Emirdağ Lahikası 2. Kitap 18. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    Değişiklik özeti yok
    (Bu sürüm çeviri için işaretlendi)
     
    1. satır: 1. satır:
    <languages/>
    <languages/>
    <translate>
    <translate>
    <!--T:1-->
    '''Reisicumhura, Heyet-i Vekileye, Başbakanlığa, Adliye Bakanlığı Yüksek Katına, Diyanet Riyasetine,'''
    '''Reisicumhura, Heyet-i Vekileye, Başbakanlığa, Adliye Bakanlığı Yüksek Katına, Diyanet Riyasetine,'''


    <!--T:2-->
    '''Ankara'''
    '''Ankara'''


    <!--T:3-->
    Hakiki adalet ve hürriyet için çalışan zatlara birkaç nokta beyan ediyorum:
    Hakiki adalet ve hürriyet için çalışan zatlara birkaç nokta beyan ediyorum:


    <!--T:4-->
    '''Birinci Nokta:''' Hem Denizli Mahkemesi hem Ankara Ağır Ceza Mahkemesi, bütün Risale-i Nur eczalarını tetkik edip ve ehl-i vukufun da iştirakiyle beraetlerine ve sahiplerine iade etmesine bir mahzur olmadığına karar verip Said’i arkadaşlarıyla beraet ve tahliye ederek, iki sene ellerde ve mahkemelerde kalan Nur risalelerinin tamamıyla Said’e ve arkadaşlarına iade edildiği ve aynı kararı Mahkeme-i Temyiz kaziye-i muhkeme haline getirip tasdik ettiği halde; şimdi Afyon’un, Said’in şahsına karşı iki garazkârın aynı kitapları hem gayet antika mu’cizatlı yazılı Kur’an’ını, bütün bütün hilaf-ı kanun olarak müsadere edip Said ve arkadaşlarına verdiği asılsız hükmünü yine aynı Mahkeme-i Temyiz bozduğu ve şimdi vatan ve milleti eski partinin garazkârane istibdadından kurtaran hamiyetkâr, vatan-perver bazı Demokrat liderleri kemal-i istihsan ile o risaleleri kabul edip sahip oldukları halde, üç senedir hiç sebepsiz binler lira bizim gibi fukaraya zarar vermek, üç defa beraet etmiş bir mahkemeyi üç sene uzatıp –acib bir zulüm içinde şahsî bir garazkârlık vardır ki– yirmi ay tecrid-i mutlakta hizmetçisiyle temas ettirmediler. Tahliyeden sonra iki polis kapısında bıraktılar.
    '''Birinci Nokta:''' Hem Denizli Mahkemesi hem Ankara Ağır Ceza Mahkemesi, bütün Risale-i Nur eczalarını tetkik edip ve ehl-i vukufun da iştirakiyle beraetlerine ve sahiplerine iade etmesine bir mahzur olmadığına karar verip Said’i arkadaşlarıyla beraet ve tahliye ederek, iki sene ellerde ve mahkemelerde kalan Nur risalelerinin tamamıyla Said’e ve arkadaşlarına iade edildiği ve aynı kararı Mahkeme-i Temyiz kaziye-i muhkeme haline getirip tasdik ettiği halde; şimdi Afyon’un, Said’in şahsına karşı iki garazkârın aynı kitapları hem gayet antika mu’cizatlı yazılı Kur’an’ını, bütün bütün hilaf-ı kanun olarak müsadere edip Said ve arkadaşlarına verdiği asılsız hükmünü yine aynı Mahkeme-i Temyiz bozduğu ve şimdi vatan ve milleti eski partinin garazkârane istibdadından kurtaran hamiyetkâr, vatan-perver bazı Demokrat liderleri kemal-i istihsan ile o risaleleri kabul edip sahip oldukları halde, üç senedir hiç sebepsiz binler lira bizim gibi fukaraya zarar vermek, üç defa beraet etmiş bir mahkemeyi üç sene uzatıp –acib bir zulüm içinde şahsî bir garazkârlık vardır ki– yirmi ay tecrid-i mutlakta hizmetçisiyle temas ettirmediler. Tahliyeden sonra iki polis kapısında bıraktılar.


    <!--T:5-->
    Hem o gayet müttaki Nur şakirdlerini kasden, sebepsiz sırf takvalarına ihanet için mağrib namazının vaktinde muhakeme edip namazlarını kazaya bırakarak acib bir zulmetmişler. Hem bütün bu Risale-i Nur eserlerini bir defa da Isparta, tamamen müsadere edip tetkikten sonra tekrar aynen iade etmiş.
    Hem o gayet müttaki Nur şakirdlerini kasden, sebepsiz sırf takvalarına ihanet için mağrib namazının vaktinde muhakeme edip namazlarını kazaya bırakarak acib bir zulmetmişler. Hem bütün bu Risale-i Nur eserlerini bir defa da Isparta, tamamen müsadere edip tetkikten sonra tekrar aynen iade etmiş.


    <!--T:6-->
    Demokratların zamanında madem ezan-ı Muhammedî ve din dersleri gibi şeair-i İslâmiye ile Kur’an’a hizmet ve eskilerin Kur’an zararına tahribatları tamire başlanılmış. Ve madem dinsizlerin ve masonların ve komünistlerin eserleri intişar ediyor. Elbette âlem-i İslâm’ın Mekke, Medine, Şam gibi yerlerinde büyük âlimlerin takdir ve tahsinlerine mazhar olmuş ve Diyanet Riyasetinde hocalara okutturulan Zülfikar, Asâ-yı Musa ve Siracünnur gibi, feylesofları susturan mübarek mecmuaları müsadere etmek, üç sene onlarla beraber binler lira kıymetinde değerli, mu’cizatlı, altın ile ism-i Celal yazılmış, Diyanet Reisi bütün takdir ile tabına çalıştığı Kur’an’ı müsadere eden adamlar; elbette adalet ve adliye ve hakikat hesabına değil belki komünist, masonluk hesabına bir garazkârlık ediyorlar.
    Demokratların zamanında madem ezan-ı Muhammedî ve din dersleri gibi şeair-i İslâmiye ile Kur’an’a hizmet ve eskilerin Kur’an zararına tahribatları tamire başlanılmış. Ve madem dinsizlerin ve masonların ve komünistlerin eserleri intişar ediyor. Elbette âlem-i İslâm’ın Mekke, Medine, Şam gibi yerlerinde büyük âlimlerin takdir ve tahsinlerine mazhar olmuş ve Diyanet Riyasetinde hocalara okutturulan Zülfikar, Asâ-yı Musa ve Siracünnur gibi, feylesofları susturan mübarek mecmuaları müsadere etmek, üç sene onlarla beraber binler lira kıymetinde değerli, mu’cizatlı, altın ile ism-i Celal yazılmış, Diyanet Reisi bütün takdir ile tabına çalıştığı Kur’an’ı müsadere eden adamlar; elbette adalet ve adliye ve hakikat hesabına değil belki komünist, masonluk hesabına bir garazkârlık ediyorlar.


    <!--T:7-->
    Ben kendim zehir hastalığıyla şiddetli hasta olduğumdan ve kendi hukukumu müdafaa edemediğimden, Sungur’u kendime vekil ediyorum. Eski hükûmetin bana karşı yirmi senelik işkence ile bu tahribatın kaldırılmasını, adalet-perver yeni hükûmetin bakanlarından bekliyorum. Kardeşlerimden Mustafa Sungur’u tevkil ediyorum.
    Ben kendim zehir hastalığıyla şiddetli hasta olduğumdan ve kendi hukukumu müdafaa edemediğimden, Sungur’u kendime vekil ediyorum. Eski hükûmetin bana karşı yirmi senelik işkence ile bu tahribatın kaldırılmasını, adalet-perver yeni hükûmetin bakanlarından bekliyorum. Kardeşlerimden Mustafa Sungur’u tevkil ediyorum.


    <!--T:8-->
    Nur şakirdleri namına
    Nur şakirdleri namına


    <!--T:9-->
    '''Said Nursî'''
    '''Said Nursî'''


    <!--T:10-->
    ------
    ------
    <center> [[Emirdağ Lahikası 2. Kitap 17. Mektup]] ⇐ | [[Emirdağ Lahikası]] | ⇒ [[Emirdağ Lahikası 2. Kitap 19. Mektup]] </center>
    <center> [[Emirdağ Lahikası 2. Kitap 17. Mektup]] ⇐ | [[Emirdağ Lahikası]] | ⇒ [[Emirdağ Lahikası 2. Kitap 19. Mektup]] </center>

    19.14, 28 Kasım 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

    Diğer diller:
    • Türkçe

    Reisicumhura, Heyet-i Vekileye, Başbakanlığa, Adliye Bakanlığı Yüksek Katına, Diyanet Riyasetine,

    Ankara

    Hakiki adalet ve hürriyet için çalışan zatlara birkaç nokta beyan ediyorum:

    Birinci Nokta: Hem Denizli Mahkemesi hem Ankara Ağır Ceza Mahkemesi, bütün Risale-i Nur eczalarını tetkik edip ve ehl-i vukufun da iştirakiyle beraetlerine ve sahiplerine iade etmesine bir mahzur olmadığına karar verip Said’i arkadaşlarıyla beraet ve tahliye ederek, iki sene ellerde ve mahkemelerde kalan Nur risalelerinin tamamıyla Said’e ve arkadaşlarına iade edildiği ve aynı kararı Mahkeme-i Temyiz kaziye-i muhkeme haline getirip tasdik ettiği halde; şimdi Afyon’un, Said’in şahsına karşı iki garazkârın aynı kitapları hem gayet antika mu’cizatlı yazılı Kur’an’ını, bütün bütün hilaf-ı kanun olarak müsadere edip Said ve arkadaşlarına verdiği asılsız hükmünü yine aynı Mahkeme-i Temyiz bozduğu ve şimdi vatan ve milleti eski partinin garazkârane istibdadından kurtaran hamiyetkâr, vatan-perver bazı Demokrat liderleri kemal-i istihsan ile o risaleleri kabul edip sahip oldukları halde, üç senedir hiç sebepsiz binler lira bizim gibi fukaraya zarar vermek, üç defa beraet etmiş bir mahkemeyi üç sene uzatıp –acib bir zulüm içinde şahsî bir garazkârlık vardır ki– yirmi ay tecrid-i mutlakta hizmetçisiyle temas ettirmediler. Tahliyeden sonra iki polis kapısında bıraktılar.

    Hem o gayet müttaki Nur şakirdlerini kasden, sebepsiz sırf takvalarına ihanet için mağrib namazının vaktinde muhakeme edip namazlarını kazaya bırakarak acib bir zulmetmişler. Hem bütün bu Risale-i Nur eserlerini bir defa da Isparta, tamamen müsadere edip tetkikten sonra tekrar aynen iade etmiş.

    Demokratların zamanında madem ezan-ı Muhammedî ve din dersleri gibi şeair-i İslâmiye ile Kur’an’a hizmet ve eskilerin Kur’an zararına tahribatları tamire başlanılmış. Ve madem dinsizlerin ve masonların ve komünistlerin eserleri intişar ediyor. Elbette âlem-i İslâm’ın Mekke, Medine, Şam gibi yerlerinde büyük âlimlerin takdir ve tahsinlerine mazhar olmuş ve Diyanet Riyasetinde hocalara okutturulan Zülfikar, Asâ-yı Musa ve Siracünnur gibi, feylesofları susturan mübarek mecmuaları müsadere etmek, üç sene onlarla beraber binler lira kıymetinde değerli, mu’cizatlı, altın ile ism-i Celal yazılmış, Diyanet Reisi bütün takdir ile tabına çalıştığı Kur’an’ı müsadere eden adamlar; elbette adalet ve adliye ve hakikat hesabına değil belki komünist, masonluk hesabına bir garazkârlık ediyorlar.

    Ben kendim zehir hastalığıyla şiddetli hasta olduğumdan ve kendi hukukumu müdafaa edemediğimden, Sungur’u kendime vekil ediyorum. Eski hükûmetin bana karşı yirmi senelik işkence ile bu tahribatın kaldırılmasını, adalet-perver yeni hükûmetin bakanlarından bekliyorum. Kardeşlerimden Mustafa Sungur’u tevkil ediyorum.

    Nur şakirdleri namına

    Said Nursî


    Emirdağ Lahikası 2. Kitap 17. Mektup ⇐ | Emirdağ Lahikası | ⇒ Emirdağ Lahikası 2. Kitap 19. Mektup