Sikke-i Tasdik-i Gaybi 37. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    ("بِاس۟مِهٖ سُب۟حَانَهُ وَ اِن۟ مِن۟ شَى۟ءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَم۟دِهٖ اَلسَّلَامُ عَلَي۟كُم۟ وَ رَح۟مَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ '''Çok aziz, çok sıddık ve sadık kardeşlerim ve Risale-i Nur cihetinde emin ve hâlis vârislerim!''' Çok manidar ve kuvvetli bir tevafuk ve şakirdlerin sadakatlerine delil, bir zâhir keramet-i Nuriyeyi bey..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
     
    Değişiklik özeti yok
     
    28. satır: 28. satır:


    '''Said Nursî'''
    '''Said Nursî'''
    ------
    <center> [[Sikke-i Tasdik-i Gaybi 36. Mektup]] ⇐ | [[Sikke-i Tasdik-i Gaybi]] | ⇒ [[Sikke-i Tasdik-i Gaybi 38. Mektup]] </center>
    ------

    20.27, 26 Ekim 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

    بِاس۟مِهٖ سُب۟حَانَهُ وَ اِن۟ مِن۟ شَى۟ءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَم۟دِهٖ

    اَلسَّلَامُ عَلَي۟كُم۟ وَ رَح۟مَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ

    Çok aziz, çok sıddık ve sadık kardeşlerim ve Risale-i Nur cihetinde emin ve hâlis vârislerim!

    Çok manidar ve kuvvetli bir tevafuk ve şakirdlerin sadakatlerine delil, bir zâhir keramet-i Nuriyeyi beyan etmeme bir ihtar aldım. Şöyle ki:

    Ben vasiyetnamemi yazdığım aynı zamanda, gizli münafıklar; benim itimat ettiğim hizmetçilerimi zabıta tarafından yanıma gelmekten men’ettikleri aynı vakitte, fırsat bulup tanımadığım birisiyle, sâbık dokuz defadan daha tesirli bir zehir bana yutturdular.

    Hem aynı zamanda, Tunuslu ve âlim kardeşlerimizden ve buraya kadar geçen sene beni görmek için gelip görüşmeden giden Hoca Haşmet, Yozgat’tan buraya yazıyor ki: “Said vefat etmiş, Risale-i Nur’un yüz otuz risalesi muhafaza edilsin. Tâ ki ileride tabedeceğiz.”

    Hem aynı zamanda Halil İbrahim’in vefatım hakkında bir hazîn mersiye hükmündeki parlak mektubu, şakirdleri ağlattırdı.

    Hem bu zamana pek çok yakın, Hüsrev’in, kendi âdetine muhalif benim vefatıma dair bir iki mektubunda, iki üç gün ömür gibi tabirlerle ecelime işaretleri, bir parça beni müteessir etti. “Acaba ben gidiyorum?” diye endişe ettim.

    Hem aynı bu hengâmlarda, en ziyade hayat-ı dünyeviyedeki vazifemi düşünüp vefatımdan sonra şakirdler bu dehşetli zamanda benim bedelime de o vazifeyi yapacaklar mı diye çok merak ederken birden Denizli, Milas, Isparta, İnebolu, ümidimin yüz derece fevkinde öyle sahabetkârane ve iltizam-perverane o vazifeye koşup başkaları da ve muallim ve âlimleri koşturdular ki beni hayret hayret içinde bıraktılar.

    Elhasıl: Bu beş cihetteki tevafuk, zâhir bir keramet-i Nuriyedir.

    اَل۟حَم۟دُ لِلّٰهِ هٰذَا مِن۟ فَض۟لِ رَبّٖى

    Kardeşlerim! Merak etmeyiniz, Cevşen ve Evrad-ı Bahaiye bu defa dahi o dehşetli zehirin tehlikesine galebe etti; tehlike devresi geçti fakat hastalık devam ediyor.

    Umum kardeşlerime birer birer selâm ve selâmetlerine dua edip şüphesiz makbul olan dualarını isterim. Ve İnebolu’da ve civarında hem çok hanımların hem küçücük yavrularının Risale-i Nur’u yazmaya başlamalarını ve Kur’an dersini çok masumların almasını bütün ruh u canımızla tebrik ediyoruz.

    اَل۟بَاقٖى هُوَ ال۟بَاقٖى

    Said Nursî


    Sikke-i Tasdik-i Gaybi 36. Mektup ⇐ | Sikke-i Tasdik-i Gaybi | ⇒ Sikke-i Tasdik-i Gaybi 38. Mektup