik ve tes’id eylerim. Üstadım hakkında bir şey yazamadım. Çünkü veraset-i Muhammediye (asm) makamında olan bir zat-ı âlîkadr hakkında ne diyebilirim? Ona Hasan Feyzi Efendi kardeşimizin sözlerini tekrar etmekten başka bir şey bilmem.


    <!--T:19-->
    Milas ve havalisi Risale-i Nur talebeleri namına duanıza muhtaç
    Milas ve havalisi Risale-i Nur talebeleri namına duanıza muhtaç


    <!--T:20-->
    '''Halil İbrahim (rh)'''
    '''Halil İbrahim (rh)'''


    <!--T:21-->
    Halil İbrahim’in Risale-i Nur hakkındaki parlak fıkrasının sonunda kaydedilip ikisi beraber Emirdağı mektuplarının âhirlerinde kaydedersiniz. Bu zat, Risale-i Nur’un çok eski ve çok sadık ve çok fedakâr bir şakirdidir, Risale-i Nur’a hitap ederek bu mektubu yazmış.
    Halil İbrahim’in Risale-i Nur hakkındaki parlak fıkrasının sonunda kaydedilip ikisi beraber Emirdağı mektuplarının âhirlerinde kaydedersiniz. Bu zat, Risale-i Nur’un çok eski ve çok sadık ve çok fedakâr bir şakirdidir, Risale-i Nur’a hitap ederek bu mektubu yazmış.


    <!--T:22-->
    هٰذَا مِن۟ فَض۟لِ رَبّٖى
    هٰذَا مِن۟ فَض۟لِ رَبّٖى


    <!--T:23-->
    '''Said Nursî'''
    '''Said Nursî'''




    <!--T:24-->
    ------
    ------
    <center> [[Emirdağ Lahikası 1. Kitap 59. Mektup]] ⇐ | [[Emirdağ Lahikası]] | ⇒ [[Emirdağ Lahikası 1. Kitap 61. Mektup]] </center>
    <center> [[Emirdağ Lahikası 1. Kitap 59. Mektup]] ⇐ | [[Emirdağ Lahikası]] | ⇒ [[Emirdağ Lahikası 1. Kitap 61. Mektup]] </center>

    09.54, 25 Kasım 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

    Diğer diller:
    • Türkçe

    Muhterem, sevgili, mübarek kardeşlerim Risale-i Nur talebelerine beyan ediyorum ki:

    Risale-i Nur nurdan bir ibrişimdir ki kâinat ve kâinattaki mevcudatın tesbihatları onda dizilmiştir.

    Risale-i Nur âhize ve nâkile ile mücehhez bir radyo-yu Kur’aniyedir ki onun tel ve lambaları, âyine; tel ve bataryaları hükmündeki satırları, kelimeleri, harfleri öyle intizamkârane ve îcazdarane bast edilmiştir ki yarın her ilim ve fen adamları ve her meşrep ve meslek sahipleri ilim ve iktidarları miktarında âlem-i gayb ve âlem-i şehadetten ve ruhaniyat âleminden ve kâinattaki cereyan eden her hâdisattan haberdar olabilir.

    Risale-i Nur mü’minlere; Kur’an’dan hedâyâ-yı hidayet, kevneyn-i saadet, mazhar-ı şefaat ve feyz-i Rahman’dır.

    Risale-i Nur kâinata, baharın feyzini veren bir âb-ı hayat ve ayn-ı rahmet ve mahz-ı hakikat ve bir gülzar-ı gülistandır.

    Risale-i Nur lütf-u Yezdan, kemal-i iman, tefsir-i Kur’an ve bereket-i ihsandır.

    Risale-i Nur kâfire hazan, münkire tufan, dalalete düşmandır.

    Risale-i Nur bir kenz-i mahfî ve bir sandukça-i cevher ve menba-i envardır.

    Risale-i Nur hakaik-i Kur’an ve mi’rac-ı imandır.

    Risale-i Nur Kur’an ve Hadîs’ten sonra sertâc-ı evliya, sultanü’l-eser ve zübdetü’l-meâni ve atâyâ-yı İlahî ve hedâyâ-yı Sübhanî ve feyyaz-ı Rahmanî’dir.

    Risale-i Nur bir bahr-i hakaik ve bir sırr-ı dekaik ve kenzü’l-maarif ve bahrü’l-mekârimdir.

    Risale-i Nur hastalara şifahane-i hikmet ve mâ-i zemzem, sağlara maişet-i hakikat ve rîh-ı reyhan ve misk-i amberdir.

    Risale-i Nur mev’id-i Ahmedî (asm) ve müjde-i Haydarî (ra) ve beşaret ve teavün-ü Gavsî (ks) ve tavsiye-i Gazalî (ks) ve ihbar-ı Farukî (ks)dir.

    Risale-i Nur Şems-i Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın elvan-ı seb’ası, Risale-i Nur’un menşur-u hakikatinde tam tecelli ettiğinden hem bir kitab-ı şeriat hem bir kitab-ı dua hem bir kitab-ı hikmet hem bir kitab-ı ubudiyet hem bir kitab-ı emir ve davet hem bir kitab-ı zikir hem bir kitab-ı fikir hem bir kitab-ı hakikat hem bir kitab-ı tasavvuf hem bir kitab-ı mantık hem bir kitab-ı ilm-i kelâm hem bir kitab-ı ilm-i ilahiyat hem bir kitab-ı teşvik-i sanat hem bir kitab-ı belâgat hem bir kitab-ı ispat-ı vahdaniyet; muarızlarına bir kitab-ı ilzam ve iskâttır.

    Risale-i Nur Kur’an semalarından bir sema-yı maneviyenin güneşleri, ayları ve yıldızlarıdır. Nasıl ki zâhiren, perde-i esbab olan güneşten, kamerden ve kevkeb-i münirden bütün kâinat tenevvür ve tezeyyün ve bütün eşya neşv ü nema ve hayat buluyor. İşte Risale-i Nur da Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’dan alıp saçtığı şuâlarla bütün âleme hayat ve âdeme kâmil insan ve kulûbe neşe-i iman ve ukûle yakîn bir itminan ve efkâra inkişaf-ı iman ve nüfusa teslim-i rıza ve candır. O sema-yı maneviyeyi bazen ve zâhiren bihasebi’l-hikmet âfakî bir bulut kütlesi kaplar. O celalli sehabdan öyle bir baran-ı feyz-i rahmet takattur eder ki sümbüllenmeye müstaid tohumlar, çekirdekler, habbeler o sıkıcı ve dar âlemde gerçi muzdarip olurlar, o sıkılmaktan üzerlerindeki kışırları çatlar ve yırtarlar; o anda bulutlar da ufuklara çekilip nöbetçi vaziyetinde beklemesi bir imtihan-ı Rabbanî ve bir inkişaf-ı feyezanî ve bir rahmet-i nuranidir ki evvelceki bir habbe, bir çekirdek yeniden taze bir hayata iştiyakla ve neşe-i inkişafla meyvedar koca bir ağaç suretini alır ve يُبَدِّلُ اللّٰهُ سَيِّئَاتِهِم۟ حَسَنَاتٍ sırrına mazhar olurlar.

    Evet, yirmi senedir devam eden şu mevsim-i şita, inşâallahu teâlâ nihayet bulmuş ola… Dünyaya yeni ve feyizli bir fasl-ı nevbahar gele ve âlemin yüzü nur ile güle…

    Risale-i Nur Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın taht-ı tasarrufunda olduğundan ona uzanan, ilişmek isteyen her el kırılır ve her dil kurur. Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın وَمَٓا اَر۟سَل۟نَا مِن۟ رَسُولٍ اِلَّا بِلِسَانِ قَو۟مِهٖ kavl-i şerifinin îma ve işaratından şu devrede Türk lisanının sadmeler geçirmesine bakılırsa Risale-i Nur, Türkçede lisan üzerinde de imam olacağına; yani yarın hâlis Türkçe olan Risale-i Nur’un kesb-i imtiyaz edip diğerlerini terk edeceklerine dair işaret-i Kur’aniyedendir demiş olsam hata etmemiş olurum zannederim.

    Başta Üstadımız olduğu halde bilumum kardeşlerimize samimi selâmlarımla arz-ı hürmetler eyler, mübarek bayramlarını tebrik ve tes’id eylerim. Üstadım hakkında bir şey yazamadım. Çünkü veraset-i Muhammediye (asm) makamında olan bir zat-ı âlîkadr hakkında ne diyebilirim? Ona Hasan Feyzi Efendi kardeşimizin sözlerini tekrar etmekten başka bir şey bilmem.

    Milas ve havalisi Risale-i Nur talebeleri namına duanıza muhtaç

    Halil İbrahim (rh)

    Halil İbrahim’in Risale-i Nur hakkındaki parlak fıkrasının sonunda kaydedilip ikisi beraber Emirdağı mektuplarının âhirlerinde kaydedersiniz. Bu zat, Risale-i Nur’un çok eski ve çok sadık ve çok fedakâr bir şakirdidir, Risale-i Nur’a hitap ederek bu mektubu yazmış.

    هٰذَا مِن۟ فَض۟لِ رَبّٖى

    Said Nursî



    Emirdağ Lahikası 1. Kitap 59. Mektup ⇐ | Emirdağ Lahikası | ⇒ Emirdağ Lahikası 1. Kitap 61. Mektup