Ankara Üniversitesi Nur Talebelerinin Mektubu: Revizyonlar arasındaki fark

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    ("'''Azîz Sıddık Kardeşlerimiz,''' Mektûbunuzdan, İslâm güneşinin bir ziyâsını sezer gibi olduk. Yüzlerce seneden beri insaniyet aleyhine, İslâmiyet zararına mütecâviz fikir neşreden ehl-i küfrün tahriblerini tamir için ortaya atılan Risale-i Nur’un – sizlerin mektûbunuzdan – gençlerin arasına yayıldığını sezdik. Ebedî hayat yolunun hak-perest yolcuları, hayâlî boş lafları terkedip, Risale-i Nur’la küfür tohu..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
     
    Değişiklik özeti yok
    13. satır: 13. satır:
    Mâdem İslâm âlimleri – hadîs-i şerîfe göre – dünya ikbâl ve heveslerinin peşinde koşmadıkça, peygamberlerin en emin vârisleridirler. Biz de Risale-i Nur’u, onun tam vârisi biliyoruz. Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsi, hakîki vâris olmanın esâsını yaşamış ve yaşıyor. Onun karşısına çıkan körler ve sağırlar ve hissiz gâfiller, küçüleceklerdir. Böyle muazzam bir olgunluğa sâhib olan Risale-i Nur, elbette bütün feylesofları, dünya ilim ve hak erbâbını çağıracak ve her akl-ı selîm ve kalb-i kerîm olan mübârek insanları talebesi yapacak; bu da inşâallâh uzakta değil, yakında tahakkuk edecektir.
    Mâdem İslâm âlimleri – hadîs-i şerîfe göre – dünya ikbâl ve heveslerinin peşinde koşmadıkça, peygamberlerin en emin vârisleridirler. Biz de Risale-i Nur’u, onun tam vârisi biliyoruz. Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsi, hakîki vâris olmanın esâsını yaşamış ve yaşıyor. Onun karşısına çıkan körler ve sağırlar ve hissiz gâfiller, küçüleceklerdir. Böyle muazzam bir olgunluğa sâhib olan Risale-i Nur, elbette bütün feylesofları, dünya ilim ve hak erbâbını çağıracak ve her akl-ı selîm ve kalb-i kerîm olan mübârek insanları talebesi yapacak; bu da inşâallâh uzakta değil, yakında tahakkuk edecektir.


    Dünya, ekserî feylesofların ve âlimlerin dediği gibi, yepyeni bir oluşun eşiğindedir. Dünya, nurunu arıyor. Hakikat şâiri Mehmed Âkif,<br>
    Dünya, ekserî feylesofların ve âlimlerin dediği gibi, yepyeni bir oluşun eşiğindedir. Dünya, nurunu arıyor. Hakikat şâiri Mehmed Âkif,<br><br>
    O nuru gönder İlâhî asırlar oldu yeter!
    O nuru gönder İlâhî asırlar oldu yeter!<br>
    Bunaldı milletin âfâkı bir sabah ister.<br>
    Bunaldı milletin âfâkı bir sabah ister.<br><br>
    diye, işte bu Nur’a işâret ettiği, bugün bizce bir hakikattir.
    diye, işte bu Nur’a işâret ettiği, bugün bizce bir hakikattir.


    '''Ankara Üniversitesi Nur Talebeleri'''
    '''Ankara Üniversitesi Nur Talebeleri'''

    10.19, 30 Temmuz 2024 tarihindeki hâli

    Azîz Sıddık Kardeşlerimiz,

    Mektûbunuzdan, İslâm güneşinin bir ziyâsını sezer gibi olduk. Yüzlerce seneden beri insaniyet aleyhine, İslâmiyet zararına mütecâviz fikir neşreden ehl-i küfrün tahriblerini tamir için ortaya atılan Risale-i Nur’un – sizlerin mektûbunuzdan – gençlerin arasına yayıldığını sezdik. Ebedî hayat yolunun hak-perest yolcuları, hayâlî boş lafları terkedip, Risale-i Nur’la küfür tohumlarını eriteceklerdir. Nur’un talebeleri, ehl-i kalb ve îmânın hakîki kardeşleridirler. Siz kardeşlerimizin mektûbları, bizlere hız veriyor ve verecek. Kur'ân’ın tefsiri olan Risale-i Nur, bize, dalâlette kalmanın ve küfürle mücâdele etmemenin bu zamanda büyük ahmaklık olduğunu bildiriyor. Komünistliğin, anarşistliğin, masonluğun kuvvet kazandığı bir devirde en mühim bir vazife, Nur’a hizmet etmek ve rızâ-yı İlâhîyi tahsil için onu isteyene vermektir. Bu en baş ve en ehemmiyetli, en kıymetli ve mübârek vazifemizden bizi döndürmek isteyen en ağır hücumlar dahi, bizlerin hızını arttıracaktır.

    Risale-i Nur bize öğretiyor ve isbât ediyor ki: Bu dünya, bir misâfirhânedir. Ebedî hayatı isteyenler, misâfirhânedeki vazifelerine dikkat gösterdikleri nisbette memnun edilirler. Demek ki şimdi en esâslı vazifemiz; bataklıktan kurtulmak isteyen ehl-i dinin, karanlıktan usanmış gıdâsız kalmış kalblerin yardımına koşmak, kendimizden başlayarak Nur’un dellâllığını yapmaktır.

    Bilhassa ve bilhassa şurası çok ehemmiyetli ve pek mühimdir ki; en başta ve en evvel Risale-i Nur’u dikkat ve tefekkürle devamlı olarak okumak ve o muazzam eser külliyatındaki Kur'ân ve îmân hakikatleriyle kendimizi techiz etmek ve bu esâs ve şartlarla, o hàrika eser külliyatını bir ân evvel ikmal etmektir. İşte bu ni'met-i uzmâya nâil olan her genç ve herkes, bire yüzbin kuvvetinde, kendine, vatan ve milletine fâideli olur; vatan, millet, gençlik ve Âlem-i İslâm çapında hizmet edebilecek bir vaziyete gelebilir. Bunun için, başta Hazret-i Üstadımız Bediüzzaman ve onun hakîki ve ihlâslı talebeleri olmaya lâyık sizlerden duâ istirham ediyoruz ki, Risale-i Nur’un mecmualarını bir ân evvel te'min edelim, arayalım, bulalım; dikkat, tefekkür ve ihlâsla okuyalım, Kur'ân ve îmân hizmetinde bu vaziyette koşalım. Risale-i Nur’un bu asırdaki makbûliyetine işâret eden deliller fazlasıyla mevcûd olduğuna göre, insaf sâhibi her mü'min kardeşimiz, onun tabîi bir yardımcısıdır.

    Hem mâdem, Risale-i Nur bu asra hàs hususiyetler taşıyor; hem mâdem, binlerce âlimlerin takdirleriyle karşılanıyor; hem mâdem, Kur'ânın dellâllığını yapan kahraman Üstad, eşine rastlanmayacak bir mükemmeliyetle, dürüst adımlarla, hakîki prensiplerle, bütün hayatını îmân ve İslâmiyet’e vakfetmiş, dünyevî hiçbir menfaat aramadan, sırf Allah rızâsı uğruna çalışmıştır; hem mâdem, bütün kuvvetiyle Nur talebeleri de, îmân ve İslâmiyet’e Ehl-i Sünnet dâiresinde hizmet için hayatlarını dahi çekinmeden veriyor ve süflî menfaat peşinde değildirler ve mâdem, yüzbinlerce Nur talebeleri bütün tazyîk ve tehdidlere rağmen bu hakikati fiilen isbât etmişler; hem her talebe, bugün cereyan eden bâtıl felsefenin akîdelerine, hakîki, mantıkî cevablar vermek üzere yetişmişler ve yetişiyorlar; hem her ihtiyacımıza Kur'ân cevab veriyor, onda, lâzım olan her hakikat sarîh olarak vardır; ve mâdem Kur'ân, en güzel şekilde ders veren Allah’ın hediyesi, bir nuru ve rahmetidir.. Öyle ise, bu hazine-i rahmeti ve menba'-ı hakikati ders veren ve hakîki sûrette, gençliğin ve avâmın anlayabileceği bir şekilde bildiren Risale-i Nur’u, dikkat ve tefekkürle ve devamlı olarak, müsâid vakitlerimizi boşa gidermeden okumak ve yazmak en büyük bir ibâdet ve zevk kaynağıdır. Hâl ve istikbâlin ve biz gençlerin çok lezîz ve iştiyakla alacağı gayet nâfi' ve vâfî bir ilâç ve bir tiryâktır, bir manevî kurtarıcıdır. Bu kat'î hakikatler meydânda iken, ona bütün kuvvetimizle sarılmamak, baştan aşağı Risale-i Nur’u tedkik etmemek, alâkadar olmamak, ancak gafletin eseri olabilir.

    Hem, kim hakikat peşinde koşuyorsa, Risale-i Nur’dan ders alması lâzımdır ve Nur yolunda giden her münevver, hakîki saâdete kavuşacak ve yeryüzünün mâhiyetini derkedecektir diye, biz Ankara Nur Talebeleri dahi ittifak ediyoruz. Ebedî hayat hazinesini gösteren Kur'ân-ı Hakîm’in nuru olan Risale-i Nur, elbette bir zaman dünyayı çınlatan nurlu sesini yükseltecektir.

    Mâdem İslâm âlimleri – hadîs-i şerîfe göre – dünya ikbâl ve heveslerinin peşinde koşmadıkça, peygamberlerin en emin vârisleridirler. Biz de Risale-i Nur’u, onun tam vârisi biliyoruz. Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsi, hakîki vâris olmanın esâsını yaşamış ve yaşıyor. Onun karşısına çıkan körler ve sağırlar ve hissiz gâfiller, küçüleceklerdir. Böyle muazzam bir olgunluğa sâhib olan Risale-i Nur, elbette bütün feylesofları, dünya ilim ve hak erbâbını çağıracak ve her akl-ı selîm ve kalb-i kerîm olan mübârek insanları talebesi yapacak; bu da inşâallâh uzakta değil, yakında tahakkuk edecektir.

    Dünya, ekserî feylesofların ve âlimlerin dediği gibi, yepyeni bir oluşun eşiğindedir. Dünya, nurunu arıyor. Hakikat şâiri Mehmed Âkif,

    O nuru gönder İlâhî asırlar oldu yeter!
    Bunaldı milletin âfâkı bir sabah ister.

    diye, işte bu Nur’a işâret ettiği, bugün bizce bir hakikattir.

    Ankara Üniversitesi Nur Talebeleri