Barla Lahikası 196. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
Değişiklik özeti yok |
||
1. satır: | 1. satır: | ||
<languages/> | |||
<translate> | |||
''(Babacan Mehmed Ali’nin fıkrasıdır.)'' | ''(Babacan Mehmed Ali’nin fıkrasıdır.)'' | ||
19. satır: | 21. satır: | ||
<center> [[Barla Lahikası 195. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 197. Mektup]] </center> | <center> [[Barla Lahikası 195. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 197. Mektup]] </center> | ||
------ | ------ | ||
</translate> |
20.29, 21 Kasım 2023 tarihindeki hâli
(Babacan Mehmed Ali’nin fıkrasıdır.)
Ey benim ruh-u canım Üstadım Hazretleri!
Size karşı hakkıyla talebelik vazifesini îfa edemiyorum ve Risale-i Nur’a tam hizmet edemiyorum. Çünkü Risale-i Nur’la tezahür eden kuvvet ve kudret, zekâvet, esrar ve envarı düşündükçe, tefekkür ettikçe kendimden geçip bîhuş kalıyorum. Öyle yüksek yerlere çıkamıyorum. İnşâallah Cenab-ı Hakk’ın izniyle, kullarına bahşetmiş olduğu en kıymettar cevahirden bin kat ziyade kıymetli bulunan Kur’an-ı Hakîm’in sırlarını izhar eden risalelerden gücüm yettiği kadar istifadeye çalışacağım. Gündüz derd-i maişetle vakit bulamadığımdan gecenin bir kısmını o Nurlarla ışıklandıracağım.
O Nurları yazdıkça kalemim ve kalbim gayet şirin ve ruhanî bir sevinç hissediyorum. Cenab-ı Hakk’a nasıl hamd ve şükredeceğimi bilemiyorum. Bazen o Risale-i Nur’un envarına karşı ihtiyarım elimden gidiyor. Gafletli geçmiş zamanımı düşündükçe mahzun ve mükedder bulunuyorum. Bu Nurları bulduktan sonra istikbalimi gördükçe kahkaha ile gülüyorum, ferah oluyorum ve müferrah oluyorum. On beş senedir böyle bir hizmeti arzu ediyordum. Dünyanın çok safahat-ı hayatını ve zevkiyatını gördüm. Bu ebede karşı arzuyu tatmin ve işbâ etmiyordular.
İşte tam o arzuyu tatmin ve temin edecek gıdayı Risale-i Nur’da buldum, elhamdülillah. Şimdiye kadar nefsim dünyanın zâhirî zevklerine kapılmış ve beni diğer bir âlemin zindanlarına kadar sevk etmeyi kurmuş ve bir derece muvaffak olmuştu ve bana binmişti. Şimdi وَ هُوَ عَلٰى كُلِّ شَى۟ءٍ قَدٖيرٌ olan Cenab-ı Mevla ve Takaddes Hazretlerine hadsiz hamd ve şükrediyorum ki Said isminde bir zatın vasıtasıyla esrar-ı Kur’aniyeyi benim imdadıma yetiştirdi. Nefs-i emmarenin o beliyyesinden kurtuldum.
On beş senedir hakikate giden yolu aramak için çok kapılar çaldım. Çoklarında dünyaya ait ziynetleri gördüğümden geri çekildim fakat lillahi’l-hamd tam bir kapı buldum. Cenab-ı Hak beni o kapıya tam hizmetkâr yapıp sebat versin. Bu zulmetli asırda hakaik-i imaniyenin envarını neşreden Risale-i Nur, ne derece parlak olduğu ve herkese menfaatli bulunduğu inkâr edilmez. İnkâr edilse bilmemezlikten ve anlamamazlıktandır. “Anlayana sivrisinek saz gelir, anlamayana davul zurna az gelir.” Cenab-ı Hak gözlerimizin perdelerini kaldırsın, hakaiki hakkıyla bize göstersin, âmin!
Babacan
Mehmed Ali